En azından olması gereken, hakkınız elinizden alındığında buna karşı koyabilmektir. Bundan fazlası ise, hiç tanımadığın birinin içinde bulunduğu olay için sesini çıkarmaktır. Köyüne taş ocağı yapılan bir yaşlının ''Bu doğaya kıymayın, toprağıma, suyuma dokunmayın'' cümlesini senin de söyleyebilmen, kızının şüpheli ölümü için ''Bu nasıl vicdan?'' diyen babasının arkasında durabilmen, şiddet gören kadınların duyduğu acıyı hissedebilmen önemlidir. Komşunun evinde olan hırsızlık aslında senden de bir şeyler eksiltebilir. Bu haksızlığa karşı çıkıp çıkmayacağın, ya da ''yarın bir gün benim de başıma gelir ve onlar da bana yardım eder'' anlayışıyla yapman, senin de yastığının altındaki altınları çalmasa da, insani duygularını çalabilir. O yüzden o yaşlıyı, o babayı, o kadını, bu adaletsizlikleri haber yaptığı için tutuklanan gazeteciyi, adil karar verdiği için başka bir yere sürülen hakimi de savunmaya devam etmek gereklidir.
Yorum Bırakın