Sen Nasıl Bir Reklam Ürünüsün?

Sen Nasıl Bir Reklam Ürünüsün?
  • 5
    0
    0
    0
  • Dijitalleşme yalnızca fiziksel hareketlerimiz ya da eğlence anlayışımız gibi yaşayış biçimlerimizi softlaştırmakla kalmadı. Aynı zamanda dijitalleşen dünyada, eskiden çok daha geleneklere göre biçimlenmiş olan dil ve üslup biçimimizde değişime uğradı. 

    Dijitalle beraber, bireysel anlamda sosyal medyaya adım attığımız andan itibaren resmiyeti kapının ardında bıraktık. Teknolojinin gelişiminde, dünya üzerinde son trendlere ayak uyduran kitlenin çoğunluğunun genç nüfus olması bu durumun bir sebebi olabilir. Yoğunlukla gençlerin kullandığı sosyal medya uygulamalarında, artık trendler yaratıcı ve genç zihinler ile belirleniyor. Belki de gelinen son durumda dünya dijitale değil, dijital gençlere ve dünya da gençlerin belirlediği bu dijital dinamiklere uyum sağlıyor, denebilir.

    Her ne kadar hala birine mektup yazmak nostaljik bir duygu olarak gençleri heyecanlandırsa da, iş dijital ortamlara geldiğinde rakamlar tam tersini söylüyor. "We are social" ve "Hootsuit" tarafından hazırlanan 2020 internet ve sosyal medya istatistiklerine göre; 

    We Are Social 2020 Dünya Sosyal Medya Kullanım İstatistikleri – Facebook Kullanıcıları Yaş Dağılımları

    We Are Social 2020 Dünya Sosyal Medya Kullanım İstatistikleri – Facebook Kullanıcıları Yaş Dağılımları

    Facebook reklam kitlesinin %32’si 25-34 yaş grubu arasındayken,

    We Are Social 2020 Dünya Sosyal Medya Kullanım İstatistikleri – Instagram Kullanıcıları Yaş Dağılımları

    Instagram reklam kitlesinin %65’i 18-34 yaş grubu arasındadır.

    We Are Social 2020 Dünya Sosyal Medya Kullanım İstatistikleri – Twitter Kullanıcıları Yaş Dağılımları

    Twitter verilerine bakıldığında da, aynı genç nüfus etkisini görmek mümkün.

    Türkiye'de de durum dünyadan farklı değil, 18 ila 34 yaş arası sosyal medya kullanımının yüksek olduğu ülkelerden biriyiz. Bu nedenle gençlerin trendleri belirlediği sosyal mecralarda eğlenceli içerikler yaygınlaşmaya devam ediyor. Günümüzde yalnızca bireysel hesapların değil, kurumların da bu platformlarda içerik üretmeye başladığını da unutmamak gerekir. Hal böyle olunca, iş yapma pratiklerinde de bazı değişimlerin yaşandığını söyleyebiliriz. 

    Genç dilde kurumsallaşma

    Sosyal medyada iş düşüncesi denilince, akla ilk olarak pazarlama alanı geliyor. Pazarlamanın sosyal medya üzerinden yapılmasına aracı olan ajanslar yeni bir iş kolu olan "influencerları" hayatımıza kattığı gibi,  yeni bir iş yapış biçimi olan ve aslında her sosyal medya kullanıcısının gerçekleştirdiği "storytelling" kavramını da güncelledi.

    Güncelledi, diyorum çünkü hikaye anlatıcılığı reklamcılığın var oluşundan bu yana uygulanan bir yöntem. Ancak hikaye, aslında insanın var oluşunda var. İnsan yaradılışı gereği öğrenme ve öğrendiklerini aktarma çabası içerisinde bulunuyor. Öğrendiklerini kendi zihninde kurgulayıp, dil ile sanatsal hale getirdikten sonra bunu "karşı tarafı etkileme arzusu" ile hikayeleştiriyor. İşte bu tanım, aslında reklamcılığın temel ilkesini de bizlere açıklayabilir. Hele ki, reklamların "dijital ortamda bırakılan ayak izleri ile kullanıcıya özel üretildiği", bu dijital dünyadan bahsediyorsak.

    “Eğer kişilerin duygularına hitap etmezsen,

    onlar üzüldüğünde onların hissedeceği şekilde üzülmezsen

    veya sevinirken onlar adına sevinmezsen

    satış yapamazsın.”

    -Brené Brown 

    Dijitalleşen dünyada, kullanıcılar aslında daha fazla takipçi için bu reklamcılık ilkesine dayanan faaliyetler gösteriyor, kendi kişisel hesaplarını fotoğraf ya da video bloglara çevirip, tarzlarını ya da işlerini belirli temalar üzerinden kitlelere pazarlamaya çalışıyorlar. Önceki yazımda eleştirdiğim "tık fetişizmi", dijital insanın yaşayış biçimi haline geliyor. Her ne kadar kullanıcılarda "hastalık seviyesinde" bağımlılık yaratan ya da narsistleştiren bir pazar alanına dönüşse de sosyal medya, yalnızca sanal bir ortam olarak düşünülemez hale geldi.

    Kurumların ve kuruluşların da insanlara ulaştığı bir mecra olarak bakıldığında, reklamın kendisinin de bu pazarda reklam olarak yer aldığını görebiliriz. İşte tam da bu noktada storytelling kavramının dijital medyada uygulanması oldukça etkili. Storytelling, bugün genç nüfusun eğlenceli içerik ve dil anlayışını benimseyen kurallar çerçevesinde markaların ürünlerini pazarlaması için yapılıyor. Yukarıda belirttiğim gibi aslında her birimiz bu kavramın üretilmesine yardımcı olan kullanıcılarız. Çünkü sosyal platformlar, özellikle de Instagram, kitlelerin oldukça ilgisini çeken, günlük "story" özelliği ile bu tekniğin en basit ve etkili aracını kullanıma sunuyor.

    Markalar kendi ürünlerinin reklamını yapmaları için influencerları hikayelerini anlatmak üzere konumlandırırken, herhangi bir sosyal medya kullanıcısı da yaptığı yemekten, giydiği kıyafete değin yaratıcı, sanatsal ve eğlenceli hikaye paylaşımları ile hesabına takipçi çekmeyi hedefliyor. Reklamcılık anlayışına göre, şişirilmiş reklam çabası boşadır aksine, ne kadar duygusal dil kullanılırsa ve hayatın gerçekliği ön plana çıkarılırsa, kitle bundan o kadar etkilenecektir. Sosyal medya kullanıcıları da aslında bütün bu teknik bilgileri, son yıllarda kendi hesaplarını pazarlamaya çalışırken öğrendi. 

    Birbiri ardında biriken storyler, hepsini izleme isteği ve daha iyilerini üretme hayali...Tüm bunlar nedeniyle devamlı çalışan bir reklam endüstrisinin içinde yaşıyoruz, hissiyatındayız.

    Toplum ile arasında duygusal bir bağ kurmayı hedefleyen markalar, hikaye anlatımı yaptıkları reklam videoları ile sosyal medya sayesinde kitlelere ulaşma konusunda çok daha kolay ve etkili bir yol bulmuş oldu. Fakat bu reklama ilk olarak ulaşması muhtemel kullanıcı 18-25 yaş aralığında olacağı için "x ile sen de bu deneyimi yaşamalısın!" diye anlatıma başladı. Eğer baby-boomerlarla konuşuyor olsaydı, öncelikle zat-ı hallerini sorabilirdi. Buradan çıkılan yolla, diğer yaş nüfuslarına ulaşmak için gençler, reklamcılar ile genişleyen kitle arasında bir iletkenlik görevi üstlenmeye başladı. Gençlerin ilgisini çekebilecek, onların eğlence anlayışına uygun hikaye içerikleri birbiriyle yarış haline girdi. 

    Kullanıcılar da kişisel hesaplarından bu yaşayan yeni dili yakalamaya ve içeriklerini pazara sunmaya devam ediyor. Fakat sosyal medyada reklam yaparken, reklamın kendisi olduğumuzu unutmamak gerekiyor. 

    Kaynakça

    Gökmen, Yeliz. "Storytelling Nedir? Storytelling Çeşitleri". 2009.

    Kaçar, Ömer. "Markalar İçin Hikayeleştirme (Storytelling) Sanatı". 2008.

    Otherworkers, "STORYTELLER OLMAK: REKLAMDA HİKAYE ANLATICILIĞI", 2018.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.