Şu an yanıbaşımdaki pencereden içeri giren “Nirvana - Where did you sleep last night” eşliğinde hafif bi' rüzgar esintisi. Sanırım meltem esintisi diyorlardı buna. Meltem esintisi güzelliğinde bir dünya dilerdim.

Meltem esintisi güzelliğinde bir dünya... Çok hoş değil mi?

Hadi yaratalım mı böyle bir şey? Mesela iklimi de hazır. Akşamları sürekli meltem esintisi. İnsanları meltem esintisinde aşık olsun, hayal kursun, yazı yazsın, müzik yapsın... Kısacası üretsin. Belki bu sayede mutlu bireyler olmayı öğrenir birkaçımız. Ve sonra hep gülümseriz birbirimize. Evet gülümseriz. Gülümsüyoruz. Ne kadar da güzel ve naif.

Mesela birbirine gülümsemeyenlere de ceza verelim. Ceza dediysem de öyle onur kırıcı şeyler değil. Şey yapsın mesela yetkin olduğu bir alanda eğitim versin çocuklara. Çocuklar önemli çünkü. Oluşturduğumuz düzenin yapı taşı onlar. Mutlu, sağlıklı, yetenekli çocuklar eşittir mutlu toplum diye düşünürüm ben. Sonra ne yapalım, şey yapalım, ekiplere ayrılalım. Her gün dörder saat üretelim. Bahçe işleri olsun, teknik işler olsun. Ne olursa!

Bi' de zaten araba gibi öyle doğayı kirleten teknolojik aletler kırmızı çizgimiz. Yasak arkadaşım!

Her akşam eğlencemiz olsun meltem esintisinde. Kitaplar okuyalım, şarkılar söyleyelim, oyunlar oynayalım. Ve bunları sadece bizim gibi olanlarla yapalım. Evet ayrıştırıcıyım bu konuda.

Çünkü hassasım.

Hassas olmakta da haklıyım.

Çünkü ben Y kuşağıyım.

YOLO yazalım her yere. Pink Floyd'dan sözler yazalım. Pink Floyd caddemiz olsun. Babylon ise meydanımızın adı. Sahi seninle orada buluşacaktık değil mi?
-Neredesin?
+Babylon'dayım.

Evet tüm bunlar hayal. Sen de hayalsin. Ben de hayalim. Yaşadıklarımız da hayal. Biz hiç olmadık. Olmuşuz gibi davrandık, davranıyoruz. Davrandıkça var olduğumuza inanıyoruz. Mesela şu an bana dokunabiliyor musun? Beni hissedebiliyor musun? Hayır. O yüzden ne sen var oldun ne ben var oldum ne de Pink Floyd. Güzel şeyleri hayal ettik sadece. Bu yazı da yok. Bunları hiç okumadın. Çünkü okumamış gibi davranabilirsin. Biliyorum öyle özelliklerinin olduğunu. Hadi inandır kendini. Yapabilirsin.

Ve yaptın da.

Tam da şu anda. Dediklerimi, harfiyen.

Şimdi aslında hep var olduğumuzu ve saçmaladığımı düşünüyorsun. Merhaba, oyunuma geldin. Ben Ganesh. Bu seninle ilk tanışmamız. Beni bulmaya çalışma. Çünkü ben zaten senin beynindeyim. Ruhundayım. Seni doyurmak için buradayım. Ve gitmeden yemeğini buraya bırakıyorum.