En Güzel Kadınlardır Edebiyatçıların Sevgilileri

En Güzel Kadınlardır Edebiyatçıların Sevgilileri
  • 2
    0
    0
    0
  • Ne mısralar dizdirdiler, ne öyküler yazdırdılar 'Şair Sevgilileri.'  Güzellerdi hepsi, çünkü hepsi birer şair sevgilisiydi. İnce, zarif, düşünceli ve terbiyeli, hepsi birer şiir dizesi kadar ölçülü, hepsinin birer kafiye kadar uyumluydu yüzleri. 

    Maharet güzeli sevmek değil, sevdiğini güzel bilmekti. Hüner beraber güzelleşmekti. Buydu şiir yazdıran, roman anlattıran; bir şairin sevgilisiydi en güzel şiiri. 'Çirkin' sevgilisi olmaz edebiyatçıların çünkü mısralarla kırpmaya başlar kadınlarının gözleri, çünkü dizelerle kızarır dudakları ve sinesi. 

    İşte Cemal Süreya'nın Tomris Uyar'ı... Şöyle yazmıştı Cemal Tomris'e: 'Ayışığında oturduk / Bileğinden öptüm seni / Sonra ayakta öptüm / Dudağından öptüm seni/ Kapı aralığında öptüm / Soluğundan öptüm seni / Bahçede çocuklar vardı / Çocuğundan öptüm seni...'

    Tomris Uyar'ın gözlerindeki sürmeleri, tenini ve bakışlarındaki mağrur hüznü görünce öpmemek mümkün mü?

    'Bir sevgilim vardır pek muteber, ismini söylemem edebiyat tarihçisi bulsun' diyen Orhan Veli'nin tam 36 sene sakladığı sevgilisi Nahit Fıratlı hanım. Her şair gibi sevdi mi tam seven ve hiç vazgeçmeyen, unutamayan ve silemeyen Orhan, Nahit hanıma şöyle sıralamıştı dizelerini: 'gelelim sonuncuya / ona bağlandığım kadar⁣ / hiçbirine bağlanmadım / sade kadın değil, insan / ne kibarlık budalası / ne malda, mülkte gözü var / eşit olsak, der / hür olsak, der / insanları sevmesini de bilir / yaşamayı sevdiği kadar...'

    Nahit Fıratlı'nın sıcak tebessümündeki samimiyet, şiirler yazdırmaz mı?

     

    Ömrünü mahpushanelerde geçiren, tutsaklığın ve  hürriyetin şairi Ahmet Arif'in tutkusu Leyla Erbil hanımefendi. 'Evrende seni özler, seni isterim. Başkaca hiç. Ne taktığım, ne de vurulacağım bir nen yok. Seni. Sade seni. (…) Kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel…' diye sesleniyor Ahmet Arif hasretle Leyla'sına. 

    Leyla Erbil'in soylu sabrı ve güçlü duruşu, Ahmet Arif'in sayısız davasına ve cezaevlerinde tükenen yıllarına verdiği omuz şiirler yazdırmaz mı?

    Özdemir Asaf'la  Mevhibe Bayat hanımefendinin aşkı da 'aşktır'. Arada yıllar vardır, arada mesafeler vardır, evlenmeler boşanmalar ve hasretlik vardır. Özdemir Asaf'ın Lavinia'sı Mevhibe, güzeller güzeli Mevhibe için şarkılara ilham olan şiiri şöyledir: 'sana gitme demeyeceğim / üşüyorsun, ceketimi al / günün en güzel saatleri bunlar / yanımda kal / sana gitme demeyeceğim / gene de sen bilirsin / yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim / incinirsin / sana gitme demeyeceğim / ama gitme, / avinia / adını gizleyeceğim / sen de bilme, lavinia...'

    Mevhibe hanımın o dönemin Hollywood yıldızlarına benzeyen şu güzelliği divane etmez mi şairi?

    Ve Marilyn Monroe ile Arthur Miller'ın efsanevi aşkları. Yine yazılarla, tiyatro metinleriyle ve oyunlarla başlayan ve o dönemin ışıltılı dünyasına bir bomba gibi düşen bu aşk, pek çok kişiye göre gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan biri olan Marilyn Monroe'nın bile kalbine, bir kalem sahibinin girebildiğini göstermiyor mu? 

    Güzel düşünen ve güzel düşündüren, çiçekler derleyen ve şiirler dizdiren dünyanın bütün güzel kadınları birer şair, birer yazar sevgilisidir.  Edebiyatçıların sevgilileri güzeldir çünkü kadınlar okuduklarına, erkekler gördüklerine aşık olur.

    Kimileri yazar, kimileri yazdırırmış. Ne mutlu şairlere ve sevgililerine.

     

     

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.