Seyahat Güncesi 2: Yolda Bi' Blog İle Röportaj

Seyahat Güncesi 2: Yolda Bi' Blog İle Röportaj
  • 7
    0
    0
    3
  • Hayat bir yolculuktur ve bu yolculuk bizlere eşlik eden insanlarla güzelleşir. Yolda bi’ Blog ismiyle hayatlarımıza giren Asya ve Umut hem blog sayfaları ile hem de Instagram ve YouTube kanallarıyla bizlere seyahat ettikleri bölgeleri, eğitim ve iş hayatlarında kazandıkları tecrübeleri aktarıyorlar. Uzun lafın kısası hangi sosyal mecrada olursa olsun Yolda bi’ Blog, bizlere eşlik eden, bizlere öğreten ve bizlerle öğrenen bir rehber olmaya devam ediyor.

    Sevgili okuyucularımız,

    Asya ve Umut ile Almanya’daki yaşamları ve seyahatleri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Bu röportajı kabul ettikleri ve zaman ayırdıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz. Hepinize keyifli okumalar. 
      
    1) Öncelikle Asya ve Umut kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz? 

    Merhaba, biz son 8-9 yılını gezmeye ve keşfetmeye çalışarak geçirmiş, 6 yıl önce de yüksek lisans için Almanya’ya taşınmış 30 yaşında iki insanız. Almanya’ya bir mimar bir avukat olarak gelmiştik, dijital içerik üretmek hayatımızın bir parçası haline gelmiş olsa da hala tam zamanlı çalışmaya devam ediyoruz. Yani hem Yolda bi Blog’uz hem de beyaz yakalı bir çift!

    2) Yolda bi’ Blog ile devam edelim. "Yolda bi’ Blog" isminin çıkış noktasından ve kuruluş aşamasından kısaca söz eder misiniz?

    Frankfurt’a yüksek lisans için tanıştığımız ilk yıl, önümüzde hiç örnek olmadığı sürekli zorlanıyorduk. Şimdi nasıl ev tutacağız, vizemizi nasıl alacağız, onu bunu nasıl yapacağız derken sürekli hata yapıyorduk. Örneğin Umut’un oturum iznini zamanında uzatmayı başaramadığımız için kaçak durumuna düştüğü bir dönemimiz bile oldu. 

    O zaman bu anıları yazalım, bizden sonrakilere de bir rehber olur, birlikte öğreniriz diye düşünüyorduk. Bir yandan da geziyorduk tabii, bir gezi blogumuz olsun, yurt dışında yaşamayı da anlatırız diyorduk. İlk bir yıl bu fikri düşünerek geçti, ama o zaman blog olmadı çünkü hep erteliyorduk. ☺ Sonra evlendikten sonra arkadaşlarımızla birlikte Küba’ya ‘balayı’na gittik. Küba’dan çok etkilendik ve dedik ki Küba’yı anlatmalıyız! Gaza gelip blogu açmamız böyle oldu, Küba dönüşü hemen blogumuza bir isim bulduk ve başladık. Sonra devamı geldi.  Artık beş yıldır hayatımızın bir parçası diyebiliriz.

    3) Hayatta her şey ilk adımla başlar. Yıllar önce İstanbul’daki hayatınızı bırakarak yeni bir maceraya atılmaya karar verdiniz. Aldığınız karar sonucunda ilk adımı yüksek lisans yapmak üzere Almanya’ya attınız. Karar aşamasında ve sonrasında hissettiklerinizi bizimle paylaşır mısınız? 

    Birimiz hukukçu, birimiz mimar. İstanbul’da sevdiğimiz işlerimiz ve birlikte zaman geçirmekten keyif aldığımız bir sosyal çevremiz vardı, fakat yüksek lisans da hep kafamızın bir ucundaydı. Bir gece oturduk ve ‘evet biz bu işe girişiyoruz’ dedik. Kısa bir süre sonra yüksek lisans için başvuru yapmaya başladık. Hollanda, Almanya ve İrlanda’da aynı şehirlerde başvurduğumuz okullar kabul etti. Bu üç seçenek arasından açıkçası ülke değil de okula göre karar verdik. Bu kararla birlikte Almanya serüveni başlamış oldu. O zaman daha gençtik ve bir başka ülkeye taşınmanın üzerimize nasıl bir sorumluluk yükleyeceğini dahi düşünmemiştik diyebiliriz. Seneler geçip de biz hala dönmeyince şimdi anlıyoruz ne kadar önemli bir kararmış.


     4) Almanya’daki yaşantınız ve seyahat ettiğiniz bölgelerde sizi en çok şaşırtan gelenekten bahseder misiniz? 

    İyi anlamda şaşırtan bir şeyden bahsedersek insanların doğaya saygısı diyebiliriz. Çoğu zaman bir doğa yürüyüşü yaparken ya da bir kamp alanında, tek bir çöpe rastlamadığımız oluyor. Ya da insanların doğaya saygılı olabilmek için ne kadar hazırlıklı olduklarını görüyorsunuz. Bizdeki gibi göllerin dibine kadar asla arabayla girilmiyor. İnsanlar mangal yapıp çöplerini bırakmıyor. Bunlar her gördüğümüzde hem sevindiğimiz hem de kıskandığımız alışkanlıklar. Keşke bizim ülkemizde de böyle olsa. 

    5) Bir yandan çalışıp bir yandan seyahat etmek zaman zaman zorlayıcı olabilir. Siz ikisini bir arada götürmeyi nasıl başarıyorsunuz? 

    Zamanla alıştık diyelim! Yolda bi' Blog çoğu zaman günlük hayatımızın tam içinde. Ancak bazen iş hayatımızda öyle haftalar geçiriyoruz ki, blog’dan zorunlu olarak uzaklaşmış oluyoruz. Bir yandan iyi oluyor, çünkü özlüyoruz. Bir de itiraf edelim, tabii bazen yazı yazarken bir anda bunaldığımız oluyor, o zaman hemen bırakıyor ve başka şeyler yapıyoruz. Sonra ilham tekrar kendiliğinden geliyor. Pandemiden önce iki ayda bir Bodrum’a ailelerimizin yanına gidiyorduk, o dönemleri telefonlarımızdan uzak geçirmeye çalışıyorduk ve sosyal medyadan uzak durmak çok iyi geliyor. 

    Blogsuz ufak tefek kaçamaklarımız da oluyor. ☺ Ya da örneğin bir kampa gidiyoruz, gündüz sosyal medyada paylaşıyoruz akşam ise bizim için kamp yerinde sosyalleşme ve kafa boşaltma zamanı oluyor. Bir denge yakalamaya çalışıyoruz. 


    6) Araç üstü çadırda kamp yaptığınızı biliyoruz. Araç üstü çadırın artılarından ve eksilerinden biraz bahsedebilir misiniz? 

    Önce en basitinden başlarsak, bu araç üstü çadır denen şey, bildiğiniz aracın üzerine takılan çadır. Bizim için çadırın soğuk havaya ve rüzgara dayanıklılığı çok önemli, çünkü sadece yaz aylarında değil, yağmurlu ve rüzgarlı havalarda da kullanıyoruz. Bu çadırlar hem açık hem de kapalıyken rüzgara karşı oldukça dayanıklı. Ayrıca su geçirmiyor. O yüzden dışarıyı sular seller götürse bile içimiz rahat. Üzerine taşıma sistemi takılabilen her araca takılıyor. Bu demek ki, eğer aracınızın üzerine çıta takabiliyorsanız, üzerine çadırı da yerleştirebilirsiniz. Böylece aracın ağırlığı da çıtalara biniyor, aracın tavanına değil. 

    Uyurken çadırdan düşme ihtimali inanın yok.  Yani bir kere çadırın kapısını kapatıyorsunuz, normal çadırda uyurken çadırdan bir anda uykunuzda çadırı yırtıp dışarı çıkmadığınız gibi, aynı şekilde uyurken çadırı yırtıp aşağı düşme ihtimaliniz de yok. En çok güldüğümüz soruladan birisi bu olmuştu. Çadırla birlikte çadırın merdiveni de geliyor. Gece uyurken ya da kullanmadığınız zamanlarda merdiveni içeriye koyup çadırı merdiven içerisindeyken kapatabiliyorsunuz. Bir de börtü böcekten çekindiği için tercih etmeyenler, ya da aslında karavan hayali olup bütçesi yetmeyenler icin aranan çözüm gibi düşünebilirsiniz. Hem eviniz sırtınızda hem de karavandan çok daha ucuz!  

     
    7) Bir gezgin olarak pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi? Olumlu ve olumsuz yanları neler oldu? 

    Bu konuda dürüst olursak tabii ki pandemi bizi oldukça zor bir duruma soktu. İlki, ailemizden ve arkadaşlarımızdan sorunlu olarak ayrı kalmak zorunda olmak oldu. Ailemizi neredeyse 1 senedir göremedik. Bununla birlikte Almanya’da kapalı kalmak, her yerin kapalı olması ve en büyük özgürlüğümüz olan seyahatin de hayatımızdan neredeyse çıkmasıyla içimize döndük.  Bu süreci evde çok verimli geçirenler var. Sporlar yapanlar, kitaplar okuyanlar, sürekli pozitif kalanlar. Biz maalesef şu noktada daha ziyade dünya için endişeliyiz ve 1 sene öncekine göre daha az neşeliyiz hayatta. Bir olumlu noktası olduysa o da durup nefes almamıza izin verdi diye düşünebiliriz. İlk defa uzun süreli planlar yaptık ve kendimize yeni iş alanları yarattık. Yine de bir an önce dünya normale dönsün çok istiyoruz.  

    8) Bir videonızda 25 Euro’ya Hamburg’da sokak lezzetlerini denediniz. Yolu Hamburg’a düşenler için hangi lezzeti kesinlikle denemelerini tavsiye edersiniz?

    Aklımıza ilk iki gelen şey curry-wurst (sosis) ve balık ekmek oldu! Üzerine de belki bir Vietnam restoranından Mango Lassi.  

    9) Seyahat ettiğiniz yerlerden zamanın su gibi aktığı ve ayrılmak istemediğiniz bir yer oldu mu? Olduysa bizimle deneyimlerinizi ve o yer hakkında hissettiklerinizi paylaşır mısınız? 

    Galiba en güzel gezilerimizden birisi İzlanda’ydı. İzlanda’dan spesifik bir an değil ama gezinin tamamı! Biz adanın insan (ya da turist) eli değmeyen bölgelerine gitmeyi koymuştuk, işi biraz abartmışız. 1 hafta araba sürdüğümüz yollarda kimi zaman saatlerce karşımıza tek bir araba çıkmadı, öyle yollara girmişiz ki sadece bembeyaz yollarda boşlukta saatlerce ilerlediğimiz oldu. 🙂 Akşamları zar zor bulduğumuz ‘cottage’larda kaldık. Unutulmazdı bizim için! İzlanda çok tuhaf bir deneyim, herkese öneriyoruz! 

    10) Hayalleri amaçlarımızı belirler ve onları gerçekleştirmek adına çabalarız. Bazılarımız yurt dışına seyahat etmek, orada eğitim almak ya da yaşamak ister fakat bu süreç her zaman kolay olmaz. Bu hayallere sahip olan insanlara motivasyonlarını korumaları için tavsiye verebilir misiniz? 

    Konfor alanı çok güzel, ama konforsuzluk da ayrı güzel. 🙂 Kimi insanın yurt dışı tecrübesi çok pozitif, kimisininki de tatsız bitiyor. Önemli olan bazı tecrübeleri zamanında yaşayabilmek. Yukarıda dediğimiz gibi, aslında korkulacak bir şey yok, tünelin sonunda ışık var. :)  

    11) Son olarak gelecek projelerinizden ve seyahat planlarınızdan söz eder misiniz? 

    Öncelikle Türkiye’ye gelmek! Daha sonra pandemi rahatlayana kadar araç üstü çadırımızla seyahat etmek. Dünya düzeldikçe biz de gezilerimize dönüyor olacağız. Şu noktada herkes gibi biz de bekliyoruz. Bir de kendi markamız piyasaya çıkmak üzere, o kısmı sürpriz kalsın. Herkese sevgiler!  


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.