Bu haftaki yazımda yine Sovyetler Birliği sınırlarında doğmuş bir sanatçıdan bahsedeceğim: Samira Efendi. Efendi 17 Nisan 1991 yılında Sovyet Sosyalist Azerbaycan Cumhuriyeti'nin başkenti Bakü'de doğdu. 2017 yılında Silky Way Star denilen İpek Yolu üzerindeki veya İpek Yolu ile ilişkili ülkeler arasında düzenlenen şarkı yarışmasında Azerbaycan'ı temsil etti ve üçüncülük elde etti. 2019 yılında ''Yarımın Yarı'', ''Sen Gelende'' ve ''Yol Ayrıcı'' adıyla 3 adet single yayınladı. 2020 yılında ise ''Cleopatra'' adlı şarkıyla Azerbaycan'ı temsil etmeye hak kazandı ancak yarışma Covid-19 tedbirlerinden dolayı iptal edildi. Bu sene ise Azerbaycan kanalı ''İctimai Tv''de açıklandığı üzere ''Mata Hari'' adlı şarkısıyla Azerbaycan'ı tekrardan temsil edecek.

 

Mata Hari kelimesi güney ve güneydoğu Asya kökenli bir kelime, Hintçe'de ''şafağın gözbebeği'' Malay dilinde ise ''şafağın gözü'' anlamına gelmekte. Fakat şarkıda bahsedilen hikaye 1.Dünya Savaşı sırasında dansçılık maskesiyle Almanya adına casusluk yapan Mata Hari kod adlı Margaretha Geertruida Zelle'ye ait. Mata Hari tarih sahnesindeki en güçlü ve en cesur kadınlardan birisi olarak gösteriliyor, 1.Dünya savaşı boyunca yüksek rütbeli Fransız, Rus, İngiliz askerlerle ilişkiye girmiş ve onlardan aldığı çok gizli ve önemli bilgileri Almanlara ulaştırmıştır. Aslında yerli bir Avrupalı olmasına rağmen o zamanlar çoğu insanın inancına göre Hindistan kökenliydi. Doğum yeri gibi Mata Hari'nin hayatı hakkındaki çoğu şey tartışmalıdır. Kendisinin casus olduğu tahmin edilmesine rağmen hiçbir zaman yeterli delil bulunamıyordu. Mata Hari 1917 yılında Paris'te yakalanıp idam cezası olarak kurşuna dizilmiştir ancak hakkında idam kararı alınırken bile casus olduğuna dair net bir delil bulunamamıştır. 

                                                                                               

 

Samira Efendi ise geçen sene olduğu gibi bu sene de şarkısında tarih sahnesindeki güçlü ve önemli bir kadına yer vermesiyle bize, kendisinin de bir gün o isimler arasında olabileceğini gösteriyor. Ayrıca geçen seneki şarkısında bahsettiği Cleopatra'ya gönderme yapmayı ihmal etmiyor ve bu seneki şarkısında ''like Cleopatra'' diyerek Mata Hari ve Cleopatra arasındaki benzerliklere değiniyor.

Azerbaycan temsilcilerinin çoğu gibi etnik müzikal unsur kullanmaktan kaçınmayan Samira Efendi, en sevdiği şehrin Paris olduğunu ancak bu yarışmadaki güzel anlara bağlı olarak Rotterdam'ın da en sevdiği şehirlerden birisi olabileceğini söylüyor. Bakalım ülkesine başarılı bir sonuçla dönüp Rotterdam'dan istediğini alabilecek mi? Öte yandan Azerbaycan ise Eurovision'u ilk ve son kez Türkiye'nin de ilk kez finale kalamadığı sene olan 2011'de  ''Ell ve Nikki'' ile kazanmıştı. Katılmaya başladığı 2008 senesinden beri yarışmanın en başarılı ülkelerinden birisi olan Azerbaycan'ın, 2011 yılındaki zaferi ise Azerbaycan hükümeti tarafından jürilere rüşvet verildiği iddiasıyla gündeme geldi ve uzun süre tartışıldı ancak bütün bu iddialara rağmen yarışma 2012 yılında Bakü'de düzenlendi ve o yarışmada Türkiye son kez yarıştı, son 12 puanını ise tahmin edilebileceği üzere Azerbaycan'a verdi. 

 

                                                           

Son olarak Azerbaycan'ın yarışmayı kazanması halinde 2022 yılındaki yarışmanın Ermenistan işgalinden kurtarılan Şuşa kentinde yapılması gündemde. Tartışma yaratması kesin olacak bu kararın uygulanabilip uygulanamayacağını, Azerbaycan'ın kazanması halinde yılın sonuna doğru hep beraber göreceğiz.

 

Kaynaklar:

1 ,  2