Birçok efsane, kitap ve filme konu olan Pandora; Yunan mitolojisinin en önemli karakterlerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Kökeninin nereye dayandığını ise yine gerçeküstü bir hikayeden öğreniyoruz. Rivayete göre; titan soyundan gelen Prometheus, yaratıcısı olduğu insanların kendilerini koruyabilmesi için onlara ateş hediye etmek ister. Zeus bu duruma tepki gösterse de engel olamaz ve insanoğlu ateşle tanıştıktan sonra tam da Zeus'u haklı çıkartırcasına şımarmaya başlar. Artık kendilerini Tanrılar kadar güçlü ve mutlu hissediyorlardır. Bu olaydan sonra nefreti ikiye katlanan Zeus, ateşi çalan Prometheus’a karşı şu tehditvari sözleri sarf eder:

“Kurnaz, beni alt ettiğin için mutlu musun? Ateşi çaldığın için mutlu musun? Bu insanoğlunun felaketi olacak! İnsanlara ateşin karşılığı olarak öyle kötülükler vereceğim ki kendi yok oluşlarını mutlulukla karşılayacaklar.” 

Söylediklerinin arkasında durur Baş Tanrı ve sadece erkeklerden oluşan bu topluma bir ders verebilmek için başlarına büyük bir bela yollar. Bu belanın adı da kadındır! Yani bizim bildiğimiz ismiyle Pandora! Zeus’un oğlu Hepaistos tarafından, toprak ve suyun karıştırılmasıyla yaratılır.

Athena el işlerini ve beceriyi; Afrodit tutku, heyecan ve şehveti; Hermes şeytani duyguları, hilekarlığı ve kötülüğü öğretir ona. Periler onu süslü gerdanlıklarla, kemerlerle, çiçeklerle donatarak baştan çıkarıcı bir güzelliğe büründürürler. Bütün bu merasimden sonra da “tanrıların her birinden hediye alan” manasına gelen "Pandora" ismi ile adlandırılır. Pandora çok güzeldir fakat yaratılış amacına uygun olarak dili yalanla, kalbi sadakatsizlikle doludur. Ayrıca bir erkeği etkileyebilecek bütün özelliklere sahiptir.

Acımasız planını devreye sokan Zeus, asla açmamasını emrettiği bir kutu eşliğinde Pandora’yı dünyaya gönderir. Hedef, ateşi çalan Prometheus değil onun öz kardeşi Epimetheus'dur. Epimetheus’a hediye olarak sunulan Pandora hızlı adımlarla amacına doğru ilerler. Yaşanacakları önceden görebilen Prometheus ise kardeşini Zeus’tan gelecek hediyelere karşı defalarca kez uyarmasına rağmen bir türlü söz geçiremez ona. Çünkü Epimetheus ilk görüşte Pandora’ya aşık olur.

Pandora, yanında getirdiği kutuyu açmaması gerektiğini çok iyi bilir fakat bir yandan da aşırı derecede merak eder. Efsaneye göre; o zamana kadar insanlar hiç hasta olmamış, hiçbir kötülüğü tatmamış ve hiç yalan söylememişlerdir. Fakat Pandora merakına yenik düşerek Zeus’un gönderdiği kutuyu açınca; kötülük, kıskançlık, hastalık ve ahlaksızlık serbest kalıp tüm yeryüzüne yayılmaya başlar. Güzel kadın pişman olarak son anda kutuyu kapatmaya çalışsa da artık her şey için çok geçtir. Tüm zorluklara rağmen insanları ayakta tutabilmesi için ise “umut” kalır bir tek Pandora’nın kutusunda.

Hikayenin devamında Pandora bu lanetli kutu tarafından esir alınır ve sonsuza kadar onun içerisine hapsolur. Zeus ise tam da tasarladığı gibi alır intikamını. İnsanların büyük sıkıntılarla boğuşmalarını ama aynı zamanda da bir umuda tutunarak hayatta kalmalarını sağlar.

 

Kaynak: 1