Pygmalion ve Galatea'nın öyküsü ilk olarak karşımıza Ovidus'un 10. Metamorphoses kitabında karşımıza çıkar. Bu mitolojik öykü aşkın ve güzelliğin tanrıçası olan Venüs'ün toprağı olan Kıbrıs'ta geçer.

Pygmalion antik yunanda yaşayan usta bir heykeltraşmış. Yonttuğu heykelleri görenler büyülenirmiş, eserleri adeta yaşayan birer insan gibiymiş. Kimse ilk bakışta heykellerinin cansız olduğunu algılayamazmış. Pygmalion, kendine uygun bir eş bulamayan çok iyi ve çok yakışıklı bir adammış. Yaşadığı yerdeki kadınlar Venüs'e saygısızlık etmeleri sonucunda tanrıçanın gazabına uğramışlar ve Pygmalion uzun bir süre bekâr yaşamış ta ki bir gün fildişinden bir kadın heykeli yontana kadar. Yonttuğu heykel o kadar güzelmiş ki yaşayan hiçbir kadın onun güzelliğiyle boy ölçüşemezmiş. Pygmalion, saatlerce oturup eserini izlermiş. Ne yazık ki günler geçtikçe bu hayranlık âşka dönüşmüş. Ona elbiseler giydirmiş, parmaklarına yüzükler takmış, boynuna uzun kolyeler, kulaklarına zarif inciler, göğsüne altın zincirler takmış. Ona ne giydirdiyse yakışmış. Hatta ona ipekten yastıklar bile sunmuş rahat etsin diye... Ona sanki canlıymış gibi davranıyormuş. Pygmalion, yonttuğu bu heykele Galatea ismini vermiş. Anlamı da "uyuyan aşk" demekmiş. O sıralar Kıbrıs'ta kutlanan Afrodit Festivaline Pygmalion da katılmış ve Afrodit Tapınağına gidip sunağın önünde çekingen bir ses tonuyla Afrodite seslenmiş. "Tanrılar, hepiniz güçlüyseniz, karımın fildişi heykelime benzeyen genç bir kız olmasını diliyorum" 

Bu yakarışı duyan Afrodit, Pygmolion'un âşık olduğu eseri görmeye gitmiş. Galatea'yı görünce hayranlık duymuş çünkü heykel Afrodit'e çok benziyormuş, adeta Afrodit'in bir yansımasıymış. Bundan çok etkilenen Tanrıça Afrodit, Pygmlion'un heykeline can vermiş. Pygmalion evine döndüğünde Galatea'nın yanına gitmiş, hayallerini süsleyen kadının önünde diz çökmüş. Ona aşk dolu gözlerle bakarken Galatea'nın da ona aynı şekilde baktığını görmüş. Bir anlığına hayal gördüğüne inanmış fakat, Galatea ona gülümsüyormuş. Heykele dokunduğu zaman sıcacık ve ipek gibi yumuşacık bir tene dokunduğunu hissetmiş. Evet Galatea canlıymış!! Bunun üzerine Afroditi'in önünde saygı ve minnet ile eğilmiş.

Pygmalion ve Galatea evlenmişler ve Paphos isimli bir oğulları olmuş. Bu nedenledir ki Paphos şehrinin Afrodit'e adandığı anlatılır... Yaşamları boyunca Afrodit'e sevgi ve saygılarını sunmuşlar. Afrodit de onları ömür boyu mutluluk ve aşkla dolu bir yaşamla kutsamış!

Kaynak1

Kaynak2

Kaynak3

Kaynak4