Hiçin Boşluğunu Yaşatma

Hiçin Boşluğunu Yaşatma
  • 1
    0
    0
    0
  • Duyguların bir an gözlerini kapattı. Sanki hiçin boşluğunu yaşamaya başladın. O an hiçin evreninde kaybolmaya başladın.

    Boşluk, ruhunda hissizlik etkisi yarattı. Hissizlik, aklını manipüle etmeye başlamıştı. Ruhun bu hissizliğe tepki vermekte gecikmiş haldeydi. Bu tepkisizlik yüzünden bilinçaltın durgunlaşmıştı. Durgunlaştıkça gözlerin içinde hiçliğin evreninde yaşama belirtisi belirmeye başlamıştı. Düşüncelerin bile karmaşa ortasında kalan bir minik çocuk gibi idi. Umut, gelecek , hayal gibi kelimelerin hiçin karanlığında kaybolmuştu. Kaybolan hislerin hiçliğin evreninde sadece boşluktan ibaret olmuştu. Fikir , düşünce ve his hiçliğin evreninde kaybolan yıldıza benziyordu. Boşluk yaşayan duyguların bilinçaltında dipsiz kuyular açılmıştı. Dipsiz kuyular her olguyu kaybediyor. Hatta çekim yasası sayesinde boşluk iyice genişliyor. Genişleyen boşluk aklını deneyimsel intiharlara sebep oluyordu. Bilinçaltın gün geçtikçe histerik boşluğa doğru ilerliyordu. Çoğu insan histerik boşluğu pek anlamıyordu. Çünkü histerik boşluk insanların gözlerine yansımasını fark edilmiyordu. Hissizlik sayesinde histerik olgular hiçlik evreninde yalnızlık kavramını oluşturdu. Yalnızlık bir nevi hiçlik evreninde manifesto olarak kabul görmüştü. Bu manifestoda ilk kural :

    “Duygular hissizlik sayesinde hiçlik evreninde kaybolacak.”

    Yalnızlık gün geçtikçe hiçlik evreninde manifesto olmaktan çıkmış motto olmuştu. Yaşamı boyunca insan hiçlik evreninde hep tanışmıştı. Hiçlik evreninde bu duyguyu kaleciler bilir. Çünkü kaleciler yalnızlık kavramının en iyi yaşayanlardan birisidir. Hiçlik kavramını en işleyen yazarlardan birisi olan Alman Yazar Peter Handke’nin “Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi” kitabında işlemiştir. Hiçlik, insanlığın ilkel çağlarından bu yana yaşadığı en garip duygulardan birisidir. Hissiyatını kaybeden insanlar hiçliği yaşamayı kendine yol seçer. Buna psikoloji dilinden öğrenilmiş çaresizlik denir. Çaresizlik yaşayan insanlar hissizlik kavramını yaşadığı tecrübeden kaynaklanır. Bir boksör en önemli maçını rakibine kaybettiğinde an hayatının şokunu yaşar. Bu şok ona öğrenilmiş çaresizliğe iter. Öğrenilmiş çaresizlik sayesinde duygular artık his kaybı yaşar. Boksör kendini hiçliğin evreninde gezegeninde yaşamayı seçer. Önemli olanı göremeyen boksör savaşçı ruhunu kaybetmiştir. Hiçlik sayesinde hissizlik duygusunu gün geçtikçe artmıştır. Hayatta kendi hiç gibi hissetmesine sebep olmuştur. Bu ona hayatta öğrenilmiş çaresizliği kendine değersiz görmeye itilmişti. Uçurum önünde ölüm ile anlaşma imzalama çalışan insan görmesi gibidir. Hiçlik yaşayan insanlar kendine anlam ve somut kavramların ne olduğunu sorgulamaya başlar. Savaşmayı unutan insan kalbini hiç denen evrende yaşamaya mahkum eder. Hiçlik evreninde “umut” bir sürgün olduğunu unutmuştur insanoğlu. Umudun var olduğuna inanmaya çalışan insanlar hiçliğin boşluğunu gökyüzüne bakarak özgür olduklarını anladıklarında o boşluktan kurtulurlar. Yaşam kaybetmenin hiç boşluğu yarattığı gibi kazanmanın sevinçler yaşattığı döngüdür. İnancını kaybeden insanlar hiçlik denilen evrende kendini o hapis etmeye tercih eder. Boşluk yaşadığında yanında kaç dostun olduğunu görürsün. Onlar seni o evrenden kurtarır. Yalnızlık , sadece mahşerin kabul görmüş bilgeliğindir. Hiçlik, ruhuna yalnızlık aşılar. Hiçlik , insanlığına önemsiz olay için kendini hırpalamanı sağlar.

     

    Bir anda duyguların gözlerini açtı. Ruhun boşluktan kurtuldu. Bedenine mutluluk hormonu seratonin salgılandı. Artık hiçlik evreninden kurtulmuştun. Bilinçaltın sana bir soru sormayı tercih etti. Ya hayallerin gözlerin kapatsaydı…!


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.