Başarı, hayatımız boyunca yaptıklarımızın insanlardan tarafından ödüllendirmesidir. Bu ödüllendirme alınan ödülden daha fazladır. Bizleri motive edilmesini sağlar.

Esas bu ödülü alırken binlerce kez başarısızlığa uğrarız. Mesela basketboldan örnek verelim. NBA tarihinin büyük yıldızı Micheal Jordan çoğu kez başarısızlık yaşadı. Binlerce kez en iyi sayıları kaçırdı. Şampiyonluğu kaçırdığı maçta çok iyi sayı kaybetti. Yine pes etmedi . Her geçen gün kendini geliştirdi . Her maçta yeniden denedi. Her deneyim kendini gelişimine sebep oldu. O kendine inandı. Zihninde pes etmeye yer vermedi. Hiç kimse ona inanmayı denemedi. Ona inan insanlar bir elin beş parmağını geçmez. Zamanla şampiyonluk ve yüzükler kazandı. Jordan bile vazgeçmeyi düşünmeydiyse bizler neden karamsar oluyoruz. Başarıyı getiren motto başarısızlıktan başarıyı inşa et. Çünkü o da bunun farkına vardı. Denemelerinin sonucunda dünyanın en iyi basketbolcusu oldu. En ikonik basketbol adamı olarak tarihe altın harflerle yazdırdı. Bugün bütün basketbolcular onu idol olarak görüyor. Diğer örneğimizi futboldan verelim. Portekizli Cristiano Ronaldo futbol tarihinin en hırslı oyuncusudur. Dünya futbol tarihine yaşarken adını yazdıran futbolcudur.  Onu Sporting Lizbon ile Manchester United hazırlık maçında keşfeden Sir Alex Ferguson’dur. İngiliz ekipleri yeteneğinin farkında olduğu halde biraz pişip öyle alalım aklıyla hareket ediyordu. Bu farkında olmadan büyük yeteneğin elden kaçmasıdır. Ferguson maçtan sonra bu oyuncuyla kontrat imzaladı. Cristiano Ronaldo , İngiltere Liginin sert ve akışkan oyununa alışması zaman aldı. İlk yılları başarısızlıklarla geçti. Çünkü yedek kaldığı kalıyordu. Ferguson’un amacı onu disiplinli ve çalışkan edip yeteneğiyle bir eser yaratmaktı. Bu amacına ulaşmaya başladı. Cristiano Ronaldo ligde sert müdahalelere kaldı. Pes etmeye aklından geçmedi. Pes etmek seni kolezyum arenasında ölümün anlamına geliyordu. Zaman geçtikçe Ronaldo en iyisi olma yolunda emin adımlarla gidiyordu. Ligde kupalar kaybetti . Zamanla gelişme kaydedince ligde kupalar ve ödüller kazanıyordu. Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluk yaşadı. Liginde gol krallığı yaşadı. Altın Top ve Altın Ayakkabı ödüllerini kazandı. Bunları kazanırken kan ve ter içinde kaldı. Başarısızlıklar yaşadı. Hiç umudunu kaybetmeden yoluna devam etti. Çünkü umudunu ve azmini kaybeden insanlar savaşlar kaybetmiştir. Bugün idol aldığımız insanlar başarısızlıklardan buraya kadar geldi. Kişisel gelişim yazarlardan birisi olan Mümin Sekman hayatından örnek vermek istiyorum . İlk gelişim konferansına gelen insan sayısı çok azdı. Bu sayı onun için azda olsa umut vericiydi. Yolunu devam etmekten başka çaresi yoktu. Kişisel gelişim kitabını yazıp yayınevlerine sundu. Hiçbiri kitabını kabul görmedi. Yaşadığı olumsuz durumunu onu bu olaydan dolayı pes ettirmedi.  Küçük adımlarla gelişim kaydetti. Konferanslarına zamanla insanlar gelmeye başladı. Son yayınevi onun kitabını umut verici buldu. Kitabı en çok satılanlardan kitapçılara girdi. Fakat bu insan başarısızlıktan herşeyi kazandı. Başarısızlık, yaşamımızın tecrübe kazandıran onur madalyasıdır. Kaybederek her şeyi zamanla kazanırız. Keşke diyerek zaman kaybı yaşamayın. Çünkü keşke bize acı veren sinsi hançerdir. Bu sinsi hançeri fark etmeden hep saplıyoruz zihnimize . Başarısızlıktan tecrübe kazanıp güneşli günlere adım adım yürürüz.

Başarıyı istiyorsan başarısızlık denen tecrübeyi yaşaman şarttır. Her şeyini kaybeden insan hayata sıfırdan başlar. İdol aldığımız insanlar bile başarısızlık yaşadı . Hırs , azim , disiplin ve istek onları istedikleri noktaya getirdi. Her şey kalpte başlar ve akılda biter. Başlangıçlar başarı yolunun yarısıdır. İnandığımızda imkansızı başarırız.