Zamanın peşinden koşulmaz efendim . Şiddeti tahmin edilemeyen genç bir rüzgardır o . Aniden çarpar insanı . Nereden vuracağını bilemezsin çünkü her yönden esebilir . Hurdalık geçmişinden , paslanmıs bir anıyı yaralarına sürtebilir , yanında koşup şu anının boşluğunu yüzüne vurabilir ya da seni ardında bırakıp , yüzüne ve ellerine garip çizgiler çizebilir . Zamanın peşinden gidilmez efendim ! O , seni nasıl manipüle edebileceğini çok iyi bilir . Algıların arasında var olan farkındalığı silip atmak , onun için saniyelik bir fantezidir . Bir duygunun kararlılığını oyuncak yapıp oynamak nedir , en iyi o bilir . Sen farkına bile varmadan ruhuna sızmış garip bir nehirdir o . Bazen durgun , bazen hırçın , bazen ise yıkıp geçmeye yemin etmiş . O , bir kez kontrolünü yitirmeyi tercih ettiğinde , suya düşmüş zayıf bir yaprak gibi sürüklenirsin peşinden . Bıraktığı noktadan geriye asla dönemezsin . Bir dahası olmayan yabancı bir sen yaratır sürüklediği noktada . Zamana kafa tutmanın neticesi , evinden uzak kalmış bir yabanciya evrilmektir . Döneceğin yeri zihninin içine bırakır ancak oraya geri dönmene asla müsaade etmez . Hep kendine şans veren hileli bir zardır zaman . Kumar oynamak için yapılacak yanlış bir tercih . O yüzden efendim , huyuna gitmeli zamanın . Çalabileceği onca şeyin farkına varıp saygı duymalı ve önlemli yaklaşmalı . Rekabet edebileceğini düşunerek , ona asla meydan okumamalı . Onun sahnesine terk edildiğimiz bu dünyada , oyunu onun kurallarına göre oynamalı ...
Yorum Bırakın