"Şu Kısacık Anımıza Bir Roman Sığardı" - Il Diario: seconda parte

"Şu Kısacık Anımıza Bir Roman Sığardı" -  Il Diario: seconda parte
  • 9
    0
    0
    1
  •  

    Sessizliği kendime düşman bellediğimden beri uzaklaştığımı fark ettim senden

    Bu nedenle artık daha az konuşacak, daha çok senden yana rüyalar görecek ve biraz olsun içine düştüğüm romantizm kuyusundan yara bere içinde çıkarak güneşli ve seni dinleyebildiğim günlere doğru atımı süreceğim. 

     

       "Ben hep yanlış anlaşıldım." diye başlayan bir intihar notu gibi yanına geldim. Güldükçe daha da güzel olan gözlerinde biriken bir miktar yaşın da suçlusu olmanın mahcubiyetiyle yanına geldim. Hiçbir zaman biraz olsun bile barışamadığım şu dünyadan koşar adım kaçarak ve yüzüme vuran kış rüzgarına inan olsun aldırmayarak yanına geldim. İlk gençliğin ve çocukluğun aklı bir karış havada oluşunu sırtımdan attım ve onca hüzne, küslüğe ve vazgeçişe karşı büyük bir savaşta tüm ordularımı darmadağın ettiğin için pes edip yanına geldim. Ne yapsam da kaçsam senden diye düşünürken açtığım her kapıda sen, duyduğum her şarkıda sen ve okuduğum her kitabın hayalinde sen olduğunu fark ederek yanına geldim. "Bir kere uzansam bile bin kere daha başka bir dünyadan kendi cehennemime düşeceğim" diyerek ve bu söylevle kendimi barıştırarak yanına geldim. Zamanın ve mekanın kendisinden vazgeçebileceğime kendime inandırarak ve bir kez olsun bu sahte dünyada birileri için bir şeyler yapabileceğime inanarak yanına geldim. Ellerin buz gibi olsa da ve umutlarım, bir kırgın gülümsemenin ardından yorgun bakan senin sessiz ve beni herkes gibi kılan hükmünle darmadağın olsa da "Daha kaç kez daha üzülebiliriz ki. Ölene kadar yaşayacağız." diye bir köprü altında dudaklarıma koyduğum ıssız sigarayı yere fırlatarak yanına geldim. 

       Sahtelikle ve bencillikle dolu hayatımdan seni olabildiğince uzak tutarak ve sende yarattığım en masum benliğimi bir tek sana açarak yürüyorum bu dalgaların üzerinde. Ellerime ve dudaklarıma soğuk yedikçe daha da anlıyorum aslında içimizde kurduğumuz filmlerin hiçbir karesinin hayatın acı gerçekliğiyle çarpışınca sağ çıkamayacağını. İnan olsun sevdiğim, ben seninle olan anların arkasında çalan müzikleri düşlerken hayatın arka fonunda hiçbir şarkı çalmadığını ve havalı gibi gözüken sözleri söylerken aslında sıradan ve bayağı hallere düşülebileceğini hiç ama hiç hesaba katmamıştım!

       Kendime ölümü hatırlattıkça kuvvet buluyor ve içimde birikmiş korkaklığı karanlık bir ceketin arkasına gizlenen kanlı gömlekler gibi saklıyorum yanına gelirken. Hüzün dedikçe senden uzaklaşıyorum. Halbuki sende bir hüzün var biliyorum. Ancak bu hüznü değil bende yarattığın delik deşik olsam bile yaşayacak biri olabilme ihtimalini bana verdiğin için ellerini tutuyorum. Çok sevdiğim bir abinin incelikli şiirlerinde birikmiş bir dudak bükme ile karşılıyor beni hasretin. Saçlarıma rüzgar vuruyor. Ben halen gülümsüyorum. O abi halen ama halen beni selam duruşa geçiriyor.

       Karanlık gecede göğsümün altından geçen bir ince soğukla bile savaşamaz durumda olan ben, senden yana olunca en büyük orduları devirir oluyorum. İşte bu, bir sevda türküsüdür.

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.