Yeme Bozukluklarına Şema Terapiyle Bakmak

Yeme Bozukluklarına Şema Terapiyle Bakmak
  • 4
    0
    0
    0
  • Şema terapinin geliştiricisi Young, bu modelde insanın erken dönem yaşantılarına yoğunlaşmış ve bu yaşantıların erişkin dönemdeki ortaya çıkışını, uğradığı değişimi ve yetişkin bireyin yaşantısında bıraktığı etkileri keşfetmeyi amaçlamıştır.  Şema terapi esasında iyileşmeye karşı dirençli, zor vakalar diyebileceğimiz bireyleri ve kişilik bozukluğu öyküsü olan bireyleri hedeflemiştir.

    Peki ‘’Şema’’ nedir? 

    En basit tanımıyla şemalar, organizmanın yaşamını sürdürebilmesi için ihtiyaç duyulan yapılardır. Var olan şemaların, bireyin çevresiyle uyumunu tehdit etse bile, sorgulanması bütün düzeni etkiler. Bundan dolayı tek bir şemanın dahi önemi büyüktür. Doğruluğunu yıldırma veya tehdit etme durumları karşısında şema, varlığını korumak için farklı farklı aksiyonlar geliştirir. Bu aksiyonlar: 1. Teslim olmak, 2. Kaçınmak ve 3. Aşırı telefi etmektir.

    Kısaca şema tesliminden bahsedecek olursak, şemayı kuvvetlendiren ve böylece devamlılığını koruyan; düşünce, davranış ve duygular sonucu ortaya çıkan bütün planları içine alır.

    Yeme bozukluklarında da karşımıza çıkan, ‘’kusurluluk şeması’’nı örnek gösterebiliriz: Bireyin sık sık maruz kaldığı eleştirilerle mücadele edebilmesini, katlanabilmesini sağlar. Bireyin sık sık aldığı bu eleştiriler kusurlu olduğuna dair inanışını güçlendirir.  Şema Kaçınması ise şemaya ve onun neden olduğu duygulara maruz kalmamak için bireyin ürettiği ve sergilediği biliş, davranış ve duygular sonucu ortaya çıkardığı planlardır. Örneğin, ben sunumu hazırlamadan önce eğer, ‘’başarısızlık şeması’’na sahip olsaydım, ne yaparsam yapayım ‘kötü’ olarak görüleceğime inandığım için sunumum üzerinde çalışmayabilirdim. Son olarak Şema Telafisi, bireyin telafi için ürettiği ve eyleme döktüğü davranışsal ve bilişsel planlardır. Sonuç olarak şema kuramı, bahsettiğimiz bu telafiler için; çocuğun ebeveynleri, yaşıtları, ve kardeşleri tarafından maruz bırakıldığı kötü davranışlara karşı daha az acı duyma amacıyla ortaya çıkardığı savunma girişimleri diyebiliriz. Çocukluk döneminde geliştirilen bu telafiler, o an için çocuğu korusa da yetişkinlikte işlevselliği bozan girişimler halini alır. Bu bireyin niyeti iyi olsa da kötü sonuçlara maruz kalmasına yol açar. 

    Yeme bozukluklarında kişinin kilosuna, beden algısına ve yiyeceklere karşı bilişlerindeki bozukluklarla ilgilenilir. Şema terapi bunlara ek olarak kendilik şemalarına da odaklanır.  Şema modeli, yeme bozukluklarında bireyin erken dönem yanlış/uyumsuz şemaları olduğunu ileri sürer. Bunlara kilo ve beden algısındaki uyumsuz düşünceler öncülük etmektedir. Bu terapi modeline göre var olan şemalar bireyin negatif duygulanımlarını körüklemektedir. Kişi maruz kaldığı negatif duygular karışışında kendisini korumak, negatif inançlarla mücadele etmek için yeni yollar yaratmaktadır.  Kuram, bireyin olumsuz inançlara karşı yarattığı mücadelelerini ‘’şema işlemi’’ olarak isimlendirmiştir: 1. Şemadan kaçınmak 2. Şemanın telafisi.

    Tıkınırcasına yeme bozukluğunda, tıkınırcasına yeme davranışı var olan negatif şemaların tetiklenmesiyle karşımıza çıkan ve tolere edilmesi zor olan ya da edilemeyen inançlardan ve duygulardan kendini korumak adına kaçınmanın bir yöntemidir.

    Yeme bozukluklarında karşımıza sık çıkan bir başka örnek ise kişinin kendisini yemekten uzak tutması ve yoğun tempoda egzersize fazla zaman harcamasıdır. Burada da yine şema telafisinden bahsedebiliriz.  Şema kuramı, yeme bozukluklarında çocukluk çağına önem verir. Bu kurama göre kişi, çocukluk döneminde edindiği çevresel deneyimlere ve ondan beklenen taleplere karşı kendi kişiliğini korumak için çabalaması sonucu tepki geliştirmiştir. 

    Bu bağlamda hastalıkların seyrini anlamak adına erken dönemdeki ebeveyn ilişkileri araştırılmalıdır.

    Araştırmalar

    Leung, Waller ve Thomas, 1999 yılında sağlıklı şemalara sahip kişileri ve yeme bozukluğuna sahip kişileri karşılaştırmışlardır. Bu araştırmanın sonucuna göre; yeme bozukluğu olan kişiler, sağlıklı kişilere göre daha çok işlevsiz şemaya sahiptir. Bulimikler, anoreksiklere göre yalnızca ‘’Hak görme’’ şemasında farklılaşmışlardır.

    Bir diğer araştırmada, erken dönem işlevsiz şemalarından dördü kullanılmıştır:

    Kusurluluk/Utanç

    Duyguları bastırma

    Başarısızlık

    Kendini kontrolde yetersizlik

    Bu araştırma sonucunda da bulimik tanı kriterlerini karşılayan kişilerde, ‘’kusurluluk/utanç’’ şemasının varlığı saptanmıştır. Bir diğer araştırmada da kısıtlı diyet yapma davranışını sergileyenlerde, ‘’bağımlılık’’ ve ‘’duyguları bastırma’’ şemalarına rastlanmıştır. 

    Turner, Rose ve Cooper’ın 2005 yılında obez ergen kadınlar ve normal kilolu ergen kadınları konu alan araştırması şu sonuçları vermiştir:

    Obez ergen kadınlar; duygusal olarak yoksunluk çekmede, terk edilme kaygısında, boyun eğme davranışında ve yetersiz kendilik kontrolü gibi şemalarda yüksek puanlar almışlardır. 
    Bunun yanında ebeveyn davranışları incelendiğinde, obez ergen kadınlar sahip oldukları baba figürünü daha az ilgili ve aşırı koruyucu olarak dile getirmiştir.
    Anne rolünün ise kendilik şemalarıyla negatif bir ilişkisi olduğu saptanmamıştır.

    Kişinin algıladığı ebeveynlikle ilgili yapılan bir araştırmada en çok anoreksik kişilerin etkilendiği bulunmuştur. Buna göre anoreksiklerde algılanan az ebeveyn ilgisi/bakımı sağlıksız şemaların oluşumunda daha etkilidir.

    Ebeveyn ilişkileri kapsamındaki bir başka araştırmada baba-kız çocuğu arasındaki ilişkinin temel alındığı araştırmadır. Buna göre yeme bozukluğu tanısı almış kadınlarda, baba tarafından reddedilme ve normalden fazla koruma davranışı yeme hastalığını desteklemiştir.

    Sonuç olarak şema kavramı, yeme bozukluğu tanısı almış insanları iyileştirme yöntemi olarak erken dönem sağlıksız şemalara, şemaların işlemlerine ve algılanan ebeveynlik rollerine odaklanmıştır.

    Tedavi sürecinde şema terapinin kullandığı bazı ölçekler şunlardır:

    Young Şema Ölçeği
    Young Ebeveynlik Ölçeği
    Young Kaçınma Ölçeği
    Young Telafi Ölçeği

    Tedavi süreçlerindeki nihai amaç, danışanın o güne kadar sorgulamadığı şemalarına farklı gözle bakmasını ve olumsuz inançlar ile uyumsuz şemayı ortadan kaldırmaktır. Bu şekilde sağlıksız inançlar ve düşünceler etkisini kaybederken, sağlıklı olanlar da güçlenecektir.

    Örneğin, ebeveynleri tarafından erken dönemde beden imajı üzerine baskı gören bir kişi, yetişkinliğinde hala bu yanlış şemayı sürdürerek ya da ebeveynlerinin talebini karşılamaya çalışarak bir yeme bozukluğu  öyküsü edinebilir. Şema terapi bu olumsuz düşünceyi olumluya çevirerek sağlıklı bilişler yaratır.

    Mesela, ‘’fiziğim kötü olursa kabul görmem’’ düşüncesi yerini, ‘’fiziğimle ilgili tıbbi bir sorun yok ve kabul görmemin de bedenimle bir ilgisi yok.’’ olarak değişebilir.

    Bunların yanı sıra terapi içinde ‘’yeniden çerçeveleme’’ tekniği de kullanılabilir.

    Yeniden çerçeveleme tekniğinde; olumsuz duygudurumun yerini kabul görecek ve sağlıklı düşünceler alır. 

     

    Kaynakça

    Farrell M. J., Reiss N., Shaw A. I. (2018). Şema Terapi Klinisyenin Rehberi. İstanbul: Psikonet Yayınları.


    Vreeswijk M., Broersen J., Schurink G. (2019) Mindfulness ve Şema Terapi Uygulama Rehberi. İatanbul: Psikonet Yayınları.

    Erbaş, S. (2015). Yeme Tutumlarının Nesne İlişkileri Kuramı Çerçevesinde İncelenmesi.

    Eyüpoğlu, H. B. (2019). Erken dönem yaşantılar, aleksitimi ve bedenselleştirme arasındaki ilişkiler: şema terapi modeli çerçevesinde bir inceleme (Doctoral dissertation).


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.