Kafka'ya Mektuplar XIX

Kafka'ya Mektuplar XIX
  • 16
    0
    0
    0
  • Günaydın Kafka,

    Çünkü gün yeni aydınlandı, ben de öyle. Elimden çok da bir şey gelmiyormuş. O koca beylik cümlelerimi bir zamanlar büyük bir özgüvenle farklı yollara savurmuşum; ama şimdi bir kavşağın tam ortasında sonsuz duruyorum. Çünkü biliyorum, her yol nihayetinde bir insan olduğumu suratıma çarpacak. Gerçeklere olan tahammülüm sessizliğiyle doğru orantılı. Dile gelmeyen her şey benimdir, bendendir. İki elimle kaldırabileceğim ağırlık budur benim. Ağrımı acımı merak etme, antrenmanlıyım. Yine de korktuğumu bil; olandan, olacak olandan ve en çok kendimden. Eriyen kıtanın buzulu, annesiz çocuğun çirkinliği, havada kalmış bir elim. Ar damarsız yabani, güçten düşmüş herkül ve yoldan dönen bedeviyim. 

    Bir boşlukta salınabilmeyi hayal etmek ne hoş şimdi. Öylece durmalar, öylece durabilme özgürlüğü. Artık dünyanın güzelliğinin yazın sıcağında esen rüzgarda veyahut doğanın içinde bir yerde şükretmemizi beklediği fikri de beni cezbetmiyor. Elbet mutluluk sade olan her şeydir; fakat kim, ne sonradan sadeleşebilir ki? Gördüğünü silebilir misin? Bildiğini unutabilir misin? Pek sanmıyorum, görmeye ve bilmeye karşı olan istenç de çabası. Bütün bunları bir kenara atıp ''nefes alabiliyorum, öyleyse hayat güzel'' diyebilme lüksü(evet lüksü) ne kadar kalıcı olabilir sence? Bu olsa olsa insanın sahtekarlığıdır, kendine karşı. Bu bir eleştiri değil ama bilip de susanlara özenmişimdir hep bu yüzden. Bu sabah uyandım, bir tane börek yedim, iki saat on iki dakika temizlik yaptım, sonra banyo yaptım; ama temizlenemedim. Aklım hep bu mor defterdeydi. Kaç ay oldu diye düşündüm. Artık anlatmayı da mı beceremiyorum diye düşündüm. Meğer dinleye dinleye anlatmayı unutmuşum. Anlatırsam 81 ilde beni ararlarmış. Şimdi her şeyi daha iyi anlıyorum ama bu anlamak hiç hoşuma gitmiyor. Nefret ediyorum bu anlamaktan ve reddediyorum onu. Bir annenin evlatlıktan reddi gibi reddediyorum ve seviyorum da. Çünkü sevmek zorundayım. Ağzımdan kan gelse de usulca oturacağım bataklıkta. Yapabildiğimle yapabileceklerim çarpışıp dursun; ben öylece duracağım. Oraya mı gidelim? Gidelim. Bunu mu yapalım? Yapalım. Bir toprağı eşeleyip çiçek dikmeyeceğim hiçbir zaman Kafka, ama yine de sulayacağım. Bir tabloya bakıp hayran kalacağım; ama çizmem. Beni anladın mı? -Tabi ki anladın-

    Uyandığın odanın penceresinden kuşlar cıvıldasın, belki ben de uyurum.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.