Longlegs, Osgood Perkins tarafından yazılan ve yönetilen; başrollerinde Maika Monroe, Nicolas Cage, Alicia Witt ve Blair Underwood'un yer aldığı polisiye bir korku filmi. Amerika'da 12 Temmuz'da ülkemizde ise 6 Eylül'de vizyona girdi. Genel olarak izleyiciyi ikiye bölen yapım Metacritic'den 77, Rotten Tomatoes'den ise 85 puan almayı başardı. 

Acemi FBI ajanımız Lee Harker’ın üstü Ajan Carter’la birlikte işlenen seri cinayetlerin gizemini çözme çabasını izliyoruz. Kendi halinde yaşayan, normal ailelerin babaları tarafından aniden ve sebepsizce cinnet haliyle işlenen bu cinayetlerin ardında “Longlegs” imzalı, satanik sembollerle yazılmış mektuplar var. Film daha bu noktada kendini içine alıyor ve bu heyecanını sürdürüyor. Film ilerledikçe bulunan cevaplar ise kafa karışıklığınızı gidermiyor aksine aynı ana karakterimiz Lee gibi sizi de olayların içine sürüklüyor çünkü işlenen cinayetlerin hiçbirinde katil evde değil ve satanik mektuplar dışında en ufak bir ipucu yok; tek ortak nokta doğum günleri ve şeytan. 

Film daha başlangıcından bana True Detective/Alan Wake II hissiyatını vermeyi başardı. -belki de filmi bu kadar sevmemin sebebi bu.- Olaya atanan FBI ajanımız, solgun renkler, gerici dini atmosfer, alışılagelmedik çekim teknikleri ve güçlü oyunculuklarla bu hissiyat asla sönmedi. Longlegs'in en güçlü olduğu noktada kesinlikle hem işitsel hem görsel olarak desteklenen atmosferi. Kusursuza yakın oyunculuklar, ara sıra arkada gözüken şeytan detayları ve Vancouver'ın müthiş güzelliğiyle Longlegs 1 saat 41 dakika boyunca size sinematografik bir şölen yaşatıyor özellikle 4:3 formatında ilk sahnesiyle izleyeni bir kutuya sıkışmış hissine kaplıyor ve o hissi asla elden bırakmıyor.

Leaving Las Vegas performansıyla gönlümde ayrı bir yeri olan Nicolas Cage bu filmde oldukça rahatsız edici bir kötü karakteri şahane şekilde canlandırıyor ama burada benim için filmin ufak bir eksisi ortaya çıkıyor zaten filmin ilk sahnesinden biz katilin kimliğini biliyoruz, film bunu gizlemek için uğraşmıyor ama konu katilin motivasyonuna gelince bize daha yüzeysel açıklamalar yapıyor. Katilin kimliğini denklemden çıkardığımız bir seri katil hikayesinde keşke daha fazla Nicolas Cage ve onun motivasyonunu görseydik dedim filmde. Bence Longlegs yanlış pazarlanmış bir film; yeni bir The Silence of the Lambs, Se7en ya da Zodiac değil bu beklentiye girmeden izlemek seyir zevkini arttıracaktır.

Günün sonunda Longlegs; başarılı ses tasarımı, ilgi çekici hikayesi, sinematografisi ve muazzam oyunculukları ile benim son yıllarda izlediği en iyi korku filmi. Filmin ikinci yarısında gittiği yönü tercih etmesem bile satanik polisiye olaylarını hem video oyunlarında hem de filmlerde seviyorum. Belki ileride bir klasiğe dönüşmese bile benim için yeri özel bir film olarak kalacak.