Yerel seçimlerde sosyolojik olarak benim gördüğüm fakat toplumun geneli tarafından fark edilmeyen şeyler çıktı ortaya. Doğu ve Güneydoğuda halihazırda demokrasiden bahsetmek abesle iştigal olur. Zira neredeyse on yıldır Doğu ve Güneydoğuda Kürt siyasal hareketinin kazanmış olduğu bütün belediyelerde kayyum bulunuyor.

Bu seçimlerde beklenen oldu ve halk kayyumu yolcu ederek ezici çoğunlukla Kürt siyasi hareketine oy vererek belediyeleri kazandı.

Taşımalı Seçmen Tartışması

İlk defa kitlesel biçimde taşımalı seçmen ile Doğu ve Güneydoğunun bazı bölgelerinde Kürt siyasi hareketine karşı AK Parti MHP ittifakına oy vermeleri için asker ve polis taşındı. Taşıma oy ile bazı belediyeleri AK-MHP ittifakı kazandı.

Bölgeye sadece bir günlük gelerek oy kullanıp giden asker ve polisler topluca oy kullanmaya gittikleri okullarda bölge insanın sert tepkisiyle karşılaştı. Kamera ile kayıt altına alınanlar yüzünü yere eğip kameraya sırtını döndü.

Aslında ne olup bittiğini bilmeyen birisi sadece çekilen videoları izlese, kameraya sırtını dönüp yüzünü yere indiren bu davranışın suçluluk psikolojisine dayandığını ve suçüstü yakalanmanın dışavurumu olduğunu hemen anlar.

Vücut dillerinde haksızlığa tevessül ettikleri ve bunun onların hakkı olmadığının farkında oldukları da gün gibi ortada.

AK Parti - MHP İttifakının Hesapları

AK-MHP ittifakının bazı belediyeleri çok küçük farkla kazanması, taşımalı seçmen emrini verenlerin çok ince hesap yaptıklarını ortaya çıkarıyor.

Asker hiyerarşi içerisinde ast üstünün emirlerine itaat etmek zorundadır. Her ne kadar gidip "şu bölgede şu partiye oy vereceksiniz" diye emir vermek kanunsuz emir olsa da, bu emre karşı gelmek hedef olmak demektir. İşinden olmayı göze almayan hiç kimse bu emre, kanunsuz da olsa, karşı gelemez.

Etik Sorunlar

Fakat hiç yaşamadığı ve yaşamayacağı bir şehri 5 yıl kimin yöneteceğini tayin etmekte etik değildir. Şehirde kendisini videoya çeken bölge insanı karşısında başını öne eğenler, kendi çıkarlarını önceleyerek menfaatlerinden olmamak için başkalarının iradesine ipotek koyup sırtını dönüp toplu halde gelip oy kullandıkları gibi toplu halde geri gitti.

İşin ciddiyetinin farkına olmayanlar için aslında olan şey şu: An itibariyle yaklaşık olarak 10 yıldır kayyum tarafından yönetilen belediyelerin bir sonraki seçime kadar yani 5 yıl daha öyle kalması sağlandı.

İrade Gaspı

Yani bu mesele basit bir alt-üst ilişkisi içerisinde gidip oy kullanmak değildi, bir irade gaspa söz konusu. Emir alıp yaşamadıkları yerlere gidip oy kullananların başka bir çıkış yolu yok muydu?

Elbette vardı. Hem bölgeye giderek verilen emre uyabilir hem de bölge halkının siyasal eğilimleri lehine oy kullanarak bu müşkülün içinden alınlarının akıyla çıkabilirlerdi. Ama bunu yapmadılar.

Çıkar ve Kötülük

Çıkarlarını riske etmek yerine kirli bir oyunun öznesi olmayı kabul ettiler. Kamuoyunun bir kısmı bu irade gaspına büyük tepki koyarken bir kısmı da yapılan şeyi destekledi. Bu olay bir kez daha gösterdi ki bu toplumun karakteri kötülük yapmaya çok elverişli.

Şartlar şimdilik başkasının yerine tercihte bulunup bir şeyi dikte etmeye olanak tanıyor ve bu kötü insanlar bunu yapmaktan imtina etmediler. Şartlar başka kötülükler için olgunlaşır ise o şartların izin verdiği kötülükleri de yapacaklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.