Sekülerlerin Zorunluluğu

Sekülerlerin Zorunluluğu
  • 2
    0
    0
    0
  • Sosyoloji bilimi, toplumu anlamamıza yardımcı olur; fakat her zaman işe yaramaz. Zira, geçmişte belli toplumsal olayları açıklamak için yapılan tespitler, zaman ilerledikçe o zamanın toplumuna batırılmış bir ataşman gibi geride kalır. Toplumlar, kendine her gün yeniden yön verir yani dinamiktir. Toplumun olaylara bakış açısı ve davranışlarını belirleyen etmenlerin, sosyologlar tarafından o toplumun içinde yaşayan çağdaşları tarafından tekrar gözlemlenip yorumlanması bu yüzden çok elzemdir. Yoksa, geçmişte isabetli sosyolojik tespitleri günümüze uyarlamaya kalkarız; bu da bizi yanılgıya götürür ki, götürüyor da zaten.


    Cemaatler hakkında, hiçbir cemaatle hiç ilişkisi olmayanlar tespitler yapıyor. Bir oluşuma dışarıdan bakmak ne kadar önemli ve gerektiği ise, içeriden de bakmak aynı oranda önemli ve gereklidir. Birinden biri eksik kalınca, söz konusu tespitler bir yönüyle eksik kalır ve özne olan şey ne ise, onu tam kavramaya engel olur.


    Şimdi gelelim asıl meseleye: Ülkede siyasal İslamcı, dinci, muhafazakar ve dindar gruplar var. Her ne kadar birbirlerinden çok farklı olsalar da, hepsinin referans kaynağı bir noktada birleştiği için, içeriden aynı kümede toplanmayacak kadar farklı olsalar da, dışarıdan dış bir gözle bakıldığında aynı şemsiye altında toplanıyorlar. Bu grupların her biri, olaylara kendilerine has farklı tepkiler veriyor; fakat birbirlerine çok yaklaştıkları bazı noktalarda var.


    Seküler kesimin içinden, siyasal İslamcı iktidara dinci, muhafazakar, siyasal İslamcı ve dindar grupların yeterince tepki koymadığı eleştirileri yapılıyor ki, bunlar çok yerinde eleştiriler. Yapılan yolsuzluk ve adaletsizliklere siyasal İslamcılar "bizden" diye ses çıkarmıyor, aynı zamanda ses de çıkaramaz. Zira ya kamu ile ihale ilişkileri ya da hakkı olmadığı halde kamuda bir yere torpil ile gelmiş veya birkaç yakını, söz konusu aksayan şeylerin müsebbipleri arasındadır.


    Aynı yolsuzluk ile hukuksuzluklara dinciler, ucu onlara dokunmadığı sürece ses çıkarmaz. Ne zaman ki ucu onlara dokunur, işte o zaman ortalığı velveleye verme eğilimleri ortaya çıkar; fakat bu tepkilerin doğru yerlere ulaşmadan başka yönlere sapıp, başka mağduriyetler oluşturma potansiyeli çok yüksektir.


    Aynı yolsuzluk ile hukuksuzluğa muhafazakarlar da, sofralarından ekmekleri alınana kadar ses çıkarıp karşı koymaz. Emekleri ile ekmekleri aynı oranda artmaz ise, homurdanmaya başlarlar. Bu kesim, toplumun zavallı kesimlerinden biridir. Küresel ölçekteki refah düzeyi onları ilgilendirmez; yerel düzeyde yaşarlar ve eve ekmek götürmek, bunların her şeye karşı kayıtsız kalmasına yeter de artar bile.


    Dindarlar ise genelde işi Yaratıcıya havale ederler. Biri bir yerde soykırım bile yapsa ki, şu sıralar İsrail Filistin'de yapıyor ve bu soykırıma rağmen İsrail ile çok ciddi ticari ilişkiler mevcut. Buna rağmen ortaya bir tepki koymak yerine, işi Yaratıcıya yani Allah'a havale ederek sorumluluktan kurtulmaya çalışıyorlar. Haksız yere öldürülen mazlumların ruhlarının daha kolay kabz edildiğini ve cennette gittiklerini, onları öldüren zalimlerin ise cehenneme gideceklerini iddia ederek rahatlamaya çalışıyorlar.


    Bu dört grubun istisnalar olmakla bile birlikte, olaylara yaklaşımı genelde böyledir. Ve yolsuzluk ile hukuksuzluğa sessiz kalınmasının altında yatan nedenler bunlardır. 

    Fakat sekülerler içinden, azınlık olmalarına rağmen dogmatik olmayan hak savunucularının bir işi havale edecekleri bir yerleri yoktur. Yani işi ne bir inanca bağlayabilir ne de Allah'a havale edebilirler. Bu sebeple, iyi veya kötü entelektüel kapasiteleri oranında bir yol bulup, bir çözüm yöntemi geliştirip olayları çözüme kavuşturmak zorundadırlar.

    Son birkaç yüz yıldır dünyada yaşanan neredeyse bütün gelişmelerin lokomotifi, bu yüzden inancı referans alan doğu değil, Seküler Batı olmuştur. Çünkü bir yol bulma zorunluluğunu onlar daha çok hissederler ve zamanları da sınırlıdır. Zira onlar için öte dünya da yoktur; ne olacaksa ödül veya ceza burada hemen şimdi olmak zorundadır. Bu da olanları çözümlere biraz daha yaklaştırır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.