Bilim kurgunun babası olarak bilinen Jules Verne zengin bir hayal gücüne sahipti. Ayrıca modern teknolojileri zamanından çok önce öngören 19. yüzyılın en büyük yazarlarındandı.
Bu yazımızda Denizler Altında 20 Bin Fersah, 80 Günde Devri Alem, Ay'a Yolculuk, Dünyanın Merkezine Yolculuk gibi romanları tüm dünyada milyonlarca okur tarafından okunan Jules Verne'in öngördüğü 8 icattan bahsedeceğiz.
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabında anlatılan Nautilus ismini taşıyan elektrikli denizaltı, okyanusun derinliklerine inebiliyordu. Elektrik, Verne’in kitabı yayınladığı 1870 yılında yeni bir teknolojiydi. 1880’li yıllarda mühendisler, çalışan ilk denizaltıları inşa etmeyi başardılar ve bunların çalışma mantığı Verne’in hayal ettiği ile birebir aynıydı. Ayrıca denizaltı gemilerini icat eden Simon Lake ise bu hususta Verne’den ilham aldığını açıkça söylemişti.
Uçaklar icat edilmemişken, 1886 yılında kaleme aldığı bir makalesinde buharla çalışan ve bir bütün halinde gökyüzüne yükselerek uçan taşıtlardan bahsetmiştir Verne. Makaledeki baş kahraman Robur’un el emeği makinesi Albatros, halkın alay konusu olmuştu.
1863 yılında kaleme aldığı ''Yirminci Yüzyılda Paris'' adlı kitabında yapılacak olan infaz için değişik bir yöntem bulmuştur. Bilindik idam yöntemlerinin dışında olan bu infaz, sandalyeye elektrik verilerek gerçekleştirilmekteydi. Bu tür idamlar Jules Verne hikâyeyi yazdıktan 25 yıl sonra yaygınlaşmaya başladı.
1889’da kaleme aldığı bir makalede basılı olmayan ve sözlü yayın organı formatında gazetelere alternatif olacak bir haber kaynağından söz etmiştir. Yazarın bu önerisine göre günlük olaylar hayatımıza kolaylıkla dahil olabilecekti. Ancak Jules Verne'in bu fikri ancak 1920'li yıllarda gerçekleşebildi.
Yazar 1889 yılında kaleme aldığı bir başka makalesinde phonotelephote adlı bir cihazdan bahsetmiştir. Bu cihazın amacı hassas kablo bağlantıları sayesinde görüntü aktarımını sağlamaktı. Böylelikle Jules Verne uzaktan haberleşmeye yeni bir boyut katarak görsel olarak da iletişim içinde olunabileceğini hayal etmişti.
Jules Verne'in Dünya’dan Ay’a hikâyesinde bir füze yardımıyla ittirmeli olarak uzay boşluğunda belirlenen noktalara gönderilmesi düşünülen kapsüller yer alıyordu. Hikâyenin ilginç yanı ise, Ay’a inen ilk araçlar, Verne’in öngördüğü gibi alüminyumdan yapılmış ve üç astronot taşımıştı. Her iki uzay kapsülündeki bilim adamları ağırlıksızlığın etkilerini hissetmişler, ay yüzeyinin fotoğraflarını çekip inceleme yapmışlardı. 107 yıl önce Jules Verne hayal gücü ile Ay'a gönderdiği kapsül Apollo 11 gibi Pasifik Okyanusu'na inmiş ve içindeki uzay adamları bir harp gemisi tarafından kurtarılarak Amerika’da büyük törenlerle karşılanmışlardı.
1896 yılında yazdığı Bayrağa Karşı hikâyesinde, mucit Thomas Roch tarafından tasarlanan süper silah Fulgurator’dan bahsediyordu. Bu silah havada hareket halindeyken yön değiştirebiliyordu. Günümüzde bilinen ismiyle güdümlü füzeler, ilk olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından kullanılmıştı.
Jules Verne’in Karpatlar Şatosu adlı hikâyesinde holograma benzer bir teknoloji geçiyordu. Hikâyenin baş kahramanı, Transilvanya dağlarında yaşayan sürreal bir barondur. Baronun bir ziyaretçisi, yıllar evvel ölmüş bir opera sanatçısını şatoda konser verirken görür. Olayı araştırdığında, bu performansın hologram vasıtası ile simüle edildiğini fark eder.
Öngörüleriyle meşhur olan ünlü yazar Jules Verne şu sözleri söylemiştir: "Gelecekte insanlar, akıllara hayret verecek şeylerle karşılaşacaklardır. Kutuplardaki buz yığınları atom kuvvetiyle eritilecek, milyonlarca dönüm verimli arazi
dünyaya katılacak. İnsanlar göklere tamamen hâkim olacak.
Mevsimlerin seyri değiştirilecek ve çöller birer bahçe haline getirilecek; gezegenlere yolculuk başlayacak ve insanlar Venüs ve Mars'a gitmek için planlar kuracaklar. Sürekli barışı sağlamak için merkezi Amerika'da olmak üzere bir dünya devleti
kurulacak."
1) Denizaltı

2) Helikopter

3) Elektrikli Sandalye

4) Haber Bültenleri

5) Video Konferansı

6) Uzay Kapsülü

7) Güdümlü Füze

8) Hologram

BONUS:

Yorum Bırakın