Paris’in eşsiz ruhunun merkezinde; Seine Nehri kıyısında bulunan katedral, Roma ve Gotik Mimari Dünyası'nın özellikle Fransız Gotik Mimarisi'nin en değerli yapılarındandır. Notre Dame'ın çevirisini Meryem Ana'ya atfen, ''Bizim Hanımefendimiz'' şeklinde yapabiliriz.
Neredeyse dönemin birçok önemli yapıtı gibi Notre Dame da inşa edildiği süreçten itibaren çok fazla badireler atlatmış olmasına rağmen ayakta kalmayı başarabilmiştir. 18. yüzyıl sonlarına doğru Fransız Devrimi sırasında meydana gelen bir olay nedeniyle katedral 19. yüzyılda geniş çaplı restorasyonlarla yeniden doğmuştu.
Dönemin Gotik Mimari anlayışının öncüsü Fransız Gotik Mimarisi'ni açık bir şekilde gözler önüne seren yapıtta; sivri kemerler, uçan payandalar, kaburgalı tonozlar ve vitraylı cepheleri ile katedrale ışık yani ruhani bir cennet atmosferini sağlayan ögelerin üç parçalı cephelerle birlikte dahice bir bütünlük sağladığını görebiliyoruz.
Dünya mimarisinin önemli isimlerinden olan Viollet le-Duc tarafından Kule Külahı tasarlanıp eklendiği detayını da gözden kaçırmayalım.
Gotik Mimari'nin en belirgin özelliklerinden biri de ihtişamlı, diğer bir deyişle gökyüzüne kadar ulaşan yapılar olmasıydı. Burada iş mimarlara düşüyordu. Sivri uçlu kemerleri bir yandan hacmin yayılmasını sağlarken diğer yandan da hem kilisenin gücünü göstermek istediği hem de tanrıya yakın yani gökyüzüne ulaşma fikrini rahatça sağlayabiliyordu.
[caption id="attachment_141642" align="aligncenter" width="800"]
Notre Dame Katedrali Batı Cephesi[/caption]
Yapıtın batı cephesi gül vitray etrafında şekillenirken merkezinde ise Bakire Meryem ve Çocuk heykelleri bizi karşılıyor. Gül pencerenin aşağısında kalan yer ihtişamlı üç taç kapıdan oluşuyor. Batı cephesini oluşturan diğer önemli yapılar ise neredeyse 70m uzunluğunda olan kuleler. Bunlardan sadece birisine 387 basamakla çıkılıyor ve burada katedrali kötü ruhani ve görünümlü yaratıklardan koruduğuna inanan yaratık heykelleri yer alıyor. (Chiméres veya Gargoyle)
[caption id="attachment_141634" align="aligncenter" width="800"]
Notre Dame Katedrali Batı Cephesinde Bir Gülpencere[/caption]
Katedralin güney ve kuzey cephelerinde de bu görkemli gülpencerelerden birer adet mevcut. Bu vitraylar Güney'de İsa tasviri Kuzey'de ise Meryem ve Eski Ahitten tasvirleri gözler önüne seriyor.
Notre Dame Katedrali’nin eşsiz renkli vitrayları onu gotik mimarisinin yardımıyla kendinden önceki karanlık ruh anlayışı besleyen kaleler ve nemli mekanlardan sıyrılıp ışığı ve renkli mekanları; büyük pencereleriyle desteklemiş, havadar iç mekanları yaratmıştı. Bundan payını esirgemeyen kiliseler de daha görkemli oluyordu.
Notre Dame ilk inşaa edildiğinde uçan payandalar tasarıma dahil değildi. Ancak daha sonradan Gotik Mimari'nin temelini oluşturan ince duvarlar yükselmiş ve duvarlarda dışa doğru oluşan gerilmelerden dolayı çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Bu deformeyi engellemek için uçan payandalarla desteklenen yapıya aynı zamanda yükseklik ve ışık sağlayan payandalar, katedralin görünüşünü süsleyerek onu her zaman daha ihtişamlı hale getirmişti.
[caption id="attachment_141638" align="aligncenter" width="569"]
''Uçan Payandalar'' (Flying Burtresses)[/caption]
[caption id="attachment_141657" align="alignnone" width="800"]
Pieta Heykeli, Bakir ve Çocuk Heykeli ve Mayıs Resimleri[/caption]
Notre Dame Katedrali'nde farklı bölümlerde usta sanatçıların önemli eserlerine rastlayabilirsiniz. 14. yüzyılda yapılmış Bakire ve Çocuk Heykeli yani Notre Dame de Paris ve Pieta bunlardan sadece birkaç tanesi. Notre Dame de Paris yani bu heykel kiliseye ismini veren eserdir. Aynı şekilde diğer eserler de katedralde koro mahalinin girişinde yer almaktadır.
Eşsiz Notre Dame Katedrali gerek mimarisi gerek ise sanat ve ideolojisi ile yalnızca Fransız Gotik Mimarisi'nde değil, dünya mimarisinde de çığır açmıştı. Bunun değişmeden devam edeceği gerçeğini de yapının mimari anlayışı açık bir şekilde belirtmektedir. Görkemli yapısı, derinlere indikçe daha net bir şekilde anlaşılırken her ince detayın düşünüldüğünü unutmamak gerekir ki ihtişamının önüne geçilmesin. Tarih, sanat ve mimarinin birlikte uyum içinde hareket ettiğinin en güzel örneklerinden Notre Dame Katedrali... Bulunduğunuz her saniyenin karşılığını fazlasıyla verdiği aşikar.
Dönemin Gotik Mimari anlayışının öncüsü Fransız Gotik Mimarisi'ni açık bir şekilde gözler önüne seren yapıtta; sivri kemerler, uçan payandalar, kaburgalı tonozlar ve vitraylı cepheleri ile katedrale ışık yani ruhani bir cennet atmosferini sağlayan ögelerin üç parçalı cephelerle birlikte dahice bir bütünlük sağladığını görebiliyoruz.
Dünya mimarisinin önemli isimlerinden olan Viollet le-Duc tarafından Kule Külahı tasarlanıp eklendiği detayını da gözden kaçırmayalım.
Gotik Mimari'nin en belirgin özelliklerinden biri de ihtişamlı, diğer bir deyişle gökyüzüne kadar ulaşan yapılar olmasıydı. Burada iş mimarlara düşüyordu. Sivri uçlu kemerleri bir yandan hacmin yayılmasını sağlarken diğer yandan da hem kilisenin gücünü göstermek istediği hem de tanrıya yakın yani gökyüzüne ulaşma fikrini rahatça sağlayabiliyordu.
[caption id="attachment_141642" align="aligncenter" width="800"] Notre Dame Katedrali Batı Cephesi[/caption]
Yapıtın batı cephesi gül vitray etrafında şekillenirken merkezinde ise Bakire Meryem ve Çocuk heykelleri bizi karşılıyor. Gül pencerenin aşağısında kalan yer ihtişamlı üç taç kapıdan oluşuyor. Batı cephesini oluşturan diğer önemli yapılar ise neredeyse 70m uzunluğunda olan kuleler. Bunlardan sadece birisine 387 basamakla çıkılıyor ve burada katedrali kötü ruhani ve görünümlü yaratıklardan koruduğuna inanan yaratık heykelleri yer alıyor. (Chiméres veya Gargoyle)
[caption id="attachment_141634" align="aligncenter" width="800"] Notre Dame Katedrali Batı Cephesinde Bir Gülpencere[/caption]
Katedralin güney ve kuzey cephelerinde de bu görkemli gülpencerelerden birer adet mevcut. Bu vitraylar Güney'de İsa tasviri Kuzey'de ise Meryem ve Eski Ahitten tasvirleri gözler önüne seriyor.
Notre Dame Katedrali’nin eşsiz renkli vitrayları onu gotik mimarisinin yardımıyla kendinden önceki karanlık ruh anlayışı besleyen kaleler ve nemli mekanlardan sıyrılıp ışığı ve renkli mekanları; büyük pencereleriyle desteklemiş, havadar iç mekanları yaratmıştı. Bundan payını esirgemeyen kiliseler de daha görkemli oluyordu.
Notre Dame ilk inşaa edildiğinde uçan payandalar tasarıma dahil değildi. Ancak daha sonradan Gotik Mimari'nin temelini oluşturan ince duvarlar yükselmiş ve duvarlarda dışa doğru oluşan gerilmelerden dolayı çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Bu deformeyi engellemek için uçan payandalarla desteklenen yapıya aynı zamanda yükseklik ve ışık sağlayan payandalar, katedralin görünüşünü süsleyerek onu her zaman daha ihtişamlı hale getirmişti.
[caption id="attachment_141638" align="aligncenter" width="569"] ''Uçan Payandalar'' (Flying Burtresses)[/caption]
[caption id="attachment_141657" align="alignnone" width="800"] Pieta Heykeli, Bakir ve Çocuk Heykeli ve Mayıs Resimleri[/caption]
Notre Dame Katedrali'nde farklı bölümlerde usta sanatçıların önemli eserlerine rastlayabilirsiniz. 14. yüzyılda yapılmış Bakire ve Çocuk Heykeli yani Notre Dame de Paris ve Pieta bunlardan sadece birkaç tanesi. Notre Dame de Paris yani bu heykel kiliseye ismini veren eserdir. Aynı şekilde diğer eserler de katedralde koro mahalinin girişinde yer almaktadır.
Eşsiz Notre Dame Katedrali gerek mimarisi gerek ise sanat ve ideolojisi ile yalnızca Fransız Gotik Mimarisi'nde değil, dünya mimarisinde de çığır açmıştı. Bunun değişmeden devam edeceği gerçeğini de yapının mimari anlayışı açık bir şekilde belirtmektedir. Görkemli yapısı, derinlere indikçe daha net bir şekilde anlaşılırken her ince detayın düşünüldüğünü unutmamak gerekir ki ihtişamının önüne geçilmesin. Tarih, sanat ve mimarinin birlikte uyum içinde hareket ettiğinin en güzel örneklerinden Notre Dame Katedrali... Bulunduğunuz her saniyenin karşılığını fazlasıyla verdiği aşikar.
Yorum Bırakın