Güneşin Hayat Gibi Batışı: Last Day of June

Güneşin Hayat Gibi Batışı: Last Day of June
  • 2
    0
    0
    1
  • DİKKAT!: Bu yazı Last Day of June hakkında oldukça fazla spoiler içermektedir. Yazarın gözünden oyunun hikayesi anlatılmıştır. Bazen oynadığınız bir oyun bittiğinde aslında bitmiş hissetmezsiniz. Kalbinizde hep içine çekildiğiniz dünyanın kalıntıları kalır. Kısa sürede bitirmiş olmama rağmen, Last Day of June benim için böyle bir oyun. Güzel bir gün batımında, güzel bir çiftin olduğu bir anla başlıyor her şey. Sonrası karanlık… Bir bulmaca oyunu aslında, birbirini çok seven çiftimizden biri trafik kazasında hayatını kaybediyor. Küçük ama sevgi dolu bir hayatları varmış önceden, trafik kazasında can veren kişi yaptığı resimler kadar güzel bir kadın. Erkek, önceden gün ışığının doldurduğu o güzel evde artık karanlıklar içinde bir tekerlekli sandalyede hayatına devam etmeye çabalıyor. Bir gün bir şey fark ediyor, kazaya sebebiyet veren köyün küçük çocuğun, adamın karısı tarafından yapılmış resmine dokunarak kazayı engellemeye çalışıyor lakin sorunlar peşini bırakmıyor. Birini kurtarsa başka bir köy sakini neden oluyor bu sona, dokunduğu her resim ona daha da acı veriyor, çünkü güzel hatıraları hatırlıyor. Biz de aslında karısının özlemi kalbinde ağrı yapan bu adam için bu sorunları çözüyoruz. Ama olmuyor… Köyümüzün farklı sakinlerine gittikçe onların da burukluklarını görüyoruz, hepsi adına üzülüyoruz. Çok küçük ayrıntıların nerelere sebebiyet verebileceğini fark ediyoruz. En yakın arkadaşı yanından ayrılan küçük bir çocuğun arkadaş özlemini, en iyi olması için hayatı mahvedilen ve hala babası gurur duysun diye çabalayan bir adamı, aşkını kalbine gömüp yeni bir hayat kurmak için çabalayan şirin bir kadını görüyoruz bu kadını kurtarmaya çalışırken. last day of june ile ilgili görsel sonucu Sonra kadının bunu fark ettiğini anlıyoruz. Adam sonunu bildiği bir yolda sırf karısını kurtarmak için ilerlerken karısının ağlamalarını ve onu engellemeye çalışmasını fark ediyoruz. Ama adam artık kafasına koymuş, o yolda ilerlemeye kararlı. Kadını her kurtaramadığımızda  gördüğümüz yeni anılar kalbimize daha da dokunuyor. Arabanın sola dönüşünü hep görüyoruz, o son beraber gidişlerini… Sonra başardığımızı fark ediyoruz, oyunun başladığı yere geri dönüyoruz. Güzel bir iskele, güzel bir gün batımı, birbirine aşkla bakan bir çift. Erkek, o yaşasın diye karısının yerine oturuyor. Sonra bir seçim, neler olacağını söyleyecek misin? Elin gitmiyor o seçeneğe, zaten bassan da artık çok geç. Kader gibi bir şey bu, karakterimiz kararını çoktan vermiş. Sonra o ses… Her başaramadığımızda duyduğumuz kaza yine gerçekleşiyor. Yine güneşin hüzünlü batışı, yine o iskele ama bu sefer güzel kızımızın yanında tıpkı babasına benzeyen güzel bir çocuk var. Sonra babasının mezarının yanında güzelce oynarken görüyoruz bu küçük çocuğu. Belki babasını hiç tanımayacak olsa da onun gibi güzel kalpli olacağı nasıl da belli. Gözlüklerini uyandığında hep karısı takarken, karısı öldüğünde gözlüklerine ulaşmaya çalışırken bile acı çeken o güzel adamın o gözlükleri yine olması gereken kişinin ellerinde, güzel karısının. Her zaman yaptığı gibi gözlüklerini o takıyor, bu sefer mezarına. Oyunun sımsıcak renkleri aslında size hüzün veriyor. Güzel anların nasıl da tepetaklak olabileceğinin hisleri bunlar. Hayatta yaşadığımız güzel anıları hatırlayınca yaşadığımız o burukluk gibi bir his bu.  Belki güzel, belki değil ama hayatın tam içinden.    

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.