Yönetmen Derek Jarman’a 1986 yılında HIV tanısı konulduğunda Londra’dan, Dungeness’ta cennet gibi bahçeyle çevrili bir köy evine yerleşti. Yalnızca birkaç yıl içinde, bugün bahçecilikle uğraşanları bile etkisi altına alabilecek güzellikte post modern bir botanik bahçe düzenledi. Günümüzde Prospect Cottage’ın varlığı ise tehdit altında.
Ancak bu ev için düzenlenen kampanyadan yeterli bağış toplanırsa, halkın ziyaretine açık olmaya devam edecek. Gelelim İngiltere’nin farklı yerlerinden, olur da bir gün yolunuz düşerse gezebileceğiniz tasarımcıların evlerine!
Mimar Charles Rennie Mackintosh ve eşi sanatçı Margaret Macdonald’ın 1906-1914 yılları arasında yaşadığı ev, 1980’lerde ustalıkla restore edildi. Yalnızca 12 ziyaretçinin aynı anda içeri alındığı müze-evde, rahatsız edilmeden bembeyaz odaların yalın tasarımının tadını çıkarmak da cabası.
Barbara Hepworth’ün çalışma stüdyosu, artistin 1949 yılında aldığı gibi aynı büyüyü koruyor. Müze, yalnızca modernist ustanın doğal ilham perilerine ve çalışma sürecine bir pencere açmakla kalmıyor, aynı zamanda etkileyici bronz heykeller de bahçeye özenle yerleştirilmiş bir şekilde ziyaretçilerini bekliyor.
Ünlü İngiliz sanatçı Grayson Perry’nin kafasının içini, hayal gücünü, aklının sınırlarını hiç merak ettiniz mi? Essex Evi’nde bir gece kalarak tüm bu sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Perry’nin doğduğu yerde, Stour Nehri kıyısında yer alan ev, Grayson Perry tarafından ruhumuzu yükseltmek adına tasarlanmış. Tabii ki beklendik bir şekilde renkli duvar kilimleri, tuhaf heykeller ve neşeli yer mozaiklerini içinde barındırıyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hampstead’de yaşadığı ev bombalanarak yok edilen Henry Moore, Hoglands çiftlik evine yerleşmiş. Günümüzde, restore edilen yapı, yalnızca yazın ziyaretçiler için açılıyor; Moore’un eşi tarafından tasarlanan bahçeler çiçeklerle dolup taştığında ve tabii sanatçının soyut çalışmalarına beklenmedik güzellikte bir arka plan oluşturduğunda… Aynı zamanda çalışma stüdyosunda da bahçede bulunan anıtsal heykellerin sayısız küçük modeli yer alıyor.
Vanessa Bell ve Duncan Grant çifti metruk bir kır evini, duvarları, yer döşemelerini, tavanları ve mobilyaları baştan aşağı yenileyerek adeta tablo gibi bir sanat eserine dönüştürmüş. Öyle ki gördüğünüz zaman kendi evinizi yenilemek adına evin planlarıyla birlikte kaçmak isteyeceksiniz.
Mimar Philip Webb tarafından tasarlanan yapı, aynı zamanda Arts&Crafts akımının öncülerinden ünlü tekstil tasarımcısı William Morris’in de evi ve bu akımın hazinelerini içinde barındırıyor.
Modellik, savaş fotoğrafçılığı ve Vogue İngiltere çalışanı olarak tamamladığı başarılı kariyerinin ardından, 1949 yılında Sussex çiftlik evininin temellerini atmış Lee Miller. Mutfağında kullandığı sürrealist tabaklar ve kendisini adadığı çok önemli eserlerden oluşan sanat koleksiyonunda, aynı zamanda arkadaşları olan Pablo Picasso, Max Ernst, Joan Miro ve daha fazlasının çalışmaları bulunuyor.
Kaynak: 1, 2, 3
Ancak bu ev için düzenlenen kampanyadan yeterli bağış toplanırsa, halkın ziyaretine açık olmaya devam edecek. Gelelim İngiltere’nin farklı yerlerinden, olur da bir gün yolunuz düşerse gezebileceğiniz tasarımcıların evlerine!
1. Mackintosh Evi
Mimar Charles Rennie Mackintosh ve eşi sanatçı Margaret Macdonald’ın 1906-1914 yılları arasında yaşadığı ev, 1980’lerde ustalıkla restore edildi. Yalnızca 12 ziyaretçinin aynı anda içeri alındığı müze-evde, rahatsız edilmeden bembeyaz odaların yalın tasarımının tadını çıkarmak da cabası.
2. Barbara Hepworth Müzesi & Heykel Bahçesi
Barbara Hepworth’ün çalışma stüdyosu, artistin 1949 yılında aldığı gibi aynı büyüyü koruyor. Müze, yalnızca modernist ustanın doğal ilham perilerine ve çalışma sürecine bir pencere açmakla kalmıyor, aynı zamanda etkileyici bronz heykeller de bahçeye özenle yerleştirilmiş bir şekilde ziyaretçilerini bekliyor.
3. Essex Evi
Ünlü İngiliz sanatçı Grayson Perry’nin kafasının içini, hayal gücünü, aklının sınırlarını hiç merak ettiniz mi? Essex Evi’nde bir gece kalarak tüm bu sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Perry’nin doğduğu yerde, Stour Nehri kıyısında yer alan ev, Grayson Perry tarafından ruhumuzu yükseltmek adına tasarlanmış. Tabii ki beklendik bir şekilde renkli duvar kilimleri, tuhaf heykeller ve neşeli yer mozaiklerini içinde barındırıyor.
4. Henry Moore Stüdyosu ve Bahçeleri
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hampstead’de yaşadığı ev bombalanarak yok edilen Henry Moore, Hoglands çiftlik evine yerleşmiş. Günümüzde, restore edilen yapı, yalnızca yazın ziyaretçiler için açılıyor; Moore’un eşi tarafından tasarlanan bahçeler çiçeklerle dolup taştığında ve tabii sanatçının soyut çalışmalarına beklenmedik güzellikte bir arka plan oluşturduğunda… Aynı zamanda çalışma stüdyosunda da bahçede bulunan anıtsal heykellerin sayısız küçük modeli yer alıyor.
5. Charleston
Vanessa Bell ve Duncan Grant çifti metruk bir kır evini, duvarları, yer döşemelerini, tavanları ve mobilyaları baştan aşağı yenileyerek adeta tablo gibi bir sanat eserine dönüştürmüş. Öyle ki gördüğünüz zaman kendi evinizi yenilemek adına evin planlarıyla birlikte kaçmak isteyeceksiniz.
6. The Red House
Mimar Philip Webb tarafından tasarlanan yapı, aynı zamanda Arts&Crafts akımının öncülerinden ünlü tekstil tasarımcısı William Morris’in de evi ve bu akımın hazinelerini içinde barındırıyor.
7. Farleys House & Gallery
Modellik, savaş fotoğrafçılığı ve Vogue İngiltere çalışanı olarak tamamladığı başarılı kariyerinin ardından, 1949 yılında Sussex çiftlik evininin temellerini atmış Lee Miller. Mutfağında kullandığı sürrealist tabaklar ve kendisini adadığı çok önemli eserlerden oluşan sanat koleksiyonunda, aynı zamanda arkadaşları olan Pablo Picasso, Max Ernst, Joan Miro ve daha fazlasının çalışmaları bulunuyor.
Kaynak: 1, 2, 3
Yorum Bırakın