Evet büyüklerimiz, biz gençler çoğumuzun hatta belkide dünyada büyük çoğunluğun hep sevdiği, sempati duyduğu şanlı Liverpool sonunda kupasını aldı. Bu yol çok uzun ve yorucu bir yoldu ama ayak sesleri hep duyuluyordu. Özellikle son yıllarda herkesin beğendiği oyun tarzı bir yerde meyvesini verecekti. Bu zaferin en önemli mimarı hiç kuşkusuz ki Jürgen Klopp. Dortmund'un Jürgen başlarındayken oynadığı oyun bu adamın zaten geleceğinin parlak olduğunun belki de en önemli göstergesiydi. Geçen sene Şampiyonlar Ligi kupasının gelmesi ve 97 puanlık 2.lik bu sene işlerin farklı olacağını bize zaten gösteriyordu.  Lige fırtına gibi başlayan kırmızılar rekorları alt üst etmeye geldiklerini hepimize gösterdiler. Peş peşe gelen galibiyetler ve daha da önemlisi kötü oynanan maçlarda bile skoru bulmasını bilmek özellikle premier lig gibi zorlu bir ligin şampiyonluk için olmazsa olmazlarındandır. Pandemi dönemine kadar gelen galibiyetler ve neredeyse herkes tarafından kabul edilen ''Bu saatten sonra imkanı yok şampiyon oldular artık'' ları boşa çıkartmadılar. Bu zorlu süreçten sonra biraz sendeleselerde rahat bir şekilde şampiyon olmasını bildiler. Ama liverpool bize başka bir şeyi de öğretti bu şampiyonlukla.

Liverpool tarihi efsanelerle dolu say say bitmez. İngiltere liginin adı değişmeden önceki açık ara lideri ,en fazla şampiyon olan takımı. Son 30 yıldır şampiyonluk yüzü görememiş ,şampiyonlar liginde iyi işler yapmış kupalar kazanmış ama istediği yerde hiç olamamış bir takım. Ama hiçbir zaman taraftar kaybetmemiş bir takım liverpool. Dünyanın dört bir yanından çok alakasız takımları tutan insanlar ne gariptir bu kırmızılara bağlılar. Yıllarca cefasını çektiler ama hepsinin 2. takımı oldu liverpool. Garip ama öyle. Özellikle genç nesilde liverpool apayrı bir yerde. Bunun nedeni şimdiki gençlerin çocukluk zamanlarındaki sarı saç ,uzun kollu forma, beyaz tozluklu Fernando Torres mi yoksa bir liverpool efsanesi ve herkesin keşke bizde de böyle bir adam olsa dediği liverpool beyi Stevan Gerrard mı bilemem. Büyük ihitmalle hiç biri. Liverpool'u bu kadar sevmemizin nedeni Poyraz Karayel'den Zülfikarın dediği gibi liverpoolun 'takım değil kulüp olmasındandır'. Evet bütün kırmızılara gönül vermişler bu kupayı çok bekledi ama onlar kupayı değil liverpoolu seviyorlar. Kupalar kazanılsın ama onlara sadece liverpool da yeter. Çünkü onlar liverpool'a bir  söz verdiler: ASLA YANLIZ YÜRÜMEYCEKSİN.