Bütün duygularımızdan biz sorumluyuz ve her kimse bunu inkar etse de duygularımızın esiri oluyoruz. Mutluysak etrafımıza da bu mutluluğu bulaştırıyoruz. Üzüntülerimiz, kaygılarımız, keşkelerimiz, heyecanlarımız ve daha nice duygularımız sadece bizi etkilemekle kalmıyor, yakınlarımızın hatta bazen hiç tanımadığımız insanların hayatlarına dokunuyoruz duygularımızla..  Peki bunu nasıl yapıyoruz? Tabii ki duygularımızın dışavurumuyla gerçekleşiyor. Hissettiklerimizin harekete geçmesi yani davranışlarımız bizim artık kimliğimiz oluyor. Pablo Neruda “Ne yaşarsanız yaşayın, birine en son davranış şekliniz, onda bıraktığınız tek fotoğraftır.” diyor. Kime nasıl davrandıysak belki de karşımızda ki ölene kadar böyle hatırlanacağız. İşte İvan’ın da hayat hikayesi buna benziyor. İvan Çar unvanını alan ilk Rus devlet adamı ve Rusya İmparatorluğu’nun kurulmasında önemli payı vardır. İvan’ın isminin önünde hep bir unvan haline gelmiş kelime vardır. “Korkunç”, evet Korkunç İvan diye anılıyordu daha doğrusu şuanda da böyle anılıyor. İvan’ı korkunç yapan neydi ki? Yüz hatları mı ya da güçlü bir hükümdar olduğundan dolayı mı böyle diyorlardı? Ya da diğer devletlerin üzerinde uyguladığı baskılardan olayı olabilir mi?  Ne yazık ki sadece diğer devletler değil yakın çevresine ve halkına uyguladığı politikalar yüzünden böyle anılıyordu. IV. İvan’ın  çocuk yaşta anne ve babasını kaybetmesi onun ruh halinde belirleyici bir unsur oldu. Şiddete çocuk yaşlarda meyilliydi akrabaları tarafından büyütülen İvan küçük yaşta çok hırpalanmış ve bunun  kinini hep içinde tutmuş. Genç yaşta tahtta çıkmasıyla katliamların ardı arkası kesilmedi halkına değer vermeyen yaşamlarını söndüren bu devlet adamı ayrıca Rusya’nın dünya gücü haline gelmesini sağlamıştır. Elinde ki bu güç onu zalimleştirmiş gibi görünüyor. Küçük yaşlardan itibaren içinde filizlenen ve büyüyen intikam duygusu İvan’ın bütün benliğini ele geçirmiş ve tarihe adını Korkunç İvan diye yazılmasını sağlamıştır. Yalnız korkunçluğu daha çok oğlunu öldürmesi ile gündemdedir. Oğlunun karısını döverek düşük yapmasına sebep olduğu için İvan ve oğlu tartışıyor. Tartışma esnasında oğlunu bir savaş ile ilgili itaatsizlikle suçladı oğlu bunu kabul etmemekle beraber tartışma büyüyor ve asasıyla oğlunun kafasını yarıyor. Daha sonrasında pişman olsa da birkaç gün sonra oğlu ölüyor. Yarı baygınken oğlunun ağzından şu cümle dökülüyor.  “Sadık bir oğul ve sade bir kul olarak ölüyorum.” Sanırım bu cümle İvan’ın pişmanlığını daha da katlamış olacak ki “Kahrolayım, oğlumu öldürdüm! Oğlumu öldürdüm!” diye bağırmıştır. Ayrıca karısının ölümüyle de iyice paranoyaklaşan İvan türlü türlü işkencelerde bulunmuş,  hayatının sonuna kadar Korkunç kelimesinin hakkını vererek yaşamını yitirmiştir. Tablo o dönemde olumlu ve olumsuz çok eleştiri almıştır. İlya Repin’in o  dönemde gerçekleşen olayların esintisiyle yaptığı söyleniyor. Yüz ifadeleri açıkça görülüyor ki IV. İvan’ın yüzünde o vahşilikten eser yok daha çok dehşet ve üzüntü ile şaşırmış gözlerle boşluğa bakıyor. Bu şaşırmış gözlere romantizm akımının güçlü isimlerinden Francisco Goya’nın “Çocuğunu Yiyen Satürn” eserinde de rastlıyor gibiyiz. Yani şöyle diyebilirim ki iki sanatçı da gözlerde sanki bunu yaptığına kendi de şaşırıyormuş  belirtisi  vermiştir. Oğlu Ivan’ın yüzündeki ifade ise sakinliğinin sebebi ölümü kabullenmiş, gözyaşının sebebi ise babasının ona inanmaması üzerine duyduğu üzüntüden kaynaklı olabilir. Hikayenin daha da anlaşılabilir olması için ressam cinayetin işlendiği asayı resmin odak noktası haline getirmiştir. Resimde doğuya özgü halılar ve nesneler mevcuttur. Mekana bakıldığında saray odası olduğu anlaşılıyor ve arka mekan daha karanlık tutularak ön planda ki sahne aydınlatılmıştır. Işık direkt olarak figürlere ve nesnelere uygulanmıştır. Halıda bozulmalar görülüyor, bu olayın dramatilize edilmesini kolaylaştırıyor. Resimde genel olarak kırmızı renk hakimdir. Son olarak söyleceğim şey olayın bir cinayetten daha ziyade  hissedilen duyguların aynı şekilde bize aktarılmasını sağlamak olduğunu düşünüyorum. IV. İvan bu resim de katil bir babadan daha çok acı çeken babayı bizlere sunuyor. Ressam, Korkunç İvan’ı bizlere anlık unutturacak kadar güçlü bir eser ortaya çıkarmıştır.