Eril:
Adam:
TDK'nın güncel sözlüğünü kullanarak gördüğüm, adam kelimesine ait olan ilk iki anlam, kelimenin anlamının kendi içinde büyük çelişkiler barındırdığına işaret ediyor. Adam kelimesi en başta, tüm insanları temsil etmek için kullanılırken, daha sonra erkekleri kapsayıp, kadınları tamamen dışarıda bırakarak kullanılmaya başlıyor:
adam olmak, adam gibi, adamakıllı, adam başı, adam yerine koymak, adamdan saymak, adam etmek, adamına göre davranmak, adam kaçırmak, devlet adamı, bilim adamı, işadamı...
Başlangıçta tüm insanları temsil ettiği sanılan bu kelimenin, zamanla dilimizde, toplumsal cinsiyet meseleleri nedeniyle nasıl eğilip büküldüğüne, kadını nasıl saf dışı bıraktığına bakın.
Kadın:
Kadın sözcüğü, erkek sözcüğünün paraleli olmasına ve erkek sözcüğü toplum tarafından çekinilmeden kullanılmasına rağmen, kadın sözcüğüne toplum tarafından ayıp/kullanımından kaçınılması gereken kelime gibi bir imaj yaratılmıştır. Bunun nedeni yaygın çevreler tarafından, kadın kelimesinin toplumun gözünde cinsel bir mal olarak kadın bedeninin çağrıştırması olarak açıklanır. Toplum; hayat kadını ifadesiyle, kadının sadece cinsel bir obje olarak kullanılacağını çağrıştırıp, kadını aşağılarken; hiçbirimiz hayat erkeği diye bir şey duymayız? Toplum, kadın kelimesine bu anlamı yüklemesinin ardından, yaptığı yanlış şeyi ondan daha büyük bir yanlış ile telafi etme isteğine kapılmış olacak ki, bayan sözcüğü sözde nezaket olacak biçimde hayatımızın ortasına düşer ve kadın kelimesinden kaçış başlar. Böylelikle;
kadın öğretmen: Bayan öğretmen yok mu?
kadın doktor: Benim hanıma bayan doktor baksın.
gibi kullanımlara şahit olmaya başlarız. Bunlar yetmez, meslekler de cinsiyetler ile özdeşleşir. Öyle ki bazı mesleklerin başına hiç cinsiyet ifade eden(!) sözcük yerleştirildiğine rastlamayız. Çünkü bunlar zaten, kadınların yapabileceği(!) mesleklerdir.
kadın sekreter.
kadın anaokulu öğretmeni.
kadın hemşire.
kadın bakıcı.
Ancak kadın kelimesi bütün bu değişimleri ve dönüşümleri yaşarken, paraleli olan erkek kelimesi olduğu gibi kalmaya devam eder.
erkek öğretmen: erkek öğretmen
erkek doktor: erkek doktor
Sekreter erkek gibi bir kullanım yok çünkü zaten sekreter kadın, erkeğin yardımcısı rolündedir.Erkek anaokulu öğretmeni, erkek hemşire, erkek bakıcı gibi kullanımlardan söz etmek mümkün değildir. Çünkü bunlar zaten kadınlara ait, kadınların yapmaları gereken mesleklerdir. Kadınlar sadece ev hayatıyla özdeşleşen meslekler ile birlikte anılmaya devam ederler.
Kızlık:
Erkeklik:
Kızlık kelimesi, üvey evlat anlamı dışındaki kullanımlarıyla tamamen toplumsal cinsiyetçi bakış açısıyla bahsettiğimiz eril dile örnek oluşturuyor. Erkeklik kelimesi de aynı bakış açısıyla tamamen içi doldurulmuş, abartılmış, övülmüş anlamlarıyla eril dil için bir başka örnek. Bu iki sözcüğün anlamları arasındaki fark size de rahatsız edici gelmiyor mu?
Hayatımızın bu dönemine kadar, eril dile ait söylemlere en az bir kere maruz kaldık. Sonuçlarının ne olduğunu/olacağını düşünmeden bu kelimeleri en az bir kez kullandık. Ama geriye kalan hayatımız boyunca, bu kullanımlar konusunda hassas olmak bizim elimizde. Toplumun daha az yanlış içeren bir hale bürünmesini bekliyorsak eğer, buna en başta kendi kullandığımız dili düzelterek başlamamız gerektiğine inanıyorum. İşin bir başka boyutunda çocuklar yer alıyor. Ailelerinden, çevrelerinden bu tarz kullanımlar duyan çocuklar, aynısını girdikleri en basit sosyal ortamda tekrar etmeye başlıyorlar. Çocuklar söyleneni değil, gördüklerini tekrar ediyor. Bu konuya gereken hassasiyeti gösterdiğimizde, değişmesini umduğumuz pekçok şey değişecek. Bu farkındalığı hep birlikte kazanalım ve bu kullanımları gerçekleştiren insanları yaşlı-genç-çocuk demeden yapıcı ve anlaşılır biçimde uyaralım. Daha sonra, bir şeylerin bu basit adımlarla nasıl düzeldiğine hep birlikte şahit olabiliriz.
Kaynakça
İçerikte yer alan tüm kelime anlamları için TDK'nın güncel sözlüğü kullanılmıştır.
GÜDEN, M. P. (2006). Dilde Cinsiyet Ayrımcılığı: Türkçe'nin İçerdiği Eril ve Dişil İfadeler Bakımından İncelenmesi. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
eril diliniz kopsun!