Deri-altı şırınga modeli, yani Hipodermik iğne modeli; kitle iletişim araçlarının alıcı kitle üzerindeki doğrudan etkisine odaklanan bir model oluşturmaktadır. Bu model Nazi Almanyası zamanlarında medyanın bir propaganda aracı olarak kullanılması ve bunun etkilerinin tespitine odaklanmaktadır. 2.Dünya Savaşı sırasında bireylerin kitle iletişim araçlarından çıkan mesajları benimsemesi ve onları sorgulamadan kabul etmesi bu modeli doğurmuştur. Bu modele göre kitle iletişim araçları karşısında bireyler (alıcı kitle) pasiftir, etkin değildir ve yorumlamaz; karşıdan gelen mesajı olduğu gibi kabul etmektedir. Mesajlar, aynı bir iğne gibi alıcı kitleye enjekte edilir, bireyler farkında bile olmadan bu mesajları olduğu haliyle alır ve onu kabul ederek hayatına devam eder.
Bu modeli geliştiren Lasswell'e göre, kitleler yönlendirilen ve yönlendirmeye açık bir sürüdür, seçkinler kitle iletişim araçları ile sıradan insanları yönlendirirler. Şu an televizyonda; reklamlarda, haberlerde fark etmeden deri-altına alımladığımız ve doğru kabul ederek benimsediğimiz birçok bilgi, mesaj bulunmaktadır ve bunlar propaganda içerebilmektedir. Örneğin "Daddy, what did you do in the Great War" görseli, kitle iletişim araçları sayesinde milyonlara ulaşmıştır ve bu görsel erkeklerin 1.Dünya Savaşı'na katılmaları için düzenlenmiştir. Erkeklerin savaşa ve orduya katılmazsa, çocuklarının onları yargılayacağını düşündürtmüştür. Bu sebeple de bireyler üzerinde etkisi çok fazla olmuştur.
Buna karşılık olarak Lazarsfeld, "Kişilerin Seçimi" çalışması ile tek yönlü ve tek aşamalı akış yerine, kişilerin seçimleri ile şekillenen çift aşamalı bir akış olduğunu söyleyerek alıcı kitlenin aslında etkin olduğunu, yorumlayabildiğini savunmaktadır. Bu da Hipodermik İğne Modeli'nin karşıt görüşünü oluşturmaktadır.
Sonuç olarak; kitle iletişim araçları karşısında bireylerin etkin veya edilgen olduğuna dair iki görüş vardır. Bir grup; bireylerin kitle iletişim araçlarına maruz kalarak mesajları alımladıklarını ve onları yorumlamadan bir iğne saplanması gibi kabul ettiklerini söylerken diğer bir grup; bireylerin kitle iletişim araçları karşısında etkin rol oynadıklarını ve istediklerini alımlayıp istediklerini alımlamadıklarını, bunun kişilerin seçimiyle belirlendiğini söylemektedir.
Yorum Bırakın