Tam adıyla, Rene François Ghislain Magritte, Belçikalı ressam. Sürrealizm (gerçeküstücülük) akımının belki de en bilindik, en önemli temsilcilerindendir. Nesneler dünyasında kendini bulmuş, gerçekle yapayı algı yanıltmalarıyla birleştirmiştir. Ona göre her şekil, her suret, her görüntü yalnızca kişiselleştiğinde anlam kazanabilirdi, dolayısıyla eserlerinin anlamı sorulduğunda bir şey ifade etmediklerini söyleyerek bu anlamların bütününü kendine saklamıştır.

 

“Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendine şu basit soruyu sorar: ‘Bunun anlamı ne?’ O resmin bir anlamı yoktur çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir.” 

 


Ressamın hayatını derinden etkileyen, eserlerinin birçoğuna ilham kaynağı olan ve belki de kendisinde uzun yıllar travma yaratmış bir olaydır annesinin ölümü. Magritte henüz on üç yaşındayken annesi Sambre Nehri’nden atlayarak intihar etti. Annesinin sudan çıkarılışına, cesedinin suyun üstünde yüzüşüne ve elbisesinin kafasını örtmesine şahit oldu. Bazı yorumcular, bir otoportre olan Adamın Oğlu eserinin arka planındaki mavi su birikintisini -belki bir deniz, belki göl, belki de yalnızca su dolu bir çukur- annesinin varlığına son veren Sambre Nehri olduğunu savunur. Siyah takım elbiseli figürün hemen arkasındaki, adam ve denizi ayıran taş duvar, bu iddiayı doğrular nitelikte. 

 


Eseri incelemeye arka plandan devam edersek, Sambre Nehri’ne ait olduğunu düşündüğümüz suların hemen üzerinde koyu renkte bulutlar görürüz. Ressamın özellikle son dönemlerinde hayatın anlamsızlığı ve karamsarlık temaları üzerinde durduğu bilinmektedir, dolayısıyla bu kara bulutların da ruhundaki karanlığın, iç huzursuzluğunun bir sembolü olduğunu söylemek mümkündür. 

 


Daha dikkatli bir inceleme sonrasında fark edilen ilginç bir detayı daha vardır bu eserin: Adamın sol kolu ters resmedilmiş, dirseği de çıkıntılıdır. Ayrıca resmin bütününe göre sol eli karanlıktadır. Ceketinin üçüncü düğmesi iliklenmemiş, gövdesi de sonsuza doğru aşağı uzanır gibi görünür. 

 


Ve resmin ilk bakışta en dikkat çeken detayı: yüzü gizleyen elma. Sanatçı, kendi sözleriyle şu şekilde açıklar bu esrarengiz görüntüyü:

“Herkes bir şeyler saklar ve insanlar ne saklandığını bilmek ister, ama hiçbir zaman bilemezler.”

 


Özel koleksiyonda bulunduğu için tablonun orijinalini görme imkânı azdır. 2011'de Montreal'da bir otelde, 2018'de San Fancisco Modern Sanat Müzesi'nde sergilenmiştir.

 


YARARLANDIĞIM METİNLER

https://kutudasanatvar.com/blogs/kutublog/rene-magritte-semboller-ve-gizem

https://burcakcanbaz.wordpress.com/hayati/

https://serkanhizli.wordpress.com/tag/rene-magritte/

http://www.mattesonart.com/rene-magritte.aspx

https://konusanmuze.com/?p=185https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Adam%C4%B1n_O%C4%9Flu

Ayrıca bana buradan da ulaşabilirsiniz: https://www.instagram.com/damla.belemir/