Dekalog, Jeden | Krzysztof Kieslowski.

Dekalog, Jeden | Krzysztof Kieslowski.
  • 21
    0
    0
    18
  • Dekalog serisi, başarılı yönetmen Krzysztof Kieslowski'nin her biri yaklaşık olarak 1 saat olan, 10 bölümlük insan ve inanç sorgulamaları yaptıran birbirinden bağımsız 10 yapıtından oluşmaktadır. Serinin ilk filmi/bölümü ''Yaradana şirk koşmayacaksın'' öğretisi üzerine kurgulanmıştır.

    Film, akademisyenlik yapan Krzysztof ve tek başına büyüttüğü 10 yaşındaki oğlu Pawel'a odaklanıyor. Pawel, son derece sevimli, hayatı ve ölümü anlamlandırmaya çalışan bir çocuktur. Krzysztof bilime güvenen, sebep sonuç ilişkileri ile her şeyin açıklanabileceğini düşünen bir adamdır, kız kardeşi Irena ise onun aksine inançlı bir Katoliktir. Halası ile inanç hakkında konuşurken ona Tanrı'nın kim olduğunu soran Pawel, halasının ona sarılmasının ardından 'Tanrı sana sarıldığımda hissettiğin sevgidir' açıklamasını alır.

    Buz üzerinde paten kaymayı çok seven Pawel, babasından ve annesinden -annenin kesin olarak varlığı ve yokluğu üzerine konuşamıyoruz.- noel hediyesi olarak, yeni paten istiyor. Patenin eline ulaşmasıyla, çocuklara özgü olan hevesin onu ele geçirdiğini, ertesi gün paten kayacak olmanın heycanından uyuyamadığını ve başucundaki patenleri incelemeye doyamadığına da şahit oluyoruz. Oğlu ile birlikte buzun kırılma hesaplarını yapmış olan baba, bilime ve hesaplamalarına olan güveni nedeniyle bir endişe duymuyor hatta Pawel paten kaymadan bir gece önce, keşif turu bile yapıyor. Ve bizim filmin başından itibaren ara sıra gördüğümüz evsiz adam ile baba ilk kez göz göze geliyor. Baba, ertesi gün neler olacağını bilseydi, evsiz adama karşı bu kadar kayıtsız olabilir miydi? Bilemiyoruz.

    Ertesi gün, evsiz adamın yaktığı ateş sebebiyle yumuşayan buz, Pawel kayarken kırılıyor. Ve 10 yaşındaki çocuğun ölümüne sebep oluyor. Pawel'den geriye de, filmin başında halasının televizyon ekranında gördüğü görüntüleri kalıyor.. Bunun üzerine Krzysztof izbe bir kiliseye giderek isyan ediyor..

    Hem özet, hem sonuç olarak; On Emir'deki 'Başka İlahların Olmayacak'' buyruğunu çiğneyen ve Pawel'ın ölümü ile ağır biçimde cezalandırılan baba, kiliseye varış sahnesiyle sahte tanrısı bilimi bırakıp, asıl tanrısına yöneliyor. 

    Filmde yakalanmayı bekleyen çok fazla imge var. Benim filmden sonraki sorgulamalarım genellikle evsiz adam üzerineydi. Bu adam kader miydi? Tanrı'nın bizim hayatımız üzerinde olan eli miydi? Ona karşı aşırılıklar yaptığımızda, son damlanın da damlaması üzerine, felaketimiz olması için sessiz sedasız bir biçimde konumlandırdığı silahı mıydı? 

    Kimileri filmin ve ait olduğu serinin tam anlamıyla sanat olduğunu savunuyor, kimileri de filmleri oldukça basite indirgeyerek ibretlik hikayeler benzetmesi yapıyor. İzledikten sonra hangi tarafta olacağınızı siz seçeceksiniz.

    Filmden baba ile oğulun bir sohbetini de buraya ekleyerek içeriği sonlandırıyorum. Şimdiden iyi seyirler dilerim!

    ">

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.