Dekalog, Piec | Krzysztof Kieslowski.

Dekalog, Piec | Krzysztof Kieslowski.
  • 18
    0
    0
    17
  • Serinin beşinci bölümü/filmi ''Öldürmeyeceksin.'' öğretisi üzerine kurgulanmıştır.

    Başlamadan önce, şu ana dek izlediğim Dekalog filmlerinden benim için en çarpıcı ve en sarsıcı olanın bu film olduğuna değinmek istiyorum. Filmlerle ilgili bir şeyler söylerken şahsi yorumlarımı belirli bir ölçüde tutmak istiyorum. Ama bu film için bunu başaramayacağımı düşünüyorum. Gerçekten inanılmaz bir film. Öyle ki, film yayınlandığı dönemde Polonya'da büyük bir yankı uyandırmış ve infazların beş yıl ertelenmesinde karar kılınmış. Son olarak filmin, yönetmenin daha önceden çekmiş olduğu 'Öldürme Üzerine Küçük Bir Film'adlı yapıtının kısaltılması ile dekalog serisinin beşinci bölümü haline geldiğine de dikkat çekelim. İsteyenler, bu filmle birlikte, daha uzun versiyonu olan 'A Short Film About Killing'i de seyredebilirler.

    Film üç karakter üzerinden ilerliyor. Bir süre, kimin bu hikayede ön planda olacağını anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu karakterlerden ilki, genç avukat Piotr. Temiz, zeki, duyarlı, en yüksek adalet ideallerine bağlı olan bu karakterin, hukuk-adalet sistemlerine yönelik eleştirilerini izlemek bize gerçekten kaliteli sorgulamalar yaşatıyor.

    İkinci karakter olan taksi şoförü, dekalog serisinin tüm bölümlerini görünmez bir iple birbirine bağlayan konut kompleksinde yaşayan orta yaşlı bir erkek. Bu taksi şoförünün, bizi rahatsız edecek pekçok davranışına şahit oluyoruz. Köpekleri korkutmaktan zevk alması, genç bir kadına rahatsız edici bakışlar ve teklifler göndermesi kısa sürede onun kötü ruhlu bir insan olduğunu kavramamıza neden oluyor.

    Ve son karakterimiz, Jacek. Öfkeli, yabancılaşmış, girdiği ortamlarda eğreti duran 20'li yaşlarında bir genç. Güvercinleri ve onları besleyenleri korkutuyor, otoyoldaki arabalara taş atıyor, etrafta bir başkası yokken kendinden daha zayıf bulduğu insanları aşağılayacak davranışlarda bulunuyor. İzleyicinin Jacek'in bu ve bunun gibi tuhaf davranışlarından, yakın zamanda bir cinayet işleyeceğini anlaması uzun sürmüyor ve Jacek kurban olarak taksi şoförünü seçiyor. Cinayet sahnesinin, çoğu filmde olduğu gibi hızlı bir şekilde akıp gitmemesi, olabildiği kadar uzun sürmesi filmi gerçekten izlenmesi zor bir hale getiriyor. Filmin ilk yarısı bu şekilde geçerken, ikinci yarıda Jacek, kanunlara uygun biçimde yakalanıyor ve avukatlığını yapan Piotr'un tüm çabalarına rağmen, Jacek idam cezasına mahkum ediliyor. 

    İdamdan önce, Jacek ve Piotr'un hücrede geçen konuşmaları da filmde o zamana dek belirsiz kalan çoğu detayı aydınlatmaya yetiyor.

    Öldürmeyeceksin öğretisinin, Jacek'in öldürdüğü taksi şoförü ve Jacek'i öldüren hukuk, yargı ve cezalandırma sistemi örnekleri üzerinden, aslında eşit derecede insanlık dışı oluşu tasvir ediliyor. Yönetmen özenle öldürülen iki karakterin de seyircilerde sempatiklik uyandırmamasına dikkat ediyor. Hiç masum sayılmayacak bir insanın dahi, öldürülmesinin de ne denli ürpertici olduğu sahnelerin gerçekliği ile yüzümüze çarpıyor.

    İçeriği sonlandırırken, muhtemelen filmi izledikten hemen sonra üzerine düşüneceğiniz şu soruyu da buraya bırakıyoruz: En ağır biçimde rahatsız edicilik taşıyan toplumsal olaylardan sonra (özellikle son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız eşini öldürme, taciz,istismar, tecavüz olaylarını düşünebilirsiniz.) dahi idam istemek, medeni sayılan bir toplum ya da medeni sayılan bir insan için ne ölçüde kabul edilebilir?


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.