Serinin 7. bölümü/filmi ''Çalmayacaksın.'' öğretisi üzerine kurgulanmıştır.

Filmin bir çocuğun çığlıkları ile başlaması aslında bize tam o noktadan, öğretinin yine Kieslowski'nin kendi tarzıyla ele alınacağının sinyallerini veriyor. Öyle ki, bölüm; basit bir hırsızlıktan çok, anne sevgisinin ne olduğuna ve ne olmadığına değinecek.

Başlangıçta çığlıklarını duyduğumuz çocuk, Ania. Henüz 6 yaşında. Geceleri tam olarak ne olduğunu  bilmediğimiz kabusla görüyor. Stefan kendi dünyasına dalmış bir baba, Ewa da okul müdiresi olan anne. Evin 22 yaşındaki büyük kızı Majka ve anne arasında başlangıçta yaşanan gerilimin bir nedeni var: İkisinin de omuzlarında kendilerine ağır gelen bir sır var.

Film ilerledikçe, gerilimin nedenini netleştiririz. Ania aslında Ewa'nın kızı değildir. Ania, Majka'nın 16 yaşındayken öğretmeni ile yaşadığı ilişkiden dünyaya gelmiştir. Anne Ewa, durumu Ania'yı kendi çocuğu gibi göstererek kontrol etmeye çalışmıştır. Fakat bu kontrol, tam olarak kontrolü sağlamak isteyen kişi tarafından kaybedilmiştir. Ewa, Majka'nın doğumundan sonra bir daha hamile kalamamıştır. Bunun acısını, aslında torunu olan Ania ile hafifletmeye çalışırken, Ania Ewa'nın kızı, Majka'nın kardeşi konumuna gelir. Ania'nın 6 yaşına ve Majka'nın 22 yaşına gelmesiyle, kaçınılmaz son gerçekleşir. Majka kızına gerçekleri anlatmak ve onu geri almak ister. Onu kaçırmayı dener. 

Majka ve Ewa arasında bu kaçırma esnasında yaşanan telefon görüşmesi, anne ve kız arasındaki bağı sorgulatır. Herkes tarafından idealize edilen bir ilişkinin en başarısız örneklerinden birini görmek, açıkçası zordu. Filmdeki anne ve baba temsilleri üzerine düşündüğümde, filmi izleyen çoğu kişi gibi böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Bir annenin, onun doğumu ile kaybettiği diğerine annelik hakkının cezasını kendi çocuğuna kesmesi.. Kuvvetle muhtemel, Majka'ya karşı geçmişte olan davranışlarının onun  şu anki kişiliğinin oluşmasında büyük payı olması.. Babanın her şeyin hem bu kadar merkezinde hem bu kadar dışında olması.. Ve Ania.. 6 yaşında bir çocuk. 6 yaşında ablasının, aslında annesi olduğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalan bir çocuk.

Anne-babalığa, çocuk yetiştirmenin ne denli zor, ne denli önemli ve ne denli ihmal edilen bir konu olduğunu düşünmek üzerine güzel bir film. Üstelik Kieslowski imzalı. Filmin ''Zaten senin olan bir şeyi çalabilir misin?'' repliğini sizlere bırakarak, şimdiden iyi seyirler diliyorum.