Estetizm, sanatta ve tasarımda saf güzelliği amaçlayan; 19.yüzyılın ortalarında Viktorya Dönemi muhafazakarlarına karşı çıkan özgürlükçü bir entelektüel ve sanatsal akımdır. Estetizm, estetik değerlerin edebiyat, güzel sanatlar, müzik ve diğer sanatların sosyo-politik temalarından daha fazla vurgulanmasını destekler ve natüralizme tepki olarak doğmuştur. 

Antik Yunan’da geçen Hardrianus ile genç Antinous’un aşkından ilham alınarak kurgulanan Dorian Gray’in Portresi’nin yazarı Oscar Wilde bu akımın babası olarak kabul edilir. Bir diğer babası ise, Jack London’ın Martin Eden eserinde karşımıza çıkan ve harika bir yere oturan aşağıdaki dizelerle de bilinen İngiliz şair Algernon Charles Swinburne’dır.

Yaşamın aşırısından ve sevginin aşırısından
Başıboş bırakılmış umut ve korkudan
Bizi koruyan
Her kimlerse o tanrılara kısa bir teşekkür sunuyoruz
Hiçbir yaşam sonsuz olmadığı
Ölüler asla dirilmediği ve
Kıvrılarak akan en yorgun ırmak bile bir yerde denizin güvenine kavuştuğu için...

Estetik Hareket’in Başlangıcı

Estetizm, endüstriyel çağın faydacılığına bir tepki olarak doğdu. Ön-Rafaelitler olarak bilinen bir grup sanatçı, Ortaçağ Sanatı'ndan ilham alınan yeni ve yalın bir sanat ortaya koydu. Ön-Rafaelitler'in kendi aralarında bölünmesinden sonra William Morris ve Edward Burne-Jones, Ressam Dante Gabriel Rossetti ile birleşerek Estetik Hareketi başlattı. Yazar ve Eleştirmen Walter Pater da estetik değerlerin önceliğini savunarak Estetik Hareket'e destek verdi.

Bu dönemde, İngiltere ve Japonya arasında başlayan ticaret sonucu ülkeye giren çok sayıda Japon ürünü sanat dünyasını etkilemeye başlamıştı. 1850'lerden itibaren sade ve zarif Japon sanat eserleri İngiltere'de popüler olmuştu. Estetik Hareket sanatçıları Japon Sanatı'nı kendi bakış açıları ile birleştirdiler.

1877'de Grosvenor Galerisi açıldığında Estetik Hareket'in sanatçıları eserlerini özgürce sergileme şansı buldular. James Abbott, Albert Moore ve Edward Burne-Jones gibi ressamlar eserlerini bu galeride sergileyerek kariyerlerinde çıkış yakaladılar.

 

Night Angel Holding a Waning Moon

 

Estetizm’in Özellikleri 

Viktorya Dönemi’nde gerçekleşen hızlı sanayileşme ve seri üretim, tek tip ürün kullanımını yaygınlaştırmıştı. Estetik Hareket, tüketici ürünlerinin sanatı öldürdüğünü savunuyordu. Sanatsal ve kaliteli olan ürünleri eski yöntemlerle tekrardan üretmeye başladılar. 

Estetik Hareket’in karşı çıktığı bir diğer konu ise yukarıda da değindiğimiz gibi, sanatın sosyal, ahlaki ya da politik amaçlarla yapılmasıydı. Sanat eserlerinde önemli olan sadece güzellik ve estetikti. Başka bir amaca hizmet etmesine gerek yoktu. Herhangi bir mesaj kaygısı vermeden özgürce duyguları yansıtmalıydı. 

Estetik Hareket her ne kadar görsel sanatlarla başlasa da diğer alanlara da hızla yayıldı. Sanatçılar en başından beri Estetizm’in günlük yaşamın bir parçası olması gerektiğini savunuyorlardı. Seramik, moda ve mobilyacılıkta lüks tüketim malları üretildi. 

Mimari’de Estetik Hareket, Ortadoğu, Japon ve İtalyan esintileri taşıyordu. Hem iç hem dış tasarımda yapının görselliği ön plandaydı. 

Önemli Temsilcileri 

Baştan çıkarıcı kadın portreleri ile Dante Gabriel Rossetti resimde hareketin öncüsü olmuştur. Moore, Whistler ve Leighton onu takip ederek bakan kişiye sanatsal haz verecek tablolar üstünde çalışmalar yaptılar. Japon motifleri yaygın olarak kullanıldı.

Tasarımcılar, Estetik Hareket ile birlikte İngiltere'de büyük bir saygınlık kazandılar.Christopher Dresser, Walter Crane ve Edward Godwin dönemin diğer önemli tasarımcılarıdır. İç mekan tasarım ürünleri zengin ve orta sınıf mağazalarında satılmaya başlandı.

Dönemin diğer yazarları tarafından oldukça ağır eleştrilere maruz kalan,edebiyatta Estetizm temsilcileri başlıca Algernon Charles Swinburn ve Oscar Wilde'dir. 

James Abbott McNeill Whistler, Noktürn: Siyah ve Altın Yaldız-Ateş Çemberi

James Abbott McNeill Whistler, Noktürn: Siyah ve Altın Yaldız-Ateş Çemberi

 

 

 

 

Kaynak:

wikipedia.org

l.Eckhoff the aesthetic movement in english literature (1959)

W.Gaunt, the aesthetic movement (1945)