Platon Felsefesi'nde Tanrı Kavramı

Platon Felsefesi'nde Tanrı Kavramı
  • 8
    0
    0
    2
  • Platon felsefesini Tanrı kavramı üzerine kurmuş, o güne kadar ortaya konulmamış fikir olan “evrenin nasıl ve niçin meydana geldiği” sorgusuna sistematik bir cevap getirmiştir. Tanrı’yı İlk Neden olarak göstermekte ve ideaları da her şeyin sebebi olarak nitelendirmektedir. Onun düşüncesinde yaratanın iyi olduğunu ve iyi olanda hırs olmadığını düşünen ve hırsı olmadığı için her şeyin mümkün olduğunca kendisine benzemesini isteyen bir Tanrı vardır. Bu nedenle onun Tanrı kavramı, ideaları, yani her şeyi içine alan bir bütünü, örnek alarak evrenini oluşturmuştur. Platon’un tanrısının yaratma ve düzenleme gücü vardır diğer çoğu filozofun düşündüğünün aksine. Yani o tanrısını felsefi/rasyonel bir yapıyla sistemleştirmiştir.  Ona göre eski insanların tanrılar hakkında ileriye sürdükleri varsayımlar gerçek bilgiyi elde etmekte yetersiz kalmaktadır.

    Kendi çağdaşlarının aksine Platon, evrenin tanrı olduğunu tanrının da evrenin kendisi olduğunu düşünmek yerine daha rasyonalist ve idealist bir tanrı anlayışı geliştirerek fizik ötesine yükselmiş, akıl ile kavranan, idealar ortamında varlığını sürdüren felsefi bir tanrıyla iyiyi, güzeli, erdemi, mutluluğu, insanı, evreni açıklamaya çalışmıştır.

    Platon’un tanrı kavramı, geleneksel olandan tamamen farklı, metafizik âlemde varlığını hiç doğmadan, hiçbir şeye benzemeden ve değişmeden kazandığı ilahi bir gücü betimlemektedir. Doğmuş olanın sürekli hareket halinde olduğunu ve tanrının hareket etmediğini savunmuş bu nedenle onun doğurulmadığını öne sürmüştür çünkü sürekli hareket halinde olan bir nesne hakkında konuşmak, o nesnenin başka bir şekle dönüşmesini veya eski halinde varlığını sürdüremeyeceği anlamını taşımaktadır.

    Demiurgos adında mimar bir tanrı terimini, Platon Timaios diyalogunda kullanmış olup ona işçi sanatkar yapıcı bir baba, usta anlamı kazandırmıştır. Bu terim Yunan literatüründe Homeros’tan itibaren sıklıkla geçer ve Homeros el işçileri, doktorlar ve kahinler için de bu terimi kullanmıştır. Sonradan zanaatkar olarak adlandırdığımız marangoz ve demirci gibi anlamlarda da kullanılmıştır. Bu sanatkâr tanrı İyi olduğundan, ideaları örnek alarak usta bir mimar gibi şekilsiz olana biçim vermek suretiyle kusursuz evreni inşa etmiştir. Demiurgos, “İyi İdeası” ile aynı şey olmak için çaba sarf etmektedir.

    Platon ruha, dışarıdan gelen unsurlarla değişime uğramayan bir varlık olduğu için, tanrısal demiş olup bedene ise, meydana getirilen, görülen ve şekil verilendir demiştir. Yani bizler de Platon’un bu fikrine bakarak, ruhu Demiurgos, yani tanrı olarak nitelendirip ebedi, değişmeyen tek varlık olarak düşünebilir, evreni ise beden gibi ilerleme gösterip değişen dış unsurlarla etkilenen sonlu bir yapı olarak açıklayabiliriz.

    Platon’a göre, her şeyin anlam kazanabilmesi için bir ideanın olması gerekir. Bu ideaya var olanların, tek sebebi olan akılla ulaşılır. Platon görünen evrenin sürekli değiştiğini, duyularımızla algıladığımız şeylerin aldatıcı olduğunu bundan dolayı da bize hakikati veremeyeceklerini, ancak değişmeyenin duyularda değil de akılla bilinen, zorunlu ve ezeli bir varlık olduğunu düşünmüştür. Tıpkı aynaya baktığımızda kendimiz ile aynı oluşuma sahip başka bir yansıma görmemiz gibi. Bu yansıma bize benzediği için gerçek gibidir. Sanki ona gerçekten dokunabilecek, konuşabilecekmişiz gibi görünür ama aynanın karşısından çekildiğimizde gerçek biz hala varlığını korusa da aynadaki yansıma karşımızdan kaybolmaktadır. Yani duyular insanları yanıltır.

    Platon felsefesi içerisinde Demiurgos, adaletli, erdemli ve iyiliği kendinde bulunduran mutlak bir Tanrı’dır. İnsan nasıl bir şeyleri icat edip o şeylerin yaratıcısı ya da mimarı olabiliyorsa, bu evrenin de bir mimarı olmalıdır. Bu aklın ve yeteneğin Platon felsefesindeki karşılığı Demiurgos’tur.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.