Nicolas Meyssonnier tarafından gelişritilen ve Headup Games tarafından yayınlanan Pumpkin Jack, 23 Ekim'de, Nintendo Switch, PlayStation 4, Xbox One, Microsoft Windows için biz oyun severlerin beğenisine sunulmuştu. Steam'de şu an için "Son Derece Olumlu" ibaresi taşıyan yapım, Metacritic'den ise 71 puan almış.
İblisi tam üç kere kandırdıktan sonra yakalanıp, edebi hapse atılan Jack, dünyada canavarları zapt eden insanlığın son kurtuluşu olan büyücüye karşı yani iblese savaş açmış bir büyücüyü alt etmek için bir bal kabağı bedeninde tekrar dünyaya gönderilir. Zaten neredeyse kaos ve savaş içinde olan dünya, Balkabağı lordu olan Jack ile daha da karmaşıklaşıyor. Oyunda klasik iyi-kötü savaşının aksine, kötülüğün hakim olması için uğraşıyor, iblis için savaşıyoruz. "Bu oyunda iyiler her zaman kaybediyor!"
3D aksiyon platform oyunu olan Pumpkin Jack, oldukça renkli bir dünyaya sahip. #RTXOn desteği ile de bu dünya daha da renkleniyor. -RTX özelliğine sahip bir ekran kartınız varsa, açmanızı şiddetle öneriyoruz-
Jack’in sevimli mizahı ve diyalogları hemen sizi kendine çekiyor. Hikayesi hakkında yazılacak pek bir şey olmasa da, karakterleri ve dünyası, esprili metin tabanlı konuşmaları ve oynanışı ile oldukça güzel bir yapım. Öncelikle oldukça akıcı bir oyun olsa da, oyunun gerçekten akıp giden bir hikayesi yok. Hikaye biraz durağan kalıyor ve bu hikayeyi çoğu zaman büyük ölçüde unutulabilir kılıyor ama yinede bölümlerin nasıl geçip gittiğini anlamıyorsunuz bile. Yani hikaye olarak biraz zayıf kalsa da, oynanabilinirlik açısından tatmin edici bir oyun. Bazen “Ben neden buradayım?” diyorsunuz kendi kendinize, sonra “aa evet, büyücüyü takip ediyorduk ya” diye de cevpalıyorsunuz. Hikaye kendini biraz daha hissettirebilir, biraz daha vurgulu olabilirdi.
Pinti Jack'in aksiyon dolu macerası, oyuncuları altı farklı bölüm sunuyor ve her biri keşfedilecek renkli yeni bir Cadılar Bayramı ortamı sunuyor resmen. -biri hariç olabilir- Sonuç olarak oyunun sunduğu her şeyi görmek yaklaşık 5-6 saat sürüyor diyebiliriz. Tabii ki nasıl oynadığınıza da bağlı. Ayrıca bu yolculuk; her seviyede bir bölüm sonu canavarı, bir silah, özel bir parkur ve yan görev benzeri saptırmalar içeriyor. Oyun boyunca yedi adet kostum ve altı adet farklı silah sunulmuş bizlere. Ayrıca Pinti Jack’in kafasını gövdesinden ayrılabiliyor ve bir örümcek gibi etrafta gezinmesini sağlayabiliyor. Örneğin bazen ileriye giden yolu açmak için kapısı olmayan bir ahıra girip, kutulara vurarak belirli noktalara götürmek gibi. Bu çığır açan bir şey değil ancak her bölümü özgün hissettirmek için zamanın harcandığını görmek oldukça güzel. Dürüst olmak gerekirse bu mini oyunlar beklediğimden çok daha fazla güzel ve eğlenceli.
Oyunda her bölümde her zaman eğlenceli bir şeyler var ve mini oyunlar her bölümde tekrarlansa bile, bir sonraki alanda bazı yeni aktiviteler olacağını bilmek güzel. Aynı şey bölümler için de söylenebilir. Savaşla harap olmuş bir kaleden ürkütücü bir mezarlığa kadar, her bölgenin kendine has bir stili var ve diğer bölümlerde bulunmayan eğlenceli unsurlar bulunuyor. Bu çeşitli mini oyunların, mekaniklerin, bölüm tasarımlarının dışında oyunun biraz puan kaybetmeye başladığı yer; Pumpkin Jack’in oldukça sıradan bir savaş ve platform karışımı olması. Savaşlarda bir eksiklik var. Sık sık Pumpkin Jack, düşman karşılaşmaları söz konusu olduğunda daha çekici bir şeyler sunmak istiyor gibi görünüyor ve oyuncuya çeşitli silahlar sunuyor ancak kısa sürede bunun çılgınca bir sol düğmeye basmaktan ibaret olduğu anlıyorsunuz. Savaşlar çoğunlukla kısa ve her şey ölene kadar mouse'a tıklayıp arada “e” ile saldırılardan kaçınmakla geçiyor. Yani savaşlar aslında pekte eğlenceli veya düşündürücü değil. Zaten kısa sürmesi, daha doğrusu savaş sırasında duyduğumuz tempolu müziğin tam biz gaza gelince bitmesi çoğu zaman hevesinizi kursağınızda bırakıyor. Yani tam gaza gelip, oraya burada saldıracakken düşmanlar bitiyor. Bu yüzden Pumpkin Jack; sizden bulmacaları çözmenizi, platformları keşfetmenizi ve geçmenizi istediğinde eğlendirici oluyor. Ayrıca her seviyede 21 tane toplanması gereken koleksiyon var. Dünyanın her yerini aramak ve keşfetmek eğlenceli olsa da, arada ortaya çıkan savaş sahnelerini genellikle aşmak için sabırsızlanıyorsunuz ve zaten bahsettiğim gibi de kısa sürüyorlar.
Sağlık ise pek dert edilecek bir konu değil açıkcası. Ölü düşmanlardan ve etraftaki eşyaları parçalayınca bolca kazanılınıyor, yani kaba kuvvet genellikle başarıya giden en doğrudan yol ve o kadar az sayıda düşmanla mücadele etmek size oyun tarzınızı değiştirmeye hiç gerek duyurmuyor. Ayrıca Pumpkin Jack yani Pinti Jack, manevra yapmak için çok fazla hava kontrolü sağlayan bir çift zıplamaya sahip. Kaçırılan atlamaların anında ölümle sonuçlandığı bir ton uçurumun olduğu bir oyunda ikinci zıplamayı zamanlamak oldukça önemli.
Pumpkin Jack'in bu kadar sevilmesine neden olan şeyin ne olduğuna bakıldığında; masada sevimli bir hikaye ve işlevsel mekanikler duruyor ama hikayesinin çok fazla bir şey sunmaması oyunun biraz unutulabilir olmasına neden olacak gibi. Nihayetinde oyuncuların Pumpkin Jack'ten zevk almaları, geçmiş yılların 3D platformcuları için ne kadar nostaljik olduğuna bağlı. Yani 3D platform oyunlarını seven birisiyseniz Pumpkin Jack’i de sevip, oynayacaksınızdır ama bir Limbo veya Arise: A Simple Story kadar akılda kalıcı olmayacaktır. Gerçi Pumpkin Jack ile Arise: A Simple Story aynı kefeye konulurmu bilemiyorum?
+Artıları
Oldukça akıcı ve eğlenceli bölüm tasarımları, RTX ile katlanan ışıltılı dünyası, her bölüm özgün ve zor olabilen parkurlar ve mini oyunlar, oyunun kendisi
-Eksileri
Kamera açısı bazı zamanlar sıkıntı yaşatabiliyor özellikle bölüm sonu canavarlarıyla mücadele ederken, hikaye biraz sönük kalabiliyor daha vurgulu olabilirdi, savaşlar tatmin pek edici değil
Sonuç : 82
Fotoğraf ilginçmis :)