Japonya’nın, belki de dünyanın en önemli animasyon ustası Hayao Miyazaki, anime hakkında tek bir fikri olmayanların bile kültürel dağarcığına yer etmeyi başarmış bir isim.
Miyazaki 2013 yılında emekli olmuştu. Fakat, 2017 yılında tekrar mesleğine döndü en sevdiği şeyi bırakamadı. Çünkü, Japon ikigai (sabah yataktan çıkartan ‘neden’) yaşam felsefesinin dünyanın gözü önündeki en başarılı örneğiydi. Onu sabah yataktan çıkartan neden çizgilere olan aşkıydı. Bir diğer neden olarak Hayao Miyazaki’nin Boro the Caterpillar için çalışmaları sürerken usta yönetmenin yapımcısı Toshio Suzuki, verdiği bir röportaj sırasında Miyazaki’nin o dönemdeki duygularından bahsetmiş. Yönetmenin emeklilik kararını aldığı dönemde söyleyecek bir şeyi kalmadığını hissetmesinden dolayı deva etmeme kararını aldığını söyleyen Suzuki, daha sonra Miyazaki’nin kendisine yeni filmini torunu için yaptığını ve kendisi bu dünyadan ayrıldıktan sonra torunun ‘Büyükbabam öbür dünyaya gitti ama bu filmi benim için yaptı.’ demesinin hoşuna gideceğini söylemiş.Miyazaki’nin bir diğer niteliği teknolojinin nimetlerinden faydalanmayıp, ekibiyle birlikte çizimlerini elle çiziyor oluşu. Dolayısıyla işine olan aşkı ve çalışma disipliniyle Miyazaki gerçek bir usta.
Lafı fazla uzatmadan, Miyazaki'nin en beğenilen 5 filmini sıralayalım..
Ruhların Kaçışı – Sen to Chihiro no kamikakushi (2001)
Kasabasından taşınmış on yaşında küçük bir kız olan Chihiro’nun hayatını ele alan film, 2003 yılında Uzun Metraj En İyi Animasyon Filmi ödülüne layık görüldü. Oscar kazanan ilk anime olan Ruhların Kaçışı, Chihiro’nun ilginç bir yapının içine anne babasının ardından ne kadar gönülsüz olsa da girer ve ilginç bir yolculuğa atılır. Bu enteresan yapı ruhların bir tür dinlenme yeridir. Terk edilmiş bir yapı olarak gözüken bina, aslında geceleri canlanmaktadır. Sihirli yiyeceklerden yiyen anne babasını kurtarmaya çalışan Chihiro, hayaletlerin dünyasında kendisine yer edinmeye çalışırken fark edilmemeye çalışmaktadır. Ruhların Kaçışı, Miyazaki’nin fantezi ve hayal gücü sınırlarında gezinen, Japon mitlerine uzanan bir öyküye sahip en başarılı filmlerinden birisi.
Yürüyen Şato – Hauru no ugoku shiro (2004)
Yürüyen Şato, büyülü bir masalın ve zamansız bir maceranın görsel şölenidir. Miyazaki’nin 2004 yapımı filminde hareket eden bir şato vardır ve bu şatoyu hareket ettiren bir alev vardır. Bu alevin sönmemesi gerekir çünkü böyle olursa hem şatonun hem de şatonun sahibi Howl’ın hayatı riske girer çünkü bu yakışıklı büyücü ve bu ateş-cin arasında büyük bir sır vardır. Sophie genç bir kızken kötü bir cadının büyüsü yüzünden yaşlı bir kadına dönüşür. Bu büyüyü bozması için birini ararken bir korkuluk ile karşılaşır. Bu korkuluk ile yolculuğa devam eden Sophie yürüyen bu şato ile karşılaşır. Bu şatoda Sophie temizlikçi olarak işe başlar ve yavaş yavaş hem şatoyu tanımaya hem de şatonun cini ile sahibi Howl arasındaki sır ile yüzleşir. Bununla beraber yakın bir kentte devam eden bir savaş vardır. Bu savaş Howl’ın durdurması için büyük bir güçtür.
Rüzgar Yükseliyor – Kaze tachinu (2013)
Venedik Film Festivali’nde ve Oscar töreninde kendinden oldukça söz ettiren ve ödüller için yarışan Rüzgar Yükseliyor, Jiro’nun hayat hikâyesine odaklanıyor. Jiro küçüklüğünden beri uçmaya ve havada olmaya takıntılığı bir gençtir. Her zaman havada olmak ister ve idolü olan uçak tasarımcısı ile kendini her zaman göklerde hayal eder. Jiro hayalinin peşinden koşarak her zaman uçak tutkusunu içinde yaşar ve bu tutkusunu adım adım gerçekleştirir. Bu animede Jiro’nun hayallerini gerçekleştirmesini izlerken aynı zamanda Japonya’nın tarihine de bir bakış atar izleyici. 1923 Büyük Kanto Depremi’ni, Büyük Buhran’ı, verem salgınını ve Japonya’nın II. Dünya Savaşı’na girişini tarihsel olarak adım adım Jiro’nun tutkusunun yanında izler izleyici.
Komşum Totoro - Tonari no Totoro(1988)
Komşum Totoro'da anneleri, isimlendirmeyen ve uzun süreli bir hastalığa yakalandığında ona daha yakın olmak için yattığı hastanenin yakınındaki eski bir eve taşınmak isteyen iki küçük kız, bir profesör olan babalarını da ikna edip bu kırsal yere taşınırlar. Küçük kızlar Satsuki ve Mei zamanla evin içerisinde onlarla birlikte yaşamakta olan, bazı varlıkların olduğunu fark ederler. Bu varlıklardan bir şekilde kurtulduklarında, evlerinin karşısındaki ormanda karşılaştıkları büyüleyici varlıklar iki kardeşi büyülü bir dünyanın içerisine sürüklerler.
Komşum Totoro, Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki’nin kült filmlerle dolu filmografisinin en samimi ve en büyülü hikayelerinden biri.
Tepedeki Ev - Kokurikozaka Kara(2011)
Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük oğludur. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bugünlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan genç Jun’a aşık olur. Ama aralarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkar...
Filmin yönetmenliğini Goro Miyazaki üstlenirken orijinal hikaye Tetsurô Sayama'ya ait. Senaryoyu ise Hayao Miyazaki ve Keiko Niwa beraber kaleme almışlar. Film 31. İstanbul Film Festivali'nde ülkemizde de gösterilmişti.
Yorum Bırakın