İlk Kadın Ressamlarımızdan Hale Asaf

İlk Kadın Ressamlarımızdan Hale Asaf
  • 4
    0
    0
    0
  • Portre çalışmaları ve manzara resimleriyle tanınan Hale Asaf, çok genç yaşta kaybedilen değerlerimizden biri. Resimle çocukluğunda tanıştı ki bunda ilk kadın ressamlarımızdan biri olan teyzesi Mihri Müşfik Hanım oldukça etkilidir.

    1905 yılında Kadıköy'de dünyaya geldi. Bebekken köpeklerden geçen bir hastalık kaptı, beş yaşındayken ciddi bir ameliyat geçirdi ve tüm hayatı boyunca bu hastalıkla savaştı. Eğitimi evde özel derslerle başlayan Hale Asaf, orta öğretimi okulda tamamlamasının ardından 1919'da ailesiyle birlikte Roma'ya gitti ve teyzesinden resim dersleri almaya başladı. Mihri Müşfik Hanım'la başlayan resim eğitimine, bir yıl sonra Paris'e gitmesiyle birlikte Çallı Kuşağı ressamlarından Namık İsmail ile devam etti. 

    1921 yılında Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nin sınavını kazanarak Almanya'ya gitti, orada hastalığı sebebiyle bir göğsünü kaybetti. Akademide Fikret Muallâ ile birlikte Prof. Von Arthur Kampf'ın öğrencisi oldu. Adını duyurmasına vesile olan, 1924'te Berlin'deki önemli sanat dergilerinde portrelerinin yayımlanmasıdır. O yılı sorunlar içinde geçiren ressam, geçim sıkıntıları çekmeye başlayınca İstanbul'a döndü. 1925'e kadar İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nde İbrahim Çallı'dan dersler aldı. Aynı yıl Avrupa konkurunu kazanarak bu sınavı geçip Avrupa'ya eğitim için gönderilen ilk kadın sanatçı oldu. Münih'te devam eden eğitimi sırasında İtalya'ya giderek bir ameliyat daha oldu.

    1926'da portreleriyle Galatasaray Sergileri'ne katıldı. Sonraki sene Paris'e giderek oradaki bir akademide André Lhote'un Türkiye'den kabul ettiği ilk öğrencisi oldu. İsmail Hakkı Oygar ile tanışıp nişanlanmasıyla birlikte çalışmalarına onunla devam etti. Bu süreçte 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri olan Henri Matisse'den özel dersler aldı. 1928'de İstanbul'a dönmesinden bir yıl sonra eşini orada bırakarak Bursa'ya, resim öğretmeni olarak atandığı Kız Öğretmen Okulu'na gitti. Aynı sene Ankara Etnografya Müzesi’nde açılan I. Genç Ressamlar Sergisi’ne katıldı, Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliğinin kurucuları arasında yer alarak ilk kadın kurucu oldu. Bursa'ya uyum sağlamakta ve çalışmalarını burada devam ettirmekte zorlanan Hale Asaf, kadın bir ressam olduğu için saldırıya uğramasının ardında İstanbul'a dönerek Güzel Sanatlar Akademisi'nde Namık İsmail'in yanında öğretmen yardımcılığına başladı.

    1931'in sonunda eşini ve işini bırakıp tekrar Paris'e gitti, göz ameliyatı oldu. Burada Antonio Aniante ile tanışarak yaşamını onunla sürdürmeye ve Aniante'nin müdürü olduğu galeride çalışmaya başladı. 1934'te galerinin kapanmasıyla birlikte ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadı. Arnavutluk Kralı Ahmet Zogu'nun bir portresini yapmasıyla birlikte maddi durumu tekrar düzeldi fakat hastalığının nüksetmesi ve kansere dönüşmesi sebebiyle Hale Asaf, ne yazık ki sorunlardan kurtulamadı. Aniante'nin sözleriyle "Sanatı ki çok içtendi, onun ömrünü yedi yıl daha uzatmıştı." 31 Mayıs 1938'de, henüz 33 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Teyzesi Mihri Müşfik Hanım'ın onu resim yapmaya vazgeçirmeye yönelik onca öğütüne rağmen, yaşadığı dönemin koşulları içinde önemli sanat eserleri üreterek unutulmaz bir isim oldu.

     

                                                     

     

    Kaynak: 1, 2


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.