Assassin's Creed Valhalla İnceleme

Assassin's Creed Valhalla İnceleme
  • 2
    0
    0
    0
  • "Ah shit here we go again"

    Odyssey’e harcanan 150 saat, Ubisoft’a itaf edilen onlarca tatsız cümle ve dağlarda taşlarda yankılanan “Yetti sizin bu açık dünya oyunlarınız he!” naralarının ardından kısacık hissettiren bir 2 sene sonra yine bulunmayı son hayal ettiğimiz yerdeyiz, Assassin’s Creed. Evet kontrat zorunluluğu gereği Ubisoft’a ve Assassin’s Creed serisine geleneksel dissimizi attığımıza göre yavaş yavaş incelememize geçebiliriz. Peki Ubisoft’un 2017’de çıkışını gerçekleştiren Assassin’s Creed Origins ile birlikte evlat edinmiş olduğu Witcher 3 Lite kalıbı AC serisinin 2020 modelinde ne denli başarılı? Kısaca incelememden bir spoiler vermem gerekirse, oldukça! Gibi...

    "Ubisoft God of War mu yapmış nedir bu yauv"  

    Assassin’s Creed Valhalla, geniş karakter gelişimi ve RPG öğeleri bulunduran, Kuzey Avrupa’nın soğuk karlı toprakları ve İngiltere’nin derin yeşil ovalarında koşuşturduğumuz bir aksiyon macera oyunudur sevgili okuyucu. 2018’in Assassin’s Creed Odyssey’sini oynamış oyuncular Valhalla’da kendilerini evlerine dönmüş gibi hissedecek olsa da yeni getirilen keşif döngüsü, Viking vahşetine eğilmekten kaçınmayan savaş mekanikleri ve seriye geri dönüşünü yapan gizlilik elementleri sayesinde daha taze gözlerle 70 saatini kontrol ettiği karakterinin hedef aldığı yere zıplayamayışını izleyebilecek.  
     
    Fakat yanlış anlaşılma olmasın, Syndicate’ten 2 sene sonra tamamen yeni bir formla karşımıza çıkan AC Origins’in aksine Valhalla, almış olduğu ekstradan 1 senelik geliştirme süresini kendini baştan icat etmeye kullanmamış. Odyssey’de suni hissettiren karakter gelişimi döngüsünü ve envanter kataloğunu daha anlamlı ve doğal hissettirmek, günümüz modern oyunlarına sonunda erişen karakter animasyonlarına ulaşmak ve sizi ev ödevi yapıyormuşcasına yoran her yerden ZIBINNNN diye ortaya çıkan soru işaretleri yerine daha keşif odaklı yan görevlere itecek bir döngü oluşturmak Valhalla’nın odak noktası olmuş gibi duruyor.  

    Vicky the Viking  

    Hikayemizin ana kahramanı Eivor, Odyssey’den de hatırlayabileceğimiz gibi oyunun başında karşımıza bir cinsiyet seçim ekranıyla çıkıyor. Genelde RPG oyunlarında kadın karakterler yaratıp “erkek dünyasında” herkesi ezip geçen bir kadın olmaktan aşırı keyif alan ben, Kassandra’nın son derece sempatik bir heroine olmasından oldukça keyif almıştım. Fakat bu sefer Eivor’un erkek versiyonu bana daha çekici geldiği ve oyuncuyu karakterle daha uyumlu bulduğum için serüvenime bu şekilde devam ettim, ha ama oldukça ilginç bir seçenek var ki o da 2 cinsiyeti aynı anda oynamak. Oyunun stratejik noktalarında Animus size kadın veya erkek Eivor’u değiştirerek verip her 2 versiyonu da tadımlamanızı sağlıyor. Karakter seçiminin en güzel noktası ise oyun boyunca bu seçiminizi ayarlardan istediğiniz anda değiştirebiliyorsunuz. Bu sebeple bir hata yapacağınızdan korkmak yerine 2 karakteri de deneyip, size daha sıcak gelen ile devam etmek çok daha kolay olmuş.  
     
     
    Eivor, yıllardır alevini körükleyen intikam duygusuna sonunda kavuştuktan sonra, ana vatanındaki stratejik krallık birleşmelerine sıcak bakmayan kardeşi ve Raven Klanından topluca bir kesimle birlikte İngiltere topraklarına ulaşıp kendisine yeni bir yuva yaratmayı amaçlıyordur. Hikayenin ise benim için hızlı bir kopma gerçekleştirdiği yer de burası oldu ne yazık ki. Oyunun çıkışından önce Ubisoft “Vikinglerin sandığımız kadar vahşi bir topluluk olmadığını göreceğiz, daha insani yanları ile tanışıp empati kurma şansı yakalaycaksınız.” gibi vaatlerde bulunmuş olsa da bu insalar dümdüz soğuk topraklardan sıkılıp yeni bir ev aradıkları için İngiltere’ye inip köyleri yağmalıyor arkadaş. He, çok ciddiye almadan takip edildiğinde keyifle tüketilebilecek bir ana serüven fakat benim için karakterlere ve hikayaye bağlanmak oldukça zor oldu. Yine de hikayenin Assassin tarikati ile yollarının kesiştiği noktalar oldukça ilgi çekiciydi.

    "Baltayı fırlatıp üçgene bastığımızda geri çağırabilecek miyiz hocam?" 

     
    Evet Eivor’un cinsiyetine koca bir paragraf ayırdıktan sonra dövüş mekaniklerine 2 cümle karalayıp devam edebiliriz. Yeni Assassin’s Creed oyunlarının benin için şimdiye kadar en zayıf yönü dövüş mekanikleriydi, evet yeni bir düşman kampına girip gizlilik kullanıp düşmanlarınızı teker teker düşürmek şimdiye kadar yapılmış her gizlilik oyununda ne kadar zevkliyse bir o şekilde keyif vericiydi fakat Kassandra hedef aldığım çıkıntıya atlamak yerine 5 düşmanın ortasına laps diye düşmeye karar verip birebir savaş başladığında oyundan aldığım tüm zevk bitiyordu. Hantal ve 10 sene öncesine karakter animasyonları ve tatmin vermeyen vuruş hissiyatı (vuruş hissiyatı dünya devletlerinin bir araya gelip uydurduğu bir ilüzyon değildir gerçektir) beni çarpışmalara girmekten kaçınmaya iten etkenkler oldu.

    Valhalla’da ise durum biraz daha farklı. Her ne kadar bir God of War kadar derin ve tatmin edici olmasa da Valhalla’nın çeşitli silahları ve kalkan ile 2. bir silah arasında çeşitlilik sunması oyun içerisinde geçireceğiniz onlarca saat için yeterli seviyede denebilir. Odyssey ve Origins’ten hatırlayacağımız yetenek ağacı ile açılan özel hareketler yine ok ve yakın dövüş silahlarımız için oldukça bol sayıda ve her ne kadar dövüş mekanikleri açısından çığır açıcı bir oyun olmasa da Valhalla’da geçirdiğim saatler süresince bir grup düşmanın arasına giriyor olmak önceki oyunlara göre daha zevkliydi benim için.  

     

    "Hey fiçır evimdeki hırsızdan tavamı alabilir misin?"

     

    Assassin’s Creed Valhalla, benim gibi gördüğü her görevi yapmak zorunda hisseden oyuncular için harika bir yan görev tasarımı düzenlemiş. Benzeri oyunlardan da alışkın olabileceğimiz, haritanın her yerini kaplayan soru işaretleri yerine oyun dünyası minik mavi ve sarı noktalarla dolu. Çoğu zaman ne olduğunu anlamadan bir bölgeye yürüyüp orada son derece ilgi çekici bir yan görev veya klanımızı geliştirmemiz için gerekli lootlar ile karşılaşabiliyoruz. Valhalla’nın bu yaklaşımı, beni çoğu zaman ödev yapıyormuşçasından ziyade dünyayı doğal bir şekilde keşfediyormuş hissine sürükledi.  
     

     

    Gereksiz skill'ler increased to 100 

     

    Biraz da yetenek ağacına değinmem gerekirse, biraz hayal kırıklığına uğradım. Oyun boyunca sağlı sollu sürekli yetenek puanları kazanıyorsunuz, oyunu birkaç saat oynuyorsunuz ve bir bakmışsınız ki karakterinizi geliştirebilmek için 10 puan birden birikivermiş bunu her fark ettiğimde içim büyük bir mutlulukla doldu. Fakat beni hayalkırıklığına uğratan nokta yeteneklerin dizilme düzeni oldu. Birçok oyunda da rastlayabileceğimiz gibi yetenek ağacı farklı dallara ayrılıyor ve karakterimizi seçtiğimiz yönler ile şekillendirebiliyoruz, fakat yetenek ağacında birçok alanı görmek için bir önceki yeteneği açmış olmamız gerekiyor. Yani ağacın bir dalına skill puanımızı harcayıp aslında o dalda karakterimizi hiç ilerletmek istemediğimizi fark edebiliriz, bu biraz gözden kaçan bir nokta olmuş gibi. Yetenek ağacının yetersiz kaldığı diğer nokta iste yeteneklerin kendisi. Açtığımız çoğu özellik pasif yükseltmeler olduğu için aktif bir şekilde kullanacağımız yeteneklerin sayısı ne yazık ki biraz yetersiz kalabiliyor.  

     

    Özetlemek gerekirse 

     

    Valhalla, son derece çarpıcı ve keşfetmek için sabırsızlanacağınız büyük bir açık dünyaya sahip. Yan görevler ve toplanabilir silah ile zırhlar önceki oyunlara kıyasla çok daha rafine hissettiriyor ve bu şekilde oyunun dünyası sizi daha da içine çekmeyi başarabiliyor. Ortalamanın üstü diyebileceğimiz dövüş mekanikleri ise karşılaşacağınız tehliklerle keyifli bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı oluyor, fakat beni yer yer kaybeden hikayesi ve geliştirmeye oldukça açık skill ağacı Valhalla’dan puan kırmama sebep olan noktalar oldu. Yine de Eivor ile birlikte Kuzey Avrupa topraklarında harcadığım 70 saatten son derece keyif aldım. Eğer uzun soluklu, kendinizi içinde kaybetmek istediğiniz bir RPG arayışındaysanız Assassin’s Creed Valhalla oldukça güzel bir seçim olacaktır.  

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.