Stanley Kubrick'in Ödüllü 5 Filmi

Stanley Kubrick'in Ödüllü 5 Filmi
  • 1
    0
    0
    0
  • Spartacus (Spartaküs)

    Köleliğin egemen sınıflara karşı ilk ayaklanışına, çağdaş ve modern bir yorum getiren filmde Spartacus (Kirk Douglas) Roma dönemininde yaşayan cesur bir gladyatördür ve davasında ona inanıp destekleyen Varinia ile bağımsızlıkları için verdikleri mücadele anlatılmaktadır.

    Spartaküs, bir savaşta Romalılara esir düşmüş, Roma’da köle olarak satılmıştı. Bir süre sonra sahibinden kaçmış ve kiralık asker olmuştu. Kiralık asker olduktan sonra bir gladyatör okulunun sahibine satılmış ve diğer kölelerle birlikte gladyatör olarak yetiştirilmişti. Spartaküs, arkadaşlarına önce kaçmak, sonra da bir ayaklanma başlatmak fikrini kabul ettirmiştir. General Crassus'un meydan okumasıyla Spartacus özgürlük ve Roma İmparatorluğu'nun gücüyle yüzleşmek zorunda kalır.

     Lolita

    İlk kez Paris'te yayımlandığı 1955 tarihinden beri sansasyon yaratmış ve anında modern klasikler arasına girmiş olan Vladimir Nabokov'un romanı 20. yüzyılın en tartışmalı romanlarından biriydi. Filmin senaryosunu da kendi romanından yine Nabokov uyarlayıp yazmıştı. Filmin çevrildiği tarihte sansürün sinema üzerindeki etkisi çok güçlüydü ve romandaki temaların birçoğu son derece yumuşatılarak ekrana yansıtılmış, birçok şey de seyircinin hayal gücüne bırakılmıştı.

    Filmde ABD'ye edebiyat dersleri vermek üzere gelen orta yaşlı bir İngiliz profesörün (James Mason) pansiyoner olarak kaldığı kaldığı evin 14 yaşındaki deli dolu kızına (Sue Lyon) umutsuzca tutulması ve ona daha yakın olabilmek için annesiyle (Shelley Winters) bir evlilik yapması anlatılmaktadır.

     Dr. Strangelove

     

    Dr. Garipaşk, sinemanın dahi çocuğu Kubrick'in enteresan filmlerinden.... Her ne kadar ustanın her filmi nevi şahsına münhasır olsa da "Dr. Strangelove"ın yeri ayrı... Soğuk savaşa alternatif bir bakış açısı taşıyan filmde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'ne saldırmak isteyen çatlak general Jack D. Ripper (ismine dikkat) karakterine odaklanırız. Bu tuhaf militer, soğuk savaş zamanında Rusların "Amerikan halkının vücut sıvılarını kirlettiği" gerekçesiyle SSCB’ye nükleer saldırı yapma kararı alır. Amerikan uçağı Sovyet sınırına yakın bir bölgede dönemin tipik devriye uçuşlarından birini yapmaktayken, mürettebat Ripper’dan saldırı emri alır. Ne var ki ABD Başkanı, Pentagon’daki danışmanlarıyla bir toplantı yaparak durumu değerlendirmektedir. Savaş yanlısı general Turgidson bu durumun komünizmle hesaplaşmak için güzel bir fırsat olduğunu belirtir. Fakat Sovyet Büyükelçisi DeSadesky, ABD makamlarına Sovyet savunma teknolojisinin geldiği son noktanın ürünü olan "Doomsday Device"dan bahsettiğinde ve başkan danışmanları eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove'ın görüşüyle durum daha da tehlikeli bir hal alır; "Doomsday Device", Sovyetlere yapılacak herhangi bir nükleer saldırıda dünyadaki tüm canlıların yok olmasını sağlayacak bir karşı tehdit silahıdır.

    2001: A Space Odyssey (2001: Bir Uzay Destanı)

    2001: Bir Uzay Destanı (İngilizce: 2001: A Space Odyssey), 1968 yılında Stanley Kubrick tarafından yönetilen bilimkurgu filmi. Senaryosu Kubrick ve ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke tarafından kaleme alınmıştır.Stanley Kubrick, Dr. Garipaşk filmini bitirmesinin üzerine bir bilimkurgu filmi çekmek ister; filme dönüştürülebilecek bir fikir geliştirmek üzere bilimadamı ve bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke'a danışır. Clarke da 'Sentinel' adlı kısa öyküsünü önerir. Bunun üzerine önemli bir ortaklık kurulur: Kubrick ve Clarke, eleştirmenler, sanatçılar ve izleyiciler tarafından sıklıkla en başarılı bilim-kurgu olarak anılan '2001: A Space Odyssey'i kurmaya başlarlar; Kubrick senaryoyu yazıp, geliştirirken, Clarke da aynı ismi taşıyan romanı yazar. Stanley Kubrick'in isteği üzerine, bu roman filmin gösterime girmesinden sonra yayınlanır.Film, alışılageldik anlatım yöntemlerinin dışına çıkması, zamanına göre son derece şaşırtıcı olan görsel efektleri, uzun süresi ve gösterime girdiğinden beri tartışılan sonu (Yıldız-çocuk sekansı) ile sinema tarihinde ün kazanmıştır.

    Barry Lyndon

    1700'lerin tam ortasındayız. Genç bir İrlandalı olan Redmond Barry, bir subayı düelloda öldürünce kaçıp yeni bir hayat kurmak ister. Serüvenler sonucu kendisini savaşın ortasında Prusya ordusunda bulur. Savaştan sonra casuslukla görevlendirilip İrlandalı bir Şövalye'nin peşine takılır. Onunla birlikte Prusya'dan kaçar ve kumarbazlığa başlayarak Avrupa'nın kalburüstü sosyetesine burnunun ucunu sokmayı başarır. Ama gözü daha yükseklerdedir.

     

    kaynak: 1  2   


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.