Alan içerisinde yapılmış bir araştırma 2 yaşındaki çocukların %98 oranında yaratıcı olduğunu söylüyor. Peki bu çocuklar üniversite çağına geldiğinde bahsi geçen oran neden içler acısı bir hal alıyor?
Sınırlı boyama aktivitesi, oluşturulmuş çizgisel tasarımların içinin; kuru boya, pastel boya, sulu boya, akrilik boya gibi çeşitli boya malzemeleri ile doldurulmasıdır. Yapılan güncel araştırmalar, çocuğun kas gelişimine, el-göz koordinasyonuna, renkleri tanımasına, boyama yeteneğinin gelişmesine katkısı olabileceğini ancak sanat eğitimi açısından hatalı olduğu, yetişkin mantığı ile hazırlanan şekillerin çocukların dünyası ile uyumlu olmadığını belirtmektedir.
Boyama kitaplarının içerisinde yer alan kusursuz ve sırf bu yüzden gerçek hayattan uzak tasvirleri düşünelim. Çocukların beyinlerine ne kodluyoruz? Çizgi dizi/filmlerde gördükleri ve kendileri için rol model seçtikleri kusursuz karakterler.. 0 bedene yakın, sıklıkla pembe giyen prensesler, prensesleri onlardan izin almadan öpüp bir şekilde kahraman ilan edilen prensler.. (Bu konuyu yakın gelecekte masallar ve toplumsal cinsiyet adlı bir içerikte detaylı biçimde irdeleyeceğim.)
Çocuğun kendini anlatması ve yaratıcılığını kullanmasının desteklenmesi gerekiyor. Mesela çocuğa bir timsah resmi verilir ve çocuk boyama yapar. Boyama kitapları sınırları belli, mükemmel çizilmiş kitaplar. Bu kitaplarla çocuklara ''Ben harika bir timsah resmi yaptım. Sen de içini boya. Ama sakın taşırma!'' deniyor. İşte bu dehşet verici bir tutum. Yaratıcılığı öldüren temel şeylerden biri. Çünkü bu noktada çocuktan yaratıcılık değil sadece boyama işlemini ondan istenen biçimde gerçekleştirmesi bekleniyor. Halbuki o çocuk zaten olağanüstü bir timsah ya da kuş yapabilir. Burada asıl önemli olan, bizim onun çizimini beğenmemiz değil, onun kendi çizimini beğenmesidir.
Çocukların sınırları aşmadan farklı renklere boyamaları üzerinde yönergelerde bulunan boyama kitapları çocukların hayal kurmasını ve yaratıcı düşünmesini sınırlandırıyor. Uzmanların önerisi, çocukların boyama kitapları yerine boş bir kağıda istedikleri gibi özgürce ve hayal dünyalarında oluşturduklarının resmini çizmeleri. Bu bile çocuğun yaratıcılığını daha çok arttırır. Buna ek olarak belki çocukları açık uçlu resim yapmaya teşvik etmenin de faydası dokunabilir. Açık uçlu ve tamamlatıcı resimler çocukların bilişsel anlamda gelişimini destekler.
- Yarım bırakılmış bir hayvan veya nesne resmi verip ''sen olsaydın nasıl tamamlardın?'' sorusunu sorarak tamamlamasını isteyebilirsiniz.
- Kağıdın bir yerine kırılmış bir tabak resmi çizilip ''Acaba bu tabak nasıl kırılmıştır? O anı bana çizebilir misin?'' sorusu sorularak çocuğun hem düşünme becerisini hem de neden sonuç oluşturma becerisi desteklenebilir.
- Bir şemsiye resmi verilerek ''Bu şemsiye daha önce gördüğümüz şemsiyelerden farklı. Bu şemsiyeye farklı şeyler ekleyerek farklı özellikleri de olan bir şemsiye çizer misin?'' denerek ortaya yeni ve yaratıcı bir materyal çıkarması teşvik edilebilir.
Son olarak çocukların çizdiği her resim ebeveynlerin düşündüğü standartlarda olmayabilir. Örneğin çocuk bir kediyi mavi olarak resmedebilir. Anne ve babalar çocuğa asla ''Mavi bir kedi olmaz!'' gibi söylemlerde bulunarak çocuğu eleştirmemelidir. Bu noktada, kedinin neden mavi olduğunu sormanız hem çocuğun yaratıcılığını destekler hem de kendi yaratıcılık düzeyimizin seviyesini arttırır. Umarım bu içerikten sonra, boyama kitaplarını çocukların ellerine tutuşturmadan önce durup biraz düşünürüz. Onları ve yaratıcılıklarını gelişimlerine ket vurmadan destekleyebiliriz.
Kaynak :
Çok güzel gerçekten ufuk açacak bir yazı olmuş. Hiç bu açıdan bakmamıştım teşekkür ederim yazınız için. Bu tür yazıların devamı kesinlikle olmalı :)