''Seksenlerin gelişiyle birlikte dağıtımcıların yarattığı yerli yapım patlaması giderek azaldı. Yıllar geçerken işler daha da kötüleşti. Avrupa pazarına girmeye çok hevesli olan yeni Başbakan Turgut Özal, Dünya Bankasının serbest ticaret talimatlarının çoğunu yürürlüğe soktu. Film piyasasında yasal denetimin sıkılaştırılışı yabancı dağıtımcıların yolunu açtı. 1987′de 96 yerli yapıma karşılık 320 film ithal edilmişti ve bu iyi bir yıldı. Video için yapılan filmler arttıkça yeni teknoloji kendini hissettirmeye başlıyordu.''
Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ne anlatıyor?
Geçmişte takma isimle seks filmi çekmiş aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni Haşmet,toplumcu bir film çekmeye karar veriyor. Bu film, zengin ünlü bir fabrikatör, onun kızı ve 12 Eylül darbesinden sonra içeri atılan bir devrimci ile iki arkadaşının onları rehin tutması hakkında olacaktır. Seksenlerde endüstride işlerin durması, oyuncuların işsiz olması, sinemanın değişimi, türün tükeniş yılları, seksenler Türkiyesi Haşmet'i kimlik değişikliğine iter. Ancak Haşmet yeni kimliği için yeterli birikime sahip mi? Sakal bırakmak, gözlük ve atkı takmak bu kimlik için yeterli mi? Operaya gidip uyuklaması, sanat galerisine gidip tabloya anlam veremeyen gözlerle bakması, entelijansiyayla rastlaşmak için gittiği bir mekanda pipo yakıp tanımadığı insanlara selam vermesi ama karşılık alamaması, kahramanımızın ait olmadığı bir topluluğa girmek için çabaladığını filmin başlarında bizlere gösterecek.
Haşmet kimdir?
Ana karakterimiz Haşmet Yeşilçam'da aşk filmleriyle yer etmiş birisi. Daha önce iki eşiyle boşanmış, eşinin çocuklarıyla görüşmesini istemediği, eşyalarına dokunulmasını çok sevmeyen, işinin başındayken çocuklarla ilgilenmek istemeyen ama onların isteklerine de karşı koyamayan, eğitimsiz, hırslı, bir sinema aşığı. Yeni fikrini ''Bu film farklı'' olarak tanımlıyor ve sık sık bu tanımlamayla motive oluyor. İşler istediği gibi gitmediğinde zaten kendisinin uygun bulmadığını söylüyor. Örneğin Müjde filmde oynamayı reddettiğinde onu kendisinin istemediğini söyler. Bu Haşmet karakterinin geleceği için tahmin yürütmemize yardımcı oluyor. Gelecekte işler yolunda gitmediğinde mutlaka bir şeyleri suçlayacaktır. Bu macerayı Haşmet için heves olarak görüyorum. Filmin sonunda hemen ikna olmasını da buna bağlıyorum. Yıllarca Yeşilçam'da başarılı ticari işler yapmış, eğitimsiz birisi olarak kendini yetersiz hissedip yeni bir yola çıkması da, hem kendisinin hem de Yeşilçam'ın geride kalmış olmasıyla alakalı.
Yapımcı bulmak ve Müjde Ar'ı ikna etmek
Haşmet filmi her anlattığında ''Müjde oynayacak'' der. Filmde Müjde'nin oynayacağından emindir. Sürekli Müjde'den bahsetmesi Haşmet'in yeni çıktığı bu yolda eski tecrübeleriyle hareket ettiğini gösteriyor. Yapımcılar, içerisinde teröristlerin ve 12 eylülün geçtiği bir filme para yatırmak istemiyor. Sansürden dolayı filmin etkileneceği düşünülüyor. O dönemin şartlarının sinema üzerindeki etkisini görüyoruz. Haşmet, entelijansiyanın takıldığı bir mekanda yapımcı Abdulkadir ile buluşur. Dahil olmaya çalıştığı bu topluluğa sahte gülücükler atarak insanlara selam verir. Yapımcıyla konuşurken ''Seyirci her gün değişiyor, çünkü insanlar değişiyor, sen ben değişiyoruz. Değişmeliyiz. Değişim diyalektiğin yasası değil mi?'' sözleri Haşmet'in Yeşilçam'a serzenişi. Haşmet asistan olarak hapisten yeni çıkmış, solcularla yakın bir asistan ister. İleride sol çevrenin işine yarayacağını düşünür. Müjde Ar ile görüşmeye gider. Senaryoyu anlatır ve geri dönüş bekler. Müjde Ar reddeder.
Eski Dost Nihat (Yeşilçam'ın Çöküşü)
Haşmet eski dostu Nihat'ı ziyarete gider. Nihat evinde eskiden oyunculuk yaptığı filmlerini tekrar tekrar izlemekten başka bir şey yapmayan birisidir. Kaplumbağası dışında kimsesi yoktur. Eski kitaplarını satıp rakı satın alarak hayatını sürdürür. Çökmüş ve kötü bir haldedir. Nihat ilerleme kat edemeyen çöküş dönemindeki Yeşilçam'ı temsil eder.
Av ve Avcı Filminin Çekim Yolculuğu ve Film Çekmenin Zorlukları
Haşmet yeni yüzler ve yenilikle yola çıkmasına rağmen bir tarafı hala eskidedir. Müjde'nin ikna olmamasından sonra bulduğu oyuncu Jeyan'a bir süre Müjde diye seslenir. Filme Nihat'ı dahil etmesi de bunu gösterir. Filminde oynamak için gelen eski oyuncu dostlarını reddetmekte zorlanır.
İstediği oyuncuları bulamadan, avans alamadan, istediği kameraman olmadan, senaryo parası almadan, yönetmenlik ücretinin yarısını almasına rağmen kötü negatiflerle, yapımcı tarafından istekleri karşılanmadan, filme uygun olmayan eski bir köşkte film çekmeye başlar. Yetersiz filmler yüzünden oyuncu hataları görmezden gelinir. Çok istediği yeni moda sis makinesi ayarlanmaz. Film çekimi Haşmet'in istediği gibi gitmez. Çekimler sırasında Nihat ölür. Abdulkadir piyasadaki herkesi dolandırır ve kaçar. Artık filmin yapımcısı yoktur. Filmin devamı için para bulmaya çalışır. Haşmet eski eşlerinden para ister. Bir tanesi geçmişinde oyuncu olmak istediği ve sanat tutkusunu içinden atamadığı için Haşmet'i anlar ve bileziklerini verir. Bu para kısa bir süre işe yarasa da sonrasında peynir ekmek alacak paraları kalmaz. Setteki çoğu çalışan seti terk eder. Film olmadığı için sahneleri çekemez hale gelirler ve Haşmet devam edebilmek için film çalar. ''Bu film farklıdır.'' Zaten Haşmet aşk filmleri çekmekten bıkmıştır. Bu filmi bitirmeyi kafayı koymuştur. Zaman zaman Nihat'ın ölürken ona emanet etttiği kaplumbağadan bile yardım ister. Jeyan ve Tarcan'ı kıskanıp onları filmden kovar. Asla özür dilemeyeceğini, Jeyan diz çökmedikçe geri almayacağını söyler. Ama sonra Jeyandan özür diler ve isterse ayaklarına kapanabileceğini söyler. Gururunu ayaklar altına alır. Filmi bitirmelidir.
Filmin son sahnesi için Haşmet saatini satar. Filmin tamamlanabilmesi Tarcan'ın her zamanki kötü oyunculuğunu sergilememesine ve sahnenin tek seferde çekilmesine bağlıdır. Binbir güçlükle film çekimleri sona erer. Haşmet filmin kopyasının parasını veremediği için kopyayı da çalar. Gösterim günü kopyanın parası istemeye geldiklerinde silahla tehdit eder. Yüzlerce davetiye dağıtılmasına rağmen gösterime çok az kişi katılım gösterir ve izleyenlerden birkaçı salonu terk eder.
Ve Haşmet'in tüm uğraşları başarısızlıkla sonuçlanır. Ödüller alamaz, istediği yere gelemez, onu aralarına almazlar. Aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni kimliğini aşamaz. Jeyan'ın deyişiyle dışarıdadır. Filmlerini yakarak intihar edeceği sırada bir telefon gelir ve kendisinden aşk filmi çekmesi istenir. Bir övgüyle kolayca ikna olur.
''Sakal bırakmakla olmuyor.''
Haşmet Jeyan'ı etkilemek için hapse girdiğini, Galatasaray mezunu olduğunu söylemişti. Jeyan ile başka bir konuşmasında da hapse girmediğini ve Galatasaray mezunu olmadığını itiraf etmişti. Üstelik adı da Haşmet değil Mümindir. Ama Mümin isminden aktör olmaz. Haşmet endüstriye göre şekil almak zorundadır. En başından beri çabası da buydu. Halbuki kendisi çok iyi aşk filmleri yapıyordu. Devam etmeliydi. Üstelik kameramanın dediği gibi bu filmi yalnızca Haşmet bitirebilirdi. Yani çabalamıştı ve ısrarcıydı. Bu konuda da iyiydi. Başından beri üzerine yakışmayan kostümünü ufak bir övgüyle bıraktı. Film boyunca toplumcu film yapanlar gibi olmak istese de kabul görmeyince olmak istediği şeye isyan etti ve aşk filmlerine geri döndü. Yeşilçam sakal bırakmasına rağmen geride kalmayı sürdürdü. Haşmet'in hevesi son buldu.
Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni Üzerinden Dönemin Kadına Bakışı
Nihat setin ilk günü Jeyan ile tanıştığında ''Bu senin ilk filmin mi? Bu filmde oynamak için yönetmene kaç kere verdin?'' diye bir soru yöneltir. Jeyan Tarcan ile yeni bir projeye başlayacağını söylediğinde Haşmet tebrik eder ve içten içe kıskanır. Sonra Jeyan ile Tarcan'ı takip eder. Kapıyı çalar, Jeyan'a ''İşi sana Tarcan mı ayarladı? Söyle ona verdin mi?'' diye bir soru yöneltir. O dönem kadınların iş yapıyor oluşunun, toplum tarafından birilerinin altına yatmaktan geçmesi olarak algılandığını gözlemliyoruz.
Öneri
''Aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni'' film çekmenin zorluklarını gözleyebildiğimiz bir film. Şimdi önereceğim filmle hikaye olarak bir bağlantıları olmasa da ikisi yakın zamanlarda izlendiğinde film çekimine dair psikolojik ve teknik gözlemi bir arada yaptırabilir. Day For Night (François Truffaut,1973). Film yapımının nasıl stresli bir süreç olduğunu konu alır.
Yorum Bırakın