Mati Klarwein 9 Nisan 1932 tarihinde Hamburg'da dünyaya geldi. Babası soyu Polonya'ya dayanan Yahudi bir ressamdı. Annesi ise Alman bir opera sanatçısıydı. Nazi Almanyasının yükselmesiyle 1934 yılında İsrail'e, daha sonra Filistin'e göç ettiler.
Mati 1930'lu yıllarda küçük bir çocukken
17 yaşında annesinin yanına Paris'e taşınarak Acadèmie Julian'da eğitim alan Mati'nin Saint-Tropez'de eklektik bir arkadaş grubu vardı. Bu arkadaş grubuna Fransız aktivist ve sanatçı Bridgitte Bardot ile ünlü fantastik-gerçekçi ressam Ernst Fuchs de dahildi. Alman ressamdan, çeşitli boya tabakalama yöntemlerini kapsayan bir yağlı boya tekniği olan Mischtechnik'i öğrendi.
Mati, hayatı boyunca İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Hindistan, Kuzey Amerika, Jamaika, Endonezya, Brezilya, Meksika, Küba dahil olmak üzere pek çok ülkede bulundu. 1950'li yıllarda ismini 'Abdul Mati Klarwein' olarak değiştirdi. Bu değişiklik ile ilgili sonraları "Eğer bütün Yahudiler kendilerine bir Arap ismi eklerse ve bütün Araplar bir Yahudi ismi eklerse, birbirlerine besledikleri nefret ciddi ölçüde azalabilir." yorumunu yapacaktı.
Yine bir söyleşisinde “Üç kültürde büyüdüm: Yahudi, İslâmi ve Hristiyan. Bu durumun yanı sıra ailemin herhangi bir Ortodoks kültürün parçası olmayı reddedişi her zaman bulunduğum ortamın aykırı kişisi olmama sebep oldu.” cümlesini kurmuştu.
Kendisini, Arap ruhuna ve Afrikalı kalbine sahip bir yarı-Alman ve yarı-Yahudi olarak tanımlıyordu. Sanatı, özellikle müziği bir iyileşme yöntemi olarak görüyordu.
Warrior and Young Woman (1967)
Grain of Sand, Mati Klarwein (1963-1965)
1965 yılında New York'a taşındı. Bu zamanlarda, ressamın sanatının sürrealizmden ve 'güya' saykodelik ilaçlardan etkilendiği kabul edilmekteydi. Oysa sanatına ilham veren, Batı kültürü dışındaki Tanrılara ve sembolizme duyduğu derin ilginin yanı sıra gerçekleştirdiği kapsamlı seyahatlerdi.
İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Almanca ve İbranice konuşabiliyor, Arapça ve İtalyanca anlayabiliyordu. Bu multikültürlülük sanatına da yansımıştı. Resimlerinde geniş renk paleti kullanıyor, katmanlı çizimlerinde egzotik ögelere yer vermekten çekinmiyordu. Uyuşturucular onun gerçekliğinin bir parçasıydı fakat saykodelik bir resim yapmak için saykodeliklere ihtiyacı yoktu.
Mati Klarwein, Blessing (1965)
"Bu, muhtemelen vajinayı ya da cennete açılan kapıyı temsil eden bir sembol. Yahudi kutsaması yapan Afrika ellerine sahip Çinli bir melek. Aleph Sanctuary'deki uluslararası meleklerden yalnızca biri."
Mati Klarwein'in en iyi bilinen eserleri, Santana'nın Abraxas albümüne kapak olarak seçilen 'Annunciation' ve Miles Davis tarafından kapak olarak kullanılmış 'Bitches Brew' resimleridir. Eserleri New York, Paris ve İspanya'nın galerilerinde geniş ölçüde yayınlandı. En nefes kesici sergilerinden biri Kaliforniya, Santa Barbara'daki 'Hayat Ağacı' da dahil olmak üzere 68 resimden oluşan kübik bir oda olan Aleph Sanctuary idi.
Aleph Sanctuary, 1963'ten 1970'e kadar. (1992'de yeniden inşa edildi.)
Annunciation, Mati Klarwein (1961)
"Annunciaton, New York'taki uyanışımdan sonra yaptığım ilk resim. 28 yaşımdaydım ve biyo-enerjimin zirvesindeydim. Yıllar sonra Carlos Santana, resmin bir dergide çoğaltıldığını gördü ve tüm zamanların en çok satan Abraxas albümünün kapağı için istedi. Bu resmin bana çok iyiliği dokundu. Albüm kapağını Nijer'de bir şamanın çamurdan kulübesinin duvarında asılı ve Jamaika'da bir Rastafaryan'ın ganja taşıma kamyonunun içinde gördüm. Harika bir küresel şirkete üye gibiydim."
Bitches Brew, Mati Klarwein (1970)
Crucifixion, Mati Klarwein (1963-1965)
"'Bütünlüğün Tanımlanmamış Dini' tapınağım için bir sunak parçasına ihtiyacım vardı. Böylece insanlar yönlerini şaşırmayacaktı, eğer daha önce hiçbir şey yapmadıysa bu merkezi odak sizi merkezleyecekti. Trinidad'da, en geniş ağacı gördüm. O ağacın yanında yemek sonrası içkiler ve sohbetlerim için gittiğim bir genelev vardı, denizcilerle ve hamile genç fahişelerle doluydu. Kadınların hiçbiri bebeklerinin babalarının kim olduğunu bilmiyordu. Onları hamile bırakanın bu ağacın polenleri olması gerektiği sonucuna vardık. Bu tabloyu bitirmek iki yılımı aldı ve bana dünyadaki bütün evliliklerin getirebileceğinden daha fazla bela getirdi."
Resimlendirdiği Jimi Hendrix de Mati Klarwein'in büyük hayranlarından biriydi.
Jimi Hendrix'in bir portresi, Mati Klarwein (1970)
Stella Douglas, Jimi Hendrix ve Mati Klarwein (Caterine Milinaire)
Mati'nin resimleri, küçük boyutlarına rağmen (en büyüğü yaklaşık 170'e 170 santimetreydi) o kadar ayrıntılıydı ki, bitirmesi yıllar alırdı. Bu yüzden kazancını 'geliştirilmiş resimler' adını verdiği çalışmalarıyla sağlıyordu. Bu yöntemde, bit pazarından tuvaller satın alır ve onları orijinal bir ressamın tarzıyla süslerdi.
Yeniden hayata getirdiği bu eserler sanat dünyasının kalbini kazanmamış olsa da onun ustaca mizahını ve sanatını temsil ederdi. Bu tablolara eksik olduğunu düşündüğü, onlarda görmek istediklerini eklerdi ve onları yalnızca bir görsel ürün olma rolünden uzaklaştırarak yeni anlamlar kazandırırdı. Bunu yaparken de orijinal sanatçının tarzını taklit ederek bütünlük hissi yaratır ve daima iki imzayı da paylaşırdı. Fırça iki sanatçı, geçmiş ve bugün, yaşam ve ölüm, kötü ve iyi, iyi ve daha iyi arasındaki dansını sürdürürdü.
Balthazar Klarwein'ın kamerasından Mati, Geliştirilmiş Resimler tekniğini uygularken (2006)
Camel in Paradise, Kikko (1975) / MK (1988)
Mati bu tabloları daha iyi hale getirirdi ve hayata yaklaşımı da bu şekildeydi, dünyayı bulduğundan çok daha güzel bir yer olarak bıraktı. 7 Mart 2002'de bize veda etti. Klarwein verdiği yaptığı son söyleşilerden birinde, kurduğu hayallerin en önemli ilham kaynağı olduğunu belirtmişti. “Bir zamanlar seks hayal ediyordum, sonra uyuşturucuları hayal ettim. Yakında ışığı hayal ediyor olacağım.”
Flight to Egypt, Mati Klarwain (1959-1961)
Görseller: http://www.matiklarweinart.com/en/mati-klarwein-gallery.htm
Resim Açıklamaları: Mati Klarwain: Collected Works 1959-1975
Adamın tarzına, kafasına ve işlerine bayıldım. Güzel bir içerik olmuş. Tam olarak doğum tarihimde vefat etmesi de ayrı bir dokundu bana <3