Advertisement Tracker

Film İnceleme: Eyes Wide Shut

Film İnceleme: Eyes Wide Shut
  • 7
    0
    1
    0
  • Avustralyalı yazar Arthur Schnitzler'in "Traumnovelle" isimli kitabından uyarlanan film vizyona girdiği tarihte Amerikan eleştirmenleri ikiye bölmüştü. Bir grup eleştirmen filme lanetler yağdırırken diğer grup ise Kubrick'in jübilesini en iyi şekilde yaptığını söylüyordu. Filmde çok ikonik sahneler ve nesneler hatta kelimeler vardır. Bunlardan birkaçına ve ne anlama geldiklerine değineceğim. 

    *Spoiler içerir.

     

     

    Gökkuşağının Bittiği Yer.

    Ana karakterler Bill Harford ve eşi Alice Harford'un bir davete katılması ile film başlar. Davetin ilerleyen dakikalarında Bill ve Alice farklı yerlerde tek başlarına vakit geçirmeye başlarlar. Alice başka bir adamla dans ederken Bill de iki kadınla tanışıp sohbet etmeye başlıyor. Kadınlardan biri Windsor için çalıştığını söylüyor. Evet, bildiğimiz Büyük Britanya Kraliyet Ailesi. Diğer kadın ise Rockefeller Plazada çalıştığını söylüyor. Bill'in sohbeti ilerledikçe kadınlardan biri onu gökkuşağının bittiği yere götüreceklerini söylüyor. Ve bu söz tam üç kere tekrarlanır. 

    "-Gökkuşağının bittiği yere.

    - Gökkuşağının bittiği yer de neresi?

    -Gökkuşağının bittiği yeri bilmiyor musun?"

    Öncelikle filmdeki gökkuşağı tasvirlerinden bahsetmek gerekir. Filmin ilk yarısında hemen her sahnede renkli ışıklar görürüz. Yılbaşı ağaçları renkli ışıklarla süslenmiştir. Gökkuşağının yedi rengi ile. Yine şehir gökkuşağının renkleri ile aydınlatılmıştır. Hatta Bill'in gittiği kostüm dükkanının adı doğrudan Rainbow. Sinemada gökkuşağının esas anlamı zihin kontrolüdür. Filmlerde gökkuşağı, zihni kontrol edilen ve etki altında istenilen şey yaptırılan insanlar üzerinde kullanılır. Kubrick de filmin ilk yarısında gökkuşağını kullanarak karakterlerin zihinlerinin kontrol altında olduğunu yansıtmıştır. Ta ki filmin ikinci yarısına kadar. Bill eski bir arkadaşı ile yine gökkuşağı renkleri ile aydınlatılmış bir barda sohbet ederken ilginç şeylerin yapıldığı ve sadece "Fidelio" şifresi ile giriş yapılabilen bir mekan olduğunu öğreniyor. Bill arkadaşının uyarılarına rağmen bu mekana gitmek istiyor. Rainbow'dan kendisine kostüm alıp mekana gidiyor. Asıl film buradan itibaren başlıyor. Bill maskesini takıp parolayı söyleyerek içeri giriyor. İşte burası gökkuşağının bittiği yer. Filmin başından beri her mekanda gördüğümüz gökkuşağının renklerini ve tasvirlerini artık göremiyoruz. Çünkü burası zihin kontrollerinin bittiği, sırların açıklandığı, gökkuşağının bittiği yer.

    Aynalar.

     

    Alice ve Bill'in ayna karşısındaki sevişme sahnesi ilginç bir şekilde filmin fragmanında 2 dakikaya yakın izletilirken filmde 15-20 saniye sürüyor. Sevişirlerken Alice aynadan kendilerini izlemektedir. Fransız psikanalist Jacques Lacan'ın ayna metaforuna göre, insan bebekliğinden itibren ayna içinde farklı bir benlik yaratır. Aynadaki yansıma, arzuların, eksik hissedilen şeylerin gizlendiği bir dünyadır. Alice de bir çok sahnede ayna karşısında kendisini izlemektedir. Aynalar, arzuların saklandığı yerlerdir. Lacan'a göre, arzularından vazgeçenlerin hissettikleri tek şey suçluluk duygusudur. Filmdeki Alice karakterini bir de bu gözle değerlendirmenizi tavsiye ederim.

    Fidelio.

     

    Sadakat anlamına gelen Fidelio, Beethoven'ın bestelediği tek operadır. Bu operada kocası yanlışlıkla hapse atılan bir kadının kılık değiştirerek kocasını kurtarmaya çalışması anlatılır. Filmde bu kelimenin parola olarak seçildiği bir ayin düzenlenmiştir. Ayinin yapıldığı yer Rothschild konağı. Gerçekte konağın iç mekanı olarak çekilen sahneler başka bir yerde çekilmiş olsa da Bill'i Rothschild konağına girerken görüyoruz. Kubrick ayinin bu konakta yapıldığını düşünmemizi istemiş belli ki. Neden özellikle bu konağın seçildiğine bakacak olursak, 1972 yılında bu konakta gerçekten de filmdekine benzer bir ayin yapılmış. Hatta hepimizin tanıdığı bir isim de bu ayine katıldığını söylemiştir: Salvador Dali. 

     

    Ayin sırasında Bill'in aslında oraya ait olmadığını anlarlar. Ayindeki insanlar bir çember oluşturur, çemberin ortasında ise rahip tahtında oturmaktadır. Bill rahibe yaklaştığında maskeli insanlar etrafını tamamen kapatır. Kubrick'in bu sahnede kullandığı çekim tekniği izleyiciye oldukça savunmasız hissettirir. Çünkü Bill çemberin içine girdiği andan itibaren kamera hep çemberin dışından çeker, Bill ile seyirci arasında sürekli başkaları vardır. Ve filmin başından beri yakınlık kurduğumuz Bill'den uzak tutuluruz, ona yardım edemeyiz. Savunmasızca onun başına gelecekleri izlemeye başlarız. Bill tuzağa düşer ve ayine davetsiz geldiği anlaşılır. Bu sırada bir kadın Bill için kendisini feda ederek onun serbest bırakılmasını ister. Bill'in gitmesine izin vermeden önce, rahip ona gözünün üstünde olduğunu söyler. Bill yorgun ve düşünceli bir şekilde evine varır, kapıdan içeri girer ve tam da bu sırada gözümüze bir detay çarpar. Rahibin gözünün Bill'in üstünde olduğu detayı.


    Yorumlar (1)
    • Yazınız spoiler’a rağmen filmi izleme isteği uyandırıyor. Özenle ve dikkatle hazırlanmış yazı için teşekkürler :)

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.