Döneminde çok eleştirilip pedofili damgası yemiş olsa da sevdiğim sanatçılardandır Schiele. Kişiliğinden ziyade sanatı ve bu doğrultudaki düşünceleriyle etkiliyor beni. Hayatta var olan çirkinlikleri güzelmiş gibi gösteren sanat anlayışının, insanları kandırmak olduğunu savunuyor. Keşke fikirleri kadar eylemleri de mantıklı olsaymış diyorum. Annesine gönderdiği bir mektupta "Beni doğurmuş olman senin için bir övünç kaynağı olmalı" demesinden anlayabiliriz yersizliğini.

Gerçeğe uygun bir görüntü elde etmekle ilgilenmeyip, bunalımını bozuk figürler kullanarak yansıtmasıyla özgünlüğü yakalamıştır kendisi. Sanatta aranan güzellik idealine saldırır. İnsanların görmek istemediklerini resmederek onları dehşete düşürür. Biraz da erotizm temasıyla başarır bunu. Bitkileri insan vücuduna benzetir. Bundan yola çıkarak resimlerinde kolların kurumuş bir ağaç dalı gibi büküldüğünü görürüz. Figürleri zayıf, kederli ve yoksuldur. Bunun altında yatan psikoloji babasını küçük yaşta kaybetmesidir. Yaşadığı bu sarsıcı durum her ne kadar hayatının seyrini değiştirmiş olsa da sanatını olumlu yönde yoğurduğunu düşünüyorum. Tabii olumsuz yönde olduğu da düşünülmüş ki ayıplanmış. Örneğin üç kardeşinden biri olan Gertie'yi model olarak kullanıp çıplak resmetmesi, ensest ilişki olarak tanımlanmıştır. Zaten adamın başına ne geldiyse pornografik içeriklerinden geliyor. Bu içerikleri kötüleyenlerin yanı sıra sanatına saygı duyanlar da mevcut. O dönemler genç yeteneklere büyük destek veren Gustav Klimt de bunlardan biridir. Egon'un resimlerinden çok etkileniyor ve fazlasıyla iyi bir yeteneğe sahip olduğunu düşünüp kucaklıyor onu. Böylece kendi stüdyosunu açıp yolunu buluyor Egon. 

öz portresiOtoportre

 

Stüdyosunda çalıştığı zamanlarda Klimt sayesinde tanıştığı Wally -aynı zamanda Klimt'in de modeli- modellik yapıyor ona. Zamanla bir ilişkiye de atım atıyorlar. Ah Wally, üzümlü kekim... Kırık bir kalp  kalacak sana bu işin sonunda. Orada kasabadaki genç kızları pornografik olarak resmetmesine ek olarak evli olmadan Wally ile yaşaması gibi nedenlerden dolayı Kramau'yu terk edip Viyana'da bir kasabaya yerleşiyorlar. Burada Schiele'nin 14 yaşında bir kızı baştan çıkardığı iddiasıyla atölyesini basan polis, açık saçık resimleri de görünce Schiele'yi tutukluyor. Bazı resimlerini mahkemede yakıyor hakim. Bir sanatçı için emeğinin gözleri önünde kül olması zor bir an. Küfür gibi. Bir ay hapis yatan sanatçı, bu süreci bir temizlenme olarak kabul ediyor. Egon "temizlenirken" Wally ona sadık kalıp parmaklıklar arasından sanat malzemeleri getirip götürüyor.  

WallyWally

Hapisten çıkıp Viyana'ya geri dönünce sokağın karşısında oturan Adele ve Edith adında iki kardeşle tanışıyor. Bir arkadaşına "evlenme niyetindeyim ama muhtemelen Wally ile değil" yazdıktan sonra kötü bir geçmişe sahip olan Wally'den kurtularak toplum tarafından daha kabul edilebilir biri olan Edith ile evleniyor. Yine de her yaz Wally ile bir kaçamak yapıp tatile çıkarak sürdürmek istiyor birlikteliğini. Olması gerektiği gibi reddediyor bu teklifi kırık kalpli kızımız. Birbirlerini bir daha görmüyorlar. 

Death and the maidenDeath and the Maiden

Schiele'nin en sevdiğim eseri olan ilk ismiyle "Man and Girl" resmine değineceğim. İki insanın birbirine sarılışını gördüğümüz eser, yukarıdan bakılıyormuş gibi resmedilmiştir. 1917 Yılında ayrılık sonrası hemşire olarak çalışmaya başlayan Wally' in ölümünü öğrendikten sonra eserin ismini "Death and The Maiden" olarak değiştirmiştir. Resimdeki erkek figür ölümü temsil ettiğinden kasvetlidir. Bu figür aslında Schiele'nin kendisidir. Sarıldığı ise Wally. Schiele bu ölümden kendini sorumlu hissetmiş olmalı ki eserin ismini "Ölüm ve Bakire" olarak değiştirmiş.

1918'de Avrupa'da İspanyol gribi ortalığı silip süpürürken hamile olan Edith ve Schiele de bu hastalığa yakalanıyor. Önce Edith, üç gün sonra da schiele 28 yaşındayken ölüyor.