Mel Gibson’ın yönetmenliğini üstlenip başrolde yer aldığı, kimilerine göre tüm zamanların en iyi filmlerinden birisi olan 1995 yapımı Braveheart...

Bir toplum ne zaman özgürlüğünün peşine düşer ? Her zaman bir kurtarıcı gerekir mi?

Babasını, eşini ve özgürlüğünü kaybetmiş bir adamın hikayesini bizlere sunan film gerçeklikten çok da uzak sayılmaz. Braveheart filminin konusu Kral I. Edward’a bağlılık yemini etmeyen William Wallace’ın İskoçlar’ın özgürlük mücadelesinde ön safta durmasının kahramanlık hikayesini oldukça başarılı şekilde beyazperdeye yansıtmış ve o yıl En İyi Film de dahil olmak üzere Oscar kazanmıştı.

"Every man dies – Not every man really lives" repliğiyle aklımıza kazınan film İskoç halkının bağımsızlık uğruna verdikleri mücadeleyi gözler önüne seriyor. The Daily Mail’e bir röportaj veren Mel Gibson, filmin çok büyük kısmının kurgusal olduğunu kabul etmiş ancak değişikliklerin filmin dramatik yapısını korumak amacıyla yapıldığını belirtmiş. Buna rağmen film olay örgüsüyle o kadar içine çekiyor ki izleyici buna çok dikkat etmiyor. En trajik bölümlerden birisi olan Primae Noctis Britanya Adası’nda aslında hiç uygulanmadı.Türkçe ‘İlk gece hakkı’ olarak çevirdiğimiz Primae Noctis’e göre halk içerisinden evlenmiş olan bir kadının ilk gecesini o bölgenin soylusuyla geçirmek zorundaydı. Fakat böylesine iğrenç bir durum karşısında William Wallace'in eşi Murron gizli bir şekilde evlenerek buna başkaldırmışlardır. Bu ilişkinin temeli çocukluklarında Murron’un William’ın babasının cenazesinde ona gül vermesiyle başlamıştır. Ne yazık ki acı bir şekilde Murron'un ölümüyle evlilikleri sonuçlanmıştır. Eşine olan aşkını halkının bağımsızlık aşkıyla birleştiren William Wallace artık İskoçya için bir kahramandır.

Filmin yazılış hikayesine gelicek olursak senarist Randall'ın İskoçya ziyaretinde 1983 yılında Edinburg’u ziyaret etme kararı almış. Gezinti sırasında Edinburg Kalesi’nin dışındaki William Wallace heykelini gören Randall’ın bu heykelden önce William Wallace hakkında biligsi olmadığı için bu konu hakkında araştırmalarına başlamıştır. Elindeki her kaynağa ulaşmaya çalışan Randall, William Wallace hakkında bilgi bulunmamasından dolayı filmin hikayesini çoğunlukla İskoç yazar Henry the Minstrel’in15. yüzyılda William Wallace hakkında yazdığı bir şiire dayandırmıştır.