Muhabir: Mother Love Bone ile bir başarı elde ettiniz ama ortada bir tarajedi var. Bu isimle devam etmeyip bambaşka bir şey oluşturma fikrinizde etkili olan nedir?

Stone Gossard (Pearl Jam - Gitarist): Çünkü Mother Love Bone o dönem için eskiydi. Yeni ve taze bir şeyler yapmak istedik. Şu an yaptığımız da tam olarak bu.

Eddie Vedder (Pearl Jam - Solist): Ve beni bir sütyenle gördükleri an, işte o an her şey tamamdı.

 

Bu röportaj Pearl Jam'in ilk röportajlarından biri. Ama biz daha da eskiye gideceğiz. Pearl Jam'den öncesine...

80'li yılların sonları ve 90'ların başında Seattle'da müzik konusunda yer yerinden oynuyordu. Grunge müzik tüm şehri kasıp kavurmaktaydı. Dönemin ve şehrin en çok adından bahsettiren gruplarından biri ise Mother Love Bone'du. Sahne enerjisi, karizması ve görüntüsüyle tam bir frontman olan Andy Wood, Jeff Ament (Bas) ve Stone Gossard (Gitar) bu grubun üyeleri idi. Bar konserlerinin ardından stüdyo albümü kaydetmeyi de başarmış olan grup, çok trajik bir olayın ardından dağıldı. Solistleri Andy Wood aşırı doz uyuşturucu nedeniyle komaya girmişti. Hastaneye kaldırıldığında artık yapılacak bir şey kalmamıştı ve yaşam destek ünitesi ile hayatta tutuluyordu. Andy Wood'un ölümü ile grup dağıldı.

Bu olaydan sonra kendilerini müzik kariyeri noktasında çabucak toparlayamamakla birlikte müzikten vazgeçmediler. Bir gün Stone Gossard ile Mike McCready gitar çalarlarken McCready bir grup kurmayı teklif etti. Ve Stone Gossard, Mike McCready ve Jeff Ament birlikte sözsüz-vokalsiz demo şarkılar kaydettiler. Amaçları kendilerine bir solist bulmaktı. Bu demoları tanıdıkları müzisyenler vasıtasıyla insanlara göndermeye başladılar.

Aynı dönemde San Diego'da bir güvenlik işinde çalışan Eddie Vedder'a bir gün bir paket geldi ve içinden çıkan bu demoları dinledi. Sonrasında bu demolar için sözler yazdı ve kendi sözleri ve vokalleri ile demoların üzerine kayıt yapıp gönderdi. O kayıtlar; Footsteps ve Alive şarkıları olarak hayatımıza girdiler. Eddie Vedder'ı o demolarda ilk defa dinleyen Mike McCready o an zihninden geçenleri şöyle anlatıyor: 

"Kayıttaki ses aklımı başımdan almıştı. Kim bu? Bu gerçek bir insan mı?"

Tüm ekip Eddie ile çalışmaya can atıyordu ve alelacele Seattle'a gelmesini sağlayıp çok kısa bir sürede stüdyoya girip Ten albümünü kaydettiler.

Çok yetenekli bir müzisyeni kaybettik ama efsane bir grubu kazandık. Chris, Andy, Kurt ve tüm ayrı düştüğümüz müzisyenler, hepinizi çok özlüyoruz. İyi ki sesinizi duyabildik, iyi ki vardınız. Hoşçakalın.