Advertisement Tracker

Çığlık Çığlığa Atan Kalpler (Hera Ve Zeus)

Çığlık Çığlığa Atan Kalpler (Hera Ve Zeus)
  • 9
    0
    0
    0
  • "Ben ki en büyüğüm tanrıçaların, 

     hem soydan büyüğüm, hem senin eşin olduğumdan,

     sense bütün ölümsüz tanrıların kralısın.."

    Mitolojik kavramların sanattaki yeri ve yaşamımızdaki izleri tartışmasızdır. Bu kavramların her ne kadar gerçekliği olmasa da hayatımızın akışının derinine indiğimiz an, olağanüstü olayların aslında ne kadar da olağan olduğunu anlarız. Bazen bunları dile dökemeyiz, bazen kendimize bile ifade edemeyiz, bazen de karşımızdakine inkar ederiz. Bunların tam tersini yaptığımız anlarda ise ruhumuza ödülünü, kendi benliğimize teşekkür ederek veririz. Yaşamımızı da ödül ve cezalarımız ile inşa ederiz. Şimdi bu inşa ettiğimiz yaşamı klişe bir döngü olarak ele alalım. Peki bu döngünün mitoloji ile ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim.

    Şimdi dış dünya ile bağlantılarımızı hafif kısıp, efsaneler diyarına yolculuğumuzda bize kapılarını açan Juno (Hera) ile Jüpiter'in (Zeus) misafiri olabiliriz. Yolculuğumuz esnasında da biraz onları tanıyalım. E tanımadan gitmek olmaz :) Ne dersiniz?

    Juno, 1807 yılında astronom Karl Ludwig tarafından keşfedilmiştir ve keşfedilen 3.astreoittir. Sayısal bir benzerlikle Juno, bireyin yaşam döngüsünün üçüncü aşamasını da ifade eder; kişi büyür, kendi ayakları üzerinde durur ve sıra partnerini seçmeye, ordan da evliliğe gelir. Juno (Hera) gezegenine de atfedilen durumlar, Jüpiter (Zeus) ile evliliği üzerinden başlar ve devam eder. İşte Zeus'un efsanesi de burada başlar:

    Zeus, bir bahar günü tapınağında dinlenirken burada dünyalar güzeli Hera'yı görüp aşık olur. Çapkın Zeus, her zamanki gibi farklı bir kılığa bürünerek soğuktan titreyen bir kuş olur. Hera ona acıyıp avuçlarına alır ve göğsüne bastırır. Sonrasında Zeus, Hera (tanrıça) ile beraber olur ve onun gönlünü kazanır. Zeus gerçek görünümüne büründüğü an Hera'ya şu sözleri söyler:

    "İstiyorum ki sen benim eşim ol, büyük gözlü güzel tanrıça... Benim peşimden gel ve benim sağımda oturarak saltanat sür."

    Birlikteliklerinden sonra Hera, utancından Zeus ile evlenmeye razı olur. Zeus, kendini beğenmiş kibirli bir tanrıyken; Hera'nın da ondan aşağı kalır bir yanı yoktur fakat Hera tüm koşullara rağmen Zeus ile evlenmiş ve dünyaya evliliğin kutsallığını göstermiştir. Bu nedenle ikisinin evliliğine "Heiros Gamos" (Kutsal Evlilik) adı verilmiştir. Zeus, başka ilişkilere yelken açsa da Hera'nın tek eşi olarak kalmıştır. Böylece ulu güzellik, evlilik bağının koruyucusu ve temsilcisi olmuştur. Kısacası Hera'nın (Juno) anlamı, evlenmeyi ve o kişiyle ömür boyu birlikte olma özlemini ifade eder. Aşk da mutlaka bir üst basamağa geçmeyi hayal eder. İçinde güvenin ve sadakatin bulunduğu formsal bir alan yaratmak ister. Bu alan da evliliktir. (Astrolojide evlilik kavramı yoktur. O yüzden bunu hissettiğiniz anlamı olarak ele alın. Çünkü her evlilik güzel kavramları beraberinde getirmeyebilir.) Her neyse devam edelim :)

    Hera, insanların evliliğini koruyan bir tanrıçaydı fakat insanlar evliliklerini korumada o kadar başarılı değillerdi ki hala da öyleler. Evlilik aynı zamanda çiftleri ayrı ayrı sınırlayan da bir kavramdır. Bundan dolayı Juno, evliliğin bizi hangi alanlarda sınırladığını da gösterir. Çünkü ilişkilerde günlük hayatın monotonluğu karşısında, çoğu zaman yakınlık, derinlik, samimiyet, dürüstlük ve saygı kavramları yenik düşebiliyor. Bir de aşkın ortadan kalktığını ve heyecanın bittiğini düşünürsek; bize daha cazip ve çekici gelen aşka sürükleyen ilişkilere çekilebiliriz.

    Zeus, bir yandan evliliğinden vazgeçemezken diğer yandan da ölümlü ölümsüz birçok kadın ile birlikte olmuştur. Zeus'un sayısız çapkınlığı ve sadakatsizliğine karşı Hera'nın da kocaman bir kıskançlığı vardır. Eşine de asla ihanet etmeyen Hera, eşini kaybetmekten korktuğu için sonuna kadar savaşmış, düzenini korumak için her şeyi yapmıştır. Efsanede zaten Hera, kıskanç bir figürdür. Kıskançlığı sadece eşine değil, kendisinden daha güzel ve iyi olan her şeye karşıdır. Kıskançlığı ile beraber Hera, öfkesini de Zeus'a (Jüpiter) direkt göstermekten ziyade onun çevresine yöneltir. Astrolojik olarak Juno, derin bir ilişki yaşanmadığında ortaya çıkan acıları da anlatır bu yüzden. Peki Zeus ve Hera bu kadar gelgitli ve gerilimli bir ilişkiye rağmen neden birbirlerini hiç bırakmadı? Tek sebep aralarındaki çekim ve tutku muydu? Tabii ki de hayır. Çünkü birbirlerine çok benziyorlardı. Güzelliği ve tutkusu ile Hera da en az göklerin tanrısı Zeus kadar güçlüydü. Zeus sayesinde konumunu da korumaya devam etmişti. (Kariyer mitolojide de önemli :)) Her ne kadar Zeus'un yıldırımları varsa Hera'nın da inancı, korumacılığı ve sadakati vardı. Aşkı için de yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Hera tüm entrikalara rağmen, kadındaki geleneksel rolü de sembolize ediyordu. Aynı zamanda Hera, Yunanca'da "Herwa" (dişi koruyucu) kelimesinden gelmektedir. Aşağıdaki sembollere baktığımızda; Juno'nun (sağ), Venüs'e (sol) benzediğini görüyoruz.

    .

    İkisi de benzer nitelikler taşır fakat Venüs; başlangıçtaki çekicilik ve aşkı temsil ederken, Juno bağlılık ve devamlılık gerektirir. Ayrıca çiçek şeklinde olması dişiliği de simgeler. Astrolojide fiziksel karşılığını kadınların menstruasyon döngüsüne işaret ederek tamamlar. Juno, karmik bağların ve uyumluluğun da en net göstergesidir. Juno burcunuzu yansıtan kişi, güneş- yükselen burcunuz diğer burçlarınız ile de bağlantılı olduğu takdirde iyi bir ilişki vaad edebilir. Venüs "retrograde" konumdayken tanışılan veya venüs açıları iyi olmayan bir kişilikte, ileride evlilikte muhtelemel etkileri Juno ile incelediğimizde belki de Venüs'ün konumu sebebiyle, ilişkilerinde kötü yargılara varacağınız veya vardığınız bir kişiliğin, aslında ruh eşiniz ile tanışmış ve bu fırsatı kaçırmış olabileceğinizi hatırlatmak ufak bir dipnot olabilir. Aynı zamanda Güneş-Yükselen- Ay- Venüs- Mars- Merkür köşe evler (1,4,7,10)- Juno'nunuzun diğer gezegenler ile yaptığı açılar, partneriniz ile de uyumluysa mutlu bir gelecek için tebrik etmek gerekir :) Kendi natal haritamdan olumlu Juno açılarına örnek verecek olursam; Juno-Ay sekstil, Juno-Merkür kavuşum, Juno-Mars trine ve Juno-Jüpiter trine açıları var. (Sekstil-Trine açıları astrolojide olumlu açılardır. Juno'nun kavuşum açıları da yukarıdaki gezegenler ile olumludur.) Bunlar sadece çok ufak bilgilerdir fakat kuvvetlidir. Haritanın bütünü -evler- yönetici gezegenleri- köşe evler-transitler- pozisyonlar çok önemlidir. Lütfen bunu unutmayın.

    Diğer bir dipnot olarak; Juno; mistik, duygusal, seksüel ve psikolojik doyurulmanın bizde yarattığı anlamı ifade eder. Bununla beraber duygusal bağ kurma kapasitemizi anlatır. Ayrıca kişinin uzun ilişki kurması için partnerinde hangi özellikleri aradığını söyler. Partneri sadece duygusal olarak düşünmeyin. Terapist- danışan, öğrenci-öğretmen, iş ortakları ve yakın arkadaş çevresi de bunlara dahildir. Juno bize bu ilişkilerin kalitesi hakkında bilgi verir. Bu sayede iş yaşamımıza, hobilerimize veya zevklerimize çekeceğimiz kişi ile sağlam bir birliktelik kurabiliriz. Unutmayın ki yerimizi değiştirdiğimiz her an kaderimizi değiştiririz. Harita bir bütün olduğu için , her durumu inceleyerek bize sunulan güzelliğe ulaşırız. Bazı durumlar önceden bellidir fakat; kendimizi korumak ve sağlıklı ilişkiler için kapasitemizi belirlemek bizim kontrolümüz altındadır.

    Ee artık bitirmek gerek, yorulduk değil mi :)

    Hikayeye dönecek olursam bu acı tatlı efsaneyi Zeus ve Hera'ya yaptığımız misafirlikte daha yoğun hissettik. Belki Hera'nın sessiz haykırışlarının yüreğinden damlayışlarını duyduk belki Zeus'un kimsede bulamadığı şefkati Hera'da bulmasına rağmen; bunu güçsüzlük sayıp kendine bile açamadığı duygularını başka birlikteliklerle yok edişine tanık olduk. Bu düşünceler de derinlerinde yüzlerce mesaj barındırarak günümüze kadar geldi. Biz bu hisleri ya kendimize bile ifade edemedik ya inkar ettik ya da tam tersini yapıp kendi benliğimize teşekkür ettik. Aşk, hiçbir zaman kolay vazgeçilen değil, daima güzel ödüllerine rağmen; acıtan, yaralayan ve zorlayan olmuştur. Klişe dediğimiz o yaşam döngümüzü de ne olursa olsun kalbimiz ve mantığımız ile bir gül bahçesinde, en güzel gülü bularak başlatacağız ve bunu elimize batan dikenlerin acısını hissederek yapacağız. Çünkü aradığımız gül, ruhumuzun derininde olduğu kadar o bahçenin de en derin ve en gizemli yerinde saklı olacak. Onu bulduğumuzu hissettiğimiz an da tutkumuz ve benliğimiz ile yeniden yaratıp, yaşatacak olan biziz.

    İşte aşk, o gülü tüm dikenlerine rağmen tutup hiçbir zaman vazgeçmeyen Hera ve tüm hatalarına rağmen soluğu Hera'nın kollarında alan Zeus ile güzel...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.