Şiddeti Aklamanın Ve Kadını Suçlamanın Yeni Yolu: Düzgün Erkeği Seçseydin!

Şiddeti Aklamanın Ve Kadını Suçlamanın Yeni Yolu: Düzgün Erkeği Seçseydin!
  • 26
    0
    1
    9
  • İçeriğe; bu içeriğin ortaya çıkmasına sebep olan görsel ile başlamak istiyorum.

    Yukarıdaki görseli beğenerek, paylaşarak ya da sadece görselin üzerinde yazılanları bir kadına şiddet olayıyla bağdaştırıp yazılanlara hak vererek; son günlerde yaşanan bir kadına şiddet olayının failinin aklanmasına örtük biçimde çanak tuttuğunuzun farkında mısınız? Bu paylaşımla ilgili çeşitli yorumlar gördüm. Geneli erkekler tarafından yapılmış olsa da bu yorumların arasında hemcinslerime rastlamış olmak beni daha çok üzdü. Yaşanan şiddet olayını aklamak için yapılan yorumları 2 başlık altında kategorize ettim: ''Türk kızlarının keko erkek sevdası vs'' diyerek yaşanan şiddete hak edilmiş etiketi yapıştıranlar ve ''Şiddete karşıyım ama kadınlar da düzgün erkeği hayatlarına almalılar.'' diyerek yaşanan duruma yürekten üzüldükleri izlenimiyle birlikte akıl verenler..

    Bu iki kategorinin altında sıralanan yorumlar aynı yere varıyor. Eril şiddeti aklamak ve kadını suçlamak için son günlerde oldukça popüler hale gelen bu cümleye: DÜZGÜN ERKEĞİ SEÇSEYMİŞ.

    Seçemem.

    Seçemem çünkü:

    Hayatıma aldığım bir erkeğin bana zarar vermeyeceğinden hayatımın hiçbir noktasında emin olamam. Çok üzgünüm. Toplum tarafından fiziksel görünümü nedeniyle 'düzgün ve zararsız' olarak tanımlanan bir erkeğin bana şiddet uygulamayacağının garantisini kim verebilir? Ben söyleyeyim: Hiçbiriniz veremezsiniz. Dışarıdan müthiş uyumlu ve ılımlı görünen bir erkeğin bana şiddet uygulamayacağının garantisi yok, hiçbir zaman olamaz. Bu konuda yapılan araştırmaların/akademik çalışmaların gösterdiğine göre, uyumlu ve ılımlı erkek profillerinin de fiziksel şiddete başvurma verileri azımsanmayacak düzeyde. Yetmezmiş gibi bahsi geçen bu erkeklerin fiziksel görünürlüğü olmayan ama ruhsal izleri asla silinmeyen psikolojik şiddete başvurma oranları çok daha yüksek. Bunu başka bir içerikte detaylı biçimde ele alabiliriz. Çünkü bugün bu içerikle birlikte ele almak istediğim nokta: kadına şiddet olaylarında hiçbirimizin aklına gelmemesi gereken şey üzerine. O da ''kadının düzgün erkeği seçip seçememiş olması''. Çünkü bu bir yetkinlik meselesi değil. Yaşadığınız başarılı ya da başarısız ilişki deneyimleri/toplum tarafından onaylanan ya da reddedilen erkek profillerinin analizi; hiçbiri ama hiçbiri size partneriniz ya da hayatınızın hiçbir şeyi olan erkek hakkında size şiddet uygulayıp uygulamayacağı konusunda %100'lük bir garanti veremez. Bununla ilgili çok uzağa yahut çok geçmişe gitmenize gerek yok. Sadece ve sadece bu sene içerisinde yaşanan kadına şiddet olaylarını inceleyerek bile fikir sahibi olabilirsiniz. 

    Kadına şiddet olaylarında faili aklamaya bu kadar meyilli olmanızı ve suçu kadında arama heyecanınızı anlamıyorum. Suçlayan işaret parmaklarınızı bir kadına doğrultma konusunda bu kadar hevesli olmanızı anlamlandıramıyorum. Bunları yazıyorum çünkü bu şartlarda uğramamın olasılığının oldukça yüksek olduğu ve ortasında olmayı hayal bile edemediğim bir şiddete maruz kaldığımda -hala hayattaysam- bu olayın yarattığı şoku ve tahribatı atlatmaya çalışırken insanların 'düzgün erkeği seçseymiş' demeleri korkunç bir itham. Çünkü sanıyorum ki isteyeceğim en son şey birilerinin yaşanan bu şiddeti 'hak ettiğim'i düşünmesi ve benim kendimi açıklamak zorunda kalmam, kendimi açıklama zorunluluğu hissetmem olurdu. 

    Asırlardır süren eril şiddeti bugün çok daha normalize edilmiş biçimlerde önümüze sürülüyor. Bu şiddetle mücadele etmek her anlamda yorucu. Ama nefes alıp, mücadeleye devam edebilmemiz için bazı şeylerin çok doğru anlaşıldığından emin olmamız gerekiyor. Bugün bu konudan bahsetmek istedim çünkü içeriğin başında yer alan görseli gördüğüm andan itibaren müthiş rahatsız edici bir hisle boğuşup durdum. İstiyorum ki bu konu benim noksan anlatımıma rağmen birilerine ulaşsın ve o birileri faili alenen açık olan şiddetin bedelini örtük ya da dolaylı olarak kadınlara ödetmeyi bıraksın.

    Bu noktaya kadar içeriği sabırla okuyan herkese: çok beklediğimiz aynı zamanda hak ettiğimiz daha eşit bir dünya mücadelesinde güç ve sabır diliyorum.

    Sevgiler.


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.