Bildiğiniz üzere Marvel yakın bir zamanda phase 4 olarak adlandırılan yeni evrenin filmlerini duyurdu. Artık karşımıza çıkacak bütün filmler Thanos'un parmak şıklatma furyasından sonrasını konu alacak. Shang-Chi: The Legend of Ten Rings bu evrenin ilk filmi olmakla beraber Marvel'ın baş rollerini Asyalı oyuncuların oynadığı ilk film diyebiliriz. Kültürel açıdan birçok öneme sahip olsa da bu yazıda bunları konuşmayacağız. Filmi izleyenler zaten harika görsellerin ve inanılmaz savaş sahnelerinin farkındadır. Bu görsel şöleni Avatar: The Last Airbender'a benzeten bir tek ben olamam. Gerek Ta Lo köyünün harmoni içinde yaşarken birden yaratıkların gelip düzeni altüst etmesi olsun, gerek Shang Chi ve babası arasındaki dövüş sahnelerinin Azula ve Zuko'nun Agni Kai'ına benzemesi olsun. Fakat konumuz bu da değil. Filmi izlerken ister istemez son dönemlerin en sevilen terimlerinden olan, kökü çok daha derin ve psikolojinin temellerine dayanan, Daddy Issues konusu hakkında düşünürken buldum kendimi. Bir babanın evlatlarını sevme biçimi, kendi doğrularını çocuklarına empoze etmesi ve sonunda çocuklarını fiziksel olmasa da zihinsel olarak hapis etmesi. Filmin kritiklerinde, "kendi tarzında seviyor" gibi eleştiriler okudum. Kendi tarzında sevmesi, bir babanın yaptığı yanlışları değiştirir mi? Hafife alınmalı mı? Unutulmalı mı? Filmi izlemediyseniz, veya izlerken bu konuları düşünmediyseniz, sizi filmi "Shang-Chi: The Legend of Daddy Issues" başlığı altında izlemeye davet ediyorum.
Yorum Bırakın