Yeni Tasarım Kolektifi Ahu, Açılış Koleksiyonuyla Londra Tasarım Festivali’nde.

Yeni Tasarım Kolektifi Ahu, Açılış Koleksiyonuyla Londra Tasarım Festivali’nde.
  • 3
    0
    0
    0
  • Türk kültür ve geleneklerinden esinlenerek yaratılan grafik sanat eserlerini, çağdaş mobilya tasarımları ile birleştiren yeni tasarım kolektifi Ahu, açılış koleksiyonunu 18-26 Eylül 2021 tarihleri arasında Londra Tasarım Festivali’nde tanıtıyor. Londra Tasarım Festivali, Londra'yı dünyanın tasarım başkenti olarak kutluyor ve tanıtıyor. Festivalin 19. edisyonu şehir genelinde gerçekleştiriliyor.

    Londra ve İstanbul merkezli mobilya tasarım kolektifi Ahu’nun sınırlı sayıda ürettiği özel yapım koleksiyon ürünü tasarımları, hem fonksiyonellikleriyle ön plana çıkıyor hem de heykelsi bir duruş sergiliyor. Her bir parça, İstanbul'da usta zanaatkarlar tarafından lokal atölyelerde en kaliteli işçilik ve malzemeler kullanılarak elde üretiliyor. Dünyaca ünlü sanat ve tasarım okulu Central Saint Martins mezunu iki eski arkadaş Eda Akaltun ve Mevce Çıracı tarafından kurulan Ahu, grafik sanatını yenilikçi ürün ve mobilya tasarımıyla birleştiriyor. Ortaya çıkan parçalar ilhamını, Anadolu’da yaşamış çeşitli kültürlerin sanatı, zanaatı, tarihi ve mistisizminden alıyor.

    Eda Akaltun

    Eda, Londra'daki Central Saint Martins'de grafik tasarım eğitimi aldı ve BAFTA, The New Yorker, Herman Miller ve Krug Champagne gibi çeşitli üst düzey müşteriler için editörlük, tasarım, yayıncılık ve reklamcılık alanlarında çalıştı. 2016'dan beri çalışmalarını üç boyutlu ortamlar için dönüştüren Eda, iç mekan projelerine danışmanlık yapıyor ve illüstrasyon ağırlıklı tasarımlarından yola çıkarak müşterileri için sipariş üzerine özgün parçalar tasarlıyor.

    Mevce Çıracı 

    Londra'da Central Saint Martins'te ürün tasarımı eğitimi alan Mevce, Ross Lovegrove Studio'da Kenzo, Artemide, Moroso ve VitrA Banyoları gibi markalar için kozmetik ambalajdan aydınlatma ve mobilya tasarımına kadar uzanan projelerde çalıştı. 2013 yılında İstanbul'a dönen Mevce, Fields Mimarlık ve Endüstriyel Tasarım firmasının kurucu ortağı oldu. Konut ve ticari iç mekanlar, ambalaj, aydınlatma ve mobilya tasarımı dahil olmak üzere birçok ölçekte çalışmalarını sürdürmektedir.

    İkili, mekânları şans sembolleri ve baht tılsımlarını yorumlayan grafik sanat eserleri ile dolduran koleksiyonlar yaratıyor. Her parça, yerleştirildiği odayı bir vitrine dönüştürmek için tasarlanmış işlevsel bir sanat eseridir. İlk koleksiyon, Türklerin misafirperverliğinin bir göstergesi olan ikram geleneğinden ilham alıyor. Görsel çıkış noktası "nazar” olan koleksiyonda dolaplar, sehpalar ve yan sehpalar yer alıyor. Lansman koleksiyonunun öne çıkan parçaları olan Meyhane dolapları, içki koleksiyoncuları için, nadir bulunan viskileri ve alkollü içkileri sunmak amacıyla tasarlandı.

     

    Görsel künyesi soldan sağa: Marbling process, © Luke Walker,  İstanbul ahşap atölyesi , © Sinan Çırak, vernik atölyesi © Sinan Çırak

    İlk tanıtım koleksiyonu olan ve nazar olgusundan ilham alan Meyhane Koleksiyonu’ndaki her bir parça, 15. yüzyılda Türkiye, İran ve Hindistan’da ortaya çıkan Ebru tekniğine ait bir tasarımı taşıyor. Kurucu Ortak Eda Akaltun tarafından dijital post prodüksiyonla birleştirilen Ebru tekniği, her parçaya çağdaş bir estetik katıyor.

    Ahu, Londra Tasarım Festivali'nde Meyhane Koleksiyonu’ndaki 3 farklı tasarımdan biri olan Nazar isimli dolabı sergiliyor. Koleksiyonun Third Eye (Üçüncü Göz) ve Waves (Dalgalar) isimli diğer iki parçası ise sipariş üzerine çalışılıyor. Üzerinde üretim numarasını gösteren işlenmiş metal bir plaka bulunan tasarımlar, 8 + 2 sanatçı provası olmak üzere sınırlı sayıda üretiliyor.

    Soldan Sağa Fotoğraf: Meyhane Serisi Nazar Dolabı, ​​© Sinan Çırak; Meyhane Serisi Nazar Dolabı İç Detay © Luke Walker, Meyhane Serisi Nazar Dolabı Kapak Detay © Sinan Çırak

    Usta ellerden çıkan Nazar Dolabı, içki koleksiyonerleri için nadir bulunan viskileri ve diğer alkollü içkileri sergilemek amacıyla yaratılıyor. Parçaları farklı ustalar tarafından farklı atölyelerde işlenip daha sonra tek parça haline getirilen dolap, bu sayede her zanaatkârın kendine has bilgi birikimini ve tekniğini taşıyor. Dolabın masif maun gövdesi, dijital veriler üzerinden makine ile işleniyor ve usta bir marangoz tarafından elle bitiriliyor. Cila ustası dolaba benzersiz kadifemsi dokusunu kazandırmak için geleneksel bir yöntem kullanarak kına ile müdahale ediyor. Tasarımlar, özgün bir dijital baskı teknolojisi kullanılarak panellerin üzerine uygulanıyor ve ardından camsı parlaklığını veren özel bir yöntem ile elde cilalanıyor. 

    Her bir Ahu parçası, çok zengin bir zanaatçılık tarihine sahip olan İstanbul’da, bu zanaatları sürdüren ve şehrin dört bir yanına dağılmış üçüncü nesil atölyelerde işleniyor. Kurucuların benimsedikleri işçilik üslubu, Ahu’nun çıkış yeri olan Türkiye bağlantısının yanı sıra, parçaların uzun ömürlülüğüne verilen değerden de kaynaklanıyor. Geleneksel ahşap işleme yöntemlerini, dayanıklı malzemeler ve modern kaplamalarla teknikleri ile birleştiren kolektif, modern yadigârlar olabilecek zamansız parçalar üretiyor.

    Görsel künyesi: Tasarım süreci, Ahu © Sinan Çırak

    Kurucu ortak Mevce Çıracı, tasarımları şöyle anlatıyor: “Geleneksel işçiliği, en gelişmiş tasarım ve üretim teknolojileri ile harmanlıyor, doğal ham maddeler ve toksik olmayan yüzey kaplamaları kullanmaya özen gösteriyoruz. Dolabın tasarımı, grafik sanat eserinin akıcı doğasını tamamlıyor ve üç boyutlu olarak algılanmalarını sağlıyor. Desenlerin organik formları, kulplar ve taşıyıcı ayaklar gibi belirli unsurların ana hatlarını belirleyerek onları heykelsi unsurlara dönüştürüyor.”

    Kurucu ortak Eda Akaltun ise, “Batıl inançlara kültürümüzün kökenlerinde rastlıyoruz. Koruyucu bir tılsım olarak nazar boncuğu kullanımı, içerisinde Türkiye topraklarının da bulunduğu geniş bir coğrafyada binlerce yıl öncesine uzanan ve günlük yaşamın içine işlemiş bir gelenek. Muazzam güç ve anlam taşıyan bu sembolün günümüzde her yerde kolayca bulunan kullan at objelere dönüştüklerini ve esas anlamlarının bir kısmını yitirdiklerini görüyoruz. Metalaştırılmış bir sembolü alarak onu çağdaş bir yorumla benzersiz ve kendine özgü bir konuma yükseltmek istedik”

    Ahu’nun ilk koleksiyonu olan Meyhane’nin Nazar Dolabı, 20-26 Eylül 2021 tarihleri ​​arasında Londra Tasarım Festivali kapsamında Kings Cross tasarım semtinde yer alan St. Pancras Renaissance Hotel'de ilk kez meraklıların beğenisine sunuluyor.

     

    Ahu'nun özgün tasarımları Ekim 2021'den itibaren sipariş edilebilir.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.