Ezginin Günlüğü denildiğinde hepimizin aklına mutlaka en az bir tane şarkı gelir. Birçoğumuzun başından en az bir kere geçmiştir o şarkılar yani. Denizlerde, vapurlarda martıları sevmeyi öğrendik kimi zaman. Kimi zaman özgürlüğü tattık, direndik. Özlediğimiz de oldu o şarkılarda. Ama sevmek her zaman vardı bir yerlerde. Kurulduğu dönemin de etkisiyle, ülkenin sevgisiz kalmış her yerinde yeni bir umut oldular. Özellikle ilk albümleri, ülke insanının her dönemdeki eksikliğini çok güzel tamamladı. Çünkü, 1982'de İstanbul'da kurulduğunda, insanların birlikte bir şeyler yapması pek de kolay değildi. İşte tam da öyle bir dönemin sesi oldu Ezginin Günlüğü. Şiirler bestelediler, geleneksel halk türkülerini yeniden yorumladılar ve "özgün müzik" türünün ilk ve en sevilen örneği oldular. Emin İgüs (vokal, bağlama), Nadir Göktürk (cura), Cüneyt Duru (gitar) ve Tanju Duru (gitar, bas) ekibin ilk çekirdek kadrosunu oluşturuyordu. İçeriğimizin konusunu oluşturan Seni Düşünmek, bu birbirinden yetenekli müzisyenlerin yanında; Şebnem Başar (vokal), Güneş Uras (flüt), Göksun Doğan (klarnet), Vedat Verter (bağlama), Hüseyin Kaya (piyano) ve Cem Doğan (keman) ile beraber çıkardıkları ilk albüm. Birbirinden güzel şiirlerin bestelerinin ve halk türkülerinin ev sahipliğini yapan bu albümü birlikte bir kez daha analım, güzel dinlemeler!

1. Gelmiyorsun

"Yetişmiyor sana sesim, bekliyorum gelmiyorsun."

Hani bazı şarkılar vardır güzelliğine şaşırıp kaldığımız. İşte bu şarkı onlardan biri. Şarkıdaki nahiflik, samimiyet ve hüzün bizi buruk bir hisle bırakıyor. Sözlerinin, Gündüz Göktürk şiirine ait olduğu ve Nadir Göktürk tarafından bestelenip Emin İgüs'ün seslendirdiği bu eşsiz parça, albümün ilk şarkısı. Eserin sözlerinin kırılganlığıyla enstrümanlar özenle birbirini izlerken Emin İgüs'ün huzur dolu sesi bizi defalarca büyülüyor.

2. Çamdan Sakız Akıyor

Kahramanmaraş Elbistan yöresine ait bir türküyle devam ediyoruz şimdi. Albümün havasını hiç bozmadan, nahif bir biçimde düzenlenmesi yapılmış bu türkü, insanın içini sıcacık yapıyor. Hem gülümseten hem de hüzünlendiren, sözlerinin havasını tam olarak yansıtan harika bir düzenleme olmuş. Şebnem Başar'ın ve Emin İgüs'ün seslerinin ise birbirine ne kadar yakıştığını söylemeden edemeyeceğiz. Dürüst olmak gerekirse, bu halini dinledikten sonra başka yorumları dinleyesimiz pek gelmiyor.

3. Gökte Uçan Huma Kuşu

Yine benzersiz bir yorumla devam ediyoruz. Şebnem Başar'a eşlik eden flüt ve piyano, türküye bambaşka bir hava katıyor. İlk başta sakin bir şekilde bizleri karşılayan piyanoya beklenmedik bir anda giren Başar'ın sesiyle irkiliyor ve sonrasında kendimizi bu eşsiz yoruma bırakıyoruz: "Gökte uçan hüma kuşu/Ne bilir dalın kıymatın?"

4. Ağıt

Pir Sultan Abdal'ın kızının, onun ölümünün ardından söylediği rivayet edilen bir ağıttan geliyor sıradaki yorumumuz. Yine, albüme yakışır güzellikte yorumlamış Ezginin Günlüğü bu türküyü. "Yorum" kelimesine her seferinde hakkını verdiklerini görüyoruz. Çünkü, kendilerine özgün bir biçimde yeniden ortaya koydukları her türküyü daha da benimsiyoruz onlar sayesinde. İşte Ağıt da defalarca dinlesek bıkmayacağımız bir yorumla bizlere sunuluyor.

5. Görüş Günü

Görüş Günü, bir Enver Gökçe şiiridir ve bestesi de Vedat Verter'e aittir. Şiir bestelemekte o kadar başarılılar ki, bu şiirler daha farklı nasıl çalınır, söylenirdi insan hayal edemiyor. Kemanla birlikte ortaya konan hüzün ve aynı zamanda umut, baştan sona hakim şarkıya. Her şarkıda olduğu gibi vokallerin uyumu baş döndürücü bir etki bırakıyor.

6. Bilinmeyen Ülke 

Albümde, bestesi yapılmış bir diğer şiir Aleksandr Puşkin'in Ataol Behramoğlu tarafından çevirisi yapılmış şiiri "Bilinmeyen Ülke". Bestesini Emin İgüs yapmış ve parçayı da kendisi seslendirmiştir. Türkçede bile bu kadar etki yaratan bu şiiri, kim bilir asıl dilinde nasıl bir etki yaratıyordur diye düşünmeden geçemiyoruz. Tabii, şiirin müzikalitesinin enstrümanlarla birleşiminden doğan bu harika beste de kült parçalardan biri olmayı başarıyor.

7. Yıldız Dağı

"Yıldız Dağı işte de geldim yanına/ Bir teselli versene garip canıma/ Salıver gideyim de nazlı yarime"  Ezginin Günlüğü düzenlemeleriyle yeniden hayat bulan bir başka türkü, hem de Rumeli türküsü Yıldız Dağı. Piyano solosuyla başlayıp Emin İgüs'ün huzur dolu sesiyle devam ediyor yorum. Son derece hüzünlü bu muazzam türkünün üzerine daha ne söylenebilir ki?

8. Uzun Dere Barı

Albümün sekizinci parçasına geldiğimizde enstrümantal bir yorum karşılıyor bizi. Bağlama, gitar ve curanın beraberliğiyle adeta içimize işliyor parça. Albümün tek enstrümantal parçası olarak daha fazla söze gerek yok dedirtmeyi başarıyor.

9. Gelen Benim

"Pınarından özgürlüğün al bir yudum/ Çek bir soluk rüzgârından sevdamızın." Yine bestelenmiş bir şiirle devam ediyoruz. Abdülkadir Meriçboyu'nun Düşünceler şiirinin Nadir Göktürk tarafından bestelenmesiyle ortaya çıkıyor bu benzersiz parça. Şiirlerini toplumcu gerçekçi bir çizgide yazan Meriçboyu'nun bu güzel şiiri, Ezginin Günlüğü tarafından hayat buluyor. Şarkı, daha girişinden yakalıyor insanı. Merakla, nasıl devam edecek derken de kendinizi şarkının büyüsüne kaptırırken buluyorsunuz.

10. Seni Düşünmek Güzel Şey

Ve geldik albüme adını veren şiire. Nazım Hikmet Ran'ın o ünlü şiiri Seni Düşünmek'i besteleyerek, şiirin hayat bulmasını sağlıyorlar. Tabii şaşırtmayacak ama, Nadir Göktürk tarafından bestelendiğini dile getirmekte fayda var. Piyano ve flütün uyumu, vokallerle birleşince yine mükemmel bir biçimde ortaya konmuş.  Şiirlere doyamadığımız bu albümü o güzel dizelerle bitirelim öyleyse. "Seni düşünmek güzel şey  Seni düşünmek ümitli şey  Dünyanın en güzel sesinden  En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey  Fakat artık ümit yetmiyor bana  Ben artık şarkı dinlemek değil  Şarkı söylemek istiyorum."