Antik Yunan sanatına baktığımızda çağlar boyu gelişen bir anlayışın hakim olduğu gözlemlenir. Dönemlerin başları ve sonlarındaki sanat anlayışı bile faklılaşıp gelişmiştir. Fakat Mısır sanatında bu gelişimden söz edilmez. Yıllar boyu aynı sanat anlayışıyla benzer sanat eserleri üretilir. Birbirine benzeyen simetrik büstlerin altında, Nil Nehrinin toplum üzerinde yarattığı etki de söz konusudur.
Nil Nehri, Antik Mısır için tanrılar tarafından gönderilmiş bir hediyeydi. Mısırlılar bu nehir sayesinde tarım yapabiliyorlardı. Tarım sayesinde devlet, vergi ve stok kavramları insanların hayatlarında iyice yer edinmişti ve medeniyetin gelişimi sağlanmıştı. Fakat tarıma geçmek kolay olmamıştı; tarım, Mısır halkını hesaplamalar yapıp bu hesaplamalara göre yaşamaya zorlamıştı. Dönemin bilgi birikimi ve tecrübesizliği birleşince Mısır halkının Nil'in dinamiğine alışması için bu nehri deneyimlemeleri gerekiyordu. Nehrin evrelerini yaşayarak bu evreleri öğrenmişlerdi.
Fakat bu dönem sonunda öğrendikleri tek şey Nil'in evreleri olmamıştı. Nil Nehri, Mısırlılara düzeni de öğretmişti. Bu nehrin kutsallığına inanan Mısırlılar, yalnızca tarımda değil; astronomide, matematikte, geometride de belirli bir döngü ve düzen olduğunu fark ettiklerinde, hayattaki her şeyin belli bir düzen içinde olması gerektiğine inandılar.
Bu inanış onlara simetrinin gücünü kullanmalarını söylemişti. Piramitlerinde inanılmaz bir geometriyle kusursuz simetriyi yakalamaya çalıştılar, heykellerini yüz yıllar boyu aynı yüz ifadeleriyle simetrik bir biçimde yaptılar. Sanatta gelişime tam anlamıyla karşı değillerdi ama gelişim ve değişim, onlar için bir anlam ifade etmiyordu; halihazırda düzene dayalı bir üslubu benimsemişleri.
Aynı dönemlerde yaşamış Antik Yunan'a benzer olarak, sanatı tanrıları için yapıyorlardı. Fakat Yunan'ın farkı, felsefi düşünceyi de işin içine katıp insan faktörünü sanat eserlerine yansıtmak olmuştu. Antik Mısır'da zanaatkarlarının tek motivasyonu din ve statü olduğundan estetik ve tinsel kaygılar göz ardı ediliyordu.
Bilimde bu denli ilerlemiş bir medeniyetin sanat ve felsefeye dair birikimlerinin olmaması maalesef ki harcanılmış potansiyeldir.
İnsan beyni sınırsızdır, sorgulayın.
Yorum Bırakın