Ümitsizlik…
Çağın sorunu mu yoksa insanlık tarihinin en azılı düşmanı mı bilinmez ama insanın ayağını kaydırdığı ya da başını döndürdüğü kaçınılmaz bir gerçek.
Bu kitabı okumak için uzun bir zaman tanıdım kendime; bilinir ki, en uygun zamanda uygun ruh haliyle okunan kitabın verdiği hazzı çok az şey verir insana. Zamanı gelince satır satır işleyecektim zihnime. O gün gelip çattığında Nietzsche’nin ümitsizliği, Breuer’un çaresizliği, Salome’nin kararlılığı, Freud’un dostluğu eşlik etti. Hepsiyle tek tek sohbet edip en çok da kendimle baş başa kaldım bu kitabı okurken. Nietzsche’nin henüz iki kitabı çıkmış beklenilen etki yaratılmamıştır ama meşhur Zerdüşt’ün doğumu da yakındır. -tabii insanlık buna hazır mıdır, tartışılır- Kitap; insanın en büyük yardımı en çok kendinden beklemesi gerektiği, yalnızlığın açtığı o koca oyuğa rağmen insanın yine nasıl ona sığındığı, yalanlar, gizli sırlar, ihtiraslar ve itiraflar üzerine inşa edilmiş. Tarihte birbirleriyle belki de hiç karşılaşmamış bu insanların yollarının kesişmesiyle başlayan serüveni sevmemek zor. Kitabı gerçekten fazlasıyla sevmiş biri olarak beni rahatsız eden tek bir nokta var ki; o da yazarın kadın karakterlere karşı tutumu. Salome olsun, Bertha olsun veya Mathilde hiç fark etmez. Kadının yaptığı tek şeyin cazibesini kullanarak erkekleri ne derece etkilediği, söz hakkının olmadığı veyahutta durumlara, olaylara, kişilere karşı tutum, duruş ve tepkileri… Her ne kadar dönemin etkisi demek istesem de kitaptaki kadının duruşu oldukça rahatsız edici tasvir edilmişti bana göre.
Birçok sancıya ve doğuma gebe zihnimizde; irdelemeler, sorgular, sonu gelmez sorular ve daha onlara yanıt bulma amacı güdemeden yeni soruların oluşma fikri sizi rahatsız etmiyor ve tersine merak uyandırıyorsa okuyun derim, insana objektif bir bakış açısı kazandırdığı aşikar.
Nietzsche’nin karanlık yalnızlığında kaybolmanız da cabası. Çünkü insan bazen tam da kayboldum zannederken bulur yolunu. Gideceğimiz yönü bilmek, içgüdülerimizi dinlemek gerek.
Peki ya sizin en büyük ümitsizliğiniz nedir, sizce de ümitsizlik Nietzsche’nin dediği gibi, insanın başına gelmiş en korkunç şey midir?
BONUS..

Aynı zamanda film severlere müjde!
Yönetmenliğini Pinchas Perry’nin yaptığı bu kitaptan uyarlama filmde Nietzsche’yi Armand Assente, Doktor Josef Breuer’i de Ben Crosb canlandırmaktadır. Meraklısına iyi seyirler.
Yorum Bırakın